Ezine ilçesine bağlı Dalyan köyünde bulunan ve Alexandria Troas Antik Kenti zamanında iç liman olarak kullanılan kalp şeklindeki göl, yalnızca Ağustos ve Eylül aylarında pembe rengine bürünerek bilinir hale gelmişti. Ancak, Nisan ayında meydana gelen köpürme olayı, ziyaretçiler arasında tedirginlik yarattı.

 

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nden Dr. Tülay Bican Süerdem, göldeki köpüklenmenin dip suyu ile yüzey suyu sıcaklığı arasındaki farktan kaynaklandığını açıkladı. Dr. Süerdem, bu durumun müsilajla karıştırılmaması gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi:

“Bu köpüklenme tamamen gölün dip suyu ile yüzey suyu sıcaklığı arasındaki farktan kaynaklanıyor. Dipte bulunan mikroorganizmalar özellikle de bakteriler hücre etrafında müsilajımsı, jelatinimsi bir biyofilm tabakası oluşturabiliyor. Milyonlarca bakteri bir arada birbiriyle kontak hale geçtiğinde, iletişim kurduğunda ve su yüzeyine çıktığında; bazen jelatinimsi bir görünüm olabiliyor. Bu durum bazen bir film görünümü, bazen de köpüklenme olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla yine sıcaklıkların artmasıyla beraber gördüğümüz ama daha da fazla sıcaklık görüldüğü yaz aylarında da ortadan kalkan bir durum. Çünkü güneş ışınlarının da ultraviyole etkisiyle mikroorganizmalar ölüyor ve bundan dolayı da tamamen hangi dönemde bakteri yoğunsa; köpüklenme durumu söz konusu olabiliyor. Nisan ayında birden havaların ani sıcaklık artışıyla, 20 derecelerin üstüne çıkmasıyla beraber de böyle bir köpüklenme görmemiz çok olağan bir durum.”

 

Dr. Süerdem, müsilaj oluşumunun ise daha çok deniz suyuna ya da göl suyuna bir fosfat girdisi olduğunda veya dışarıdan organik atık girdisi olduğunda meydana geldiğini belirterek bu durumun gayet olağan bir durum olduğuna da dikkat çekti.

 

Uzmanlar da yaptıkları açıklamalarda, Göl üzerindeki köpüklenmenin doğal bir fenomen olduğunu vurgulayarak, vatandaşların endişelenmemesi gerektiğini belirttiler.

Murat Çağlayan