Uzun süredir hayvancılık ve süt üreticilerin derdi haline gelen üretimde en fazla maliyet artışına sebep olan yem fiyatları süt fiyatlarındaki artışın olmasını kaçınılmaz kılıyor. Ama süt üreticisi bir türlü süt fiyatlarındaki maliyet artışlarını süt fiyatlarına yeterli miktarda yansıtamadığından şikayetçi oluyor.

Konu ile ilgili İşte Çanakkale Gazetesi’ne değerlendirmede bulunan Faruk Keskin, “Süt fiyatlarındaki artış, maliyetleri kapatacak kadar bir artış maalesef değil, düşünsenize yem fiyatları yüzde 30 artıyor, hatta üstüne de artıyor, bazı yemler piyasa da fiyat değişkenliği gösteriyor, anlamak elbette güç, ama üretici bu alanda eziliyor. Sürekli mağdur oluyor” dedi.

Ulusal Süt Konseyi (USK) Yönetim Kurulu, 1 Temmuz-31 Aralık 2021 tarihleri arasındaki soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatını belirlemek üzere geçtiğimiz günlerde toplanmıştı.  1 Temmuz 2021 – 31 Aralık 2021 tarihleri arasında kalite esaslı soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatı 3,20 TL/Litre olarak belirlendi. USK'dan yaptığı açıklamada, "Çiğ süt üretiminde kalitenin artırılmasını ve üretici gelirlerinin yükseltilmesi ile süt ürünleri üretiminde verimliliğin sağlanması amacıyla çiğ sütün tavsiye fiyatının kalite esaslı açıklanmasına karar verilmiştir" dedi. USK'dan yapılan açıklamada detaylar şöyle: "Uygulanacak kalite kriterlerinde; Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında %3,5 yağ ve %3,1 protein Ekim-Kasım-Aralık aylarında %3,6 yağ ve %3,2 protein değerleri baz alınacaktır. Ayrıca yağ ve protein oranlarındaki her bir dizyem (%0,1’lik değişim) için ± 5 Kuruş fark uygulanacaktır."

Konsey, "Tarım ve Orman Bakanlığı ile yapılan görüşmeler sonucunda; 2021 yılı Temmuz – Aralık aylarına ait çiğ süt destekleme priminin 0,20 TL/ Lt olarak belirlendiği bilgisi edinilmiştir. Ulusal Süt Konseyi, maliyet ve satışlarda öngörülmeyen değişimler görülmesi durumunda yeniden toplanıp karar verecektir" açıklamasında bulundu.

“ÜRETİCİ EZİLİYOR VE MAĞDUR”
Faruk Keskin, “Süt fiyatlarındaki artış, maliyetleri kapatacak kadar bir artış maalesef değil, düşünsenize yem fiyatları yüzde 30 artıyor, hatta üstünde artıyor, hatta üstüne bulunmayan bazı yemler piyasa da fiyat değişkenliği gösteriyor anlamak elbette güç, ama üretici bu alanda eziliyor. Sürekli mağdur oluyor. Bu belki bir süre öngörülür kısa bir süre olsa 2-3-4 ay ama ya sonrası bu bitmeden son 1 yıldır hissediyoruz. Ama üretmekten vazgeçmiyoruz. Böyle giderse eksiye gidiyoruz. Bu ülke için elbette üretim için kabul etmek zor bir şey, Süt üreticisi hak ettiği ölçüde kazanamayınca, yem üreticisi de hak ettiğini kazanamıyor. Tarım alanında etkili olan çalışanlarda kazanamıyor. Bu anlaşılmıyor belki ama biz bunların sebebini defaatle sürekli anlatıyoruz. Süt Fiyatlarının en fazla artış yaşamasına sebep olan maliyet girdilerinden birisi yem fiyatları ve hayvanların sağlık giderlerinin karşılanması için kullanılan giderler. Artan veterinerlik maliyetleri yakıt giderleri ve piyasada kullanılan her şeyin döviz etkisinde artması neticesinde fiyat artışı yaşanıyor. Ama bu fiyatların tam anlamıyla süt piyasasına yansıması görülemiyor’’ dedi.

PEKİ YEM FİYATLARI NEDEN ARTIYOR?
Yem üreticileri fiyat artışı konusunda yurt dışı ve yurt içi kaynaklı çok farklı nedenler sıralıyor. Yem fiyatındaki artışın nedenleri özetle şöyle: Dünya soya fiyatları arttı Arjantin'in soya üretiminde düşüş olacağını bildirmesi ile dünya soya fiyatlarında bir yükselme yaşandı. Soya fiyatının artması yem fiyatına doğrudan zam olarak yansıyor. Çünkü, yem sanayinde ciddi bir soya bağımlılığı var. Türkiye, yılda 2 milyon tonun üzerinde (2017'de 2 milyon 175 bin ton) soya tüketiyor. Bunun büyük bölümü yem hammaddesi olarak kullanılıyor. Tüketilen soyanın sadece yüzde 7'si yani 140 bin tonu Türkiye'de üretiliyor. Yüzde 93'ü ithal ediliyor. Bu nedenle dünyadaki fiyat artışı Türkiye'yi doğrudan etkiliyor. GDO denetimi soya girişini azalttı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada "Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) konusunda daha dikkatli olacağız" sözleri bürokratlar tarafından emir kabul edilerek, Türkiye'ye ithal edilen soyada daha sıkı denetimler yapılmaya başlandı. Yem amaçlı ithalatına izin verilen soya genlerine bile zorluklar çıkarılıyor. Bugüne kadar 150 bin ton soya bu şekilde gemilerde bekletildi. Bazı gemilerdeki ürünler geldiği ülkeye iade edildi. Bu engelleme yem fiyatları artıran bir başka faktör. Çin'in alımları ayçiçeği küspe fiyatını yükseltti Yeterli soyayı bulamayan yem sanayicileri, Ukrayna, Kazakistan, Rusya, gibi Karadeniz bölgesindeki ayçiçeği küspesine yöneldi. Fakat, Çin'in bu ülkelerden çok miktarda ayçiçeği küspesi alması orada da fiyatları yükseltti. Yem hammaddesi olarak kullanılan ayçiçeği küspesindeki bu fiyat artışı yem maliyetlerini artırdı. Dövizdeki artış etkili oldu Yem fiyatlarındaki en önemli nedenlerden birisi de dövizdeki yükselme. Yem hammaddesinin en az yüzde 50'sini ithalatla karşılayan yem sektörü, artan döviz fiyatları nedeniyle hammaddeyi her geçen gün daha pahalıya alıyor. Dolayısıyla bu maliyeti fiyatlara yansıtınca yeme zam yapmak durumunda kalınıyor. Yem sanayicileri, bugüne kadar yaptıkları iki zam ile fiyatları yüzde 13-14 artırdıklarını ancak buna rağmen yüzde 2 civarında zararla çalıştıklarını belirterek, bugün yarın yapılacak üçüncü zam ile toplamda fiyat artışının yüzde 20'ye ulaşacağını ifade ediyor. ‘’Yüzde 50 dışa bağımlılık yem fiyatlarının artmasındaki en büyük etken. Bu bağımlılık bir iki günde değiştirilecek bir durum değil. Uzun vadeli tarım politikası gerektiriyor. Şu anda yapılabilecek en akılcı şey, kaba yem tarafında üretimi artırıcı çalışmalar yapmaktır" görüşünü savunuyor.

Özel Haber: İbrahim Akın Kazancı