Yaşam

 “İnsanın kalbi engelli olmasın”

Engelleri aşkları ile aşan Şermin ve 2 yaşında Ayazma’da çok yüksek bir yerden suya düşen bedensel engelli Ayhan İnan çifti, 3 Aralık Dünya Engeliler Günü kapsamında Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törene el ele geldi.

“MUTLU OLMAYA ENGEL YOK

Çanakkale Belediyesi’nde çalışan bedensel engelli Ayhan İnan ve eşi Şermin İnan, kızları ile birlikte, 20 yıldır ele engellerin üstesinden geliyor.
Engelleri aşkları ile aşan Şermin ve 2 yaşında Ayazma’da çok yüksek bir yerden suya düşen bedensel engelli Ayhan İnan çifti, 3 Aralık Dünya Engeliler Günü kapsamında Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törene el ele geldi.
18 yaşında eşi ile tanışan ve çevresindeki herkesin, hatta ailesinin karşı çıkmasına rağmen hiçbir engeli görmeden Ayhan İnan ile evlenen Şermin İnan, “Sadece bir gün için değil, her gün engellilerin farkında olarak yaşamak gerekiyor” dedi.  Belediye personeli Ayhan İnan ise düşüncelerini, “20 yıldır eşimle birlikteyiz, Nisa Yağmur adında bir de kızımız var. Mutlu olmaya engelimiz yok.  Eşime benden korkmadığı için çok teşekkür ediyorum.  O benim sultanım. O bana yeter.  Eşimin aile de beni baştan kabul etmedi ama şu anda büyük bir aile olduk. Birbirimizi çok seviyoruz” dedi.
Çift, aradan geçen sürede sevgilerinde ve evliliklerinde hiçbir engeli tanımadan, kızları Nisa Yağmur ile birlikte örnek birlikteliklerine devam ediyor.

Engelleri aşkları ile aşan Şermin ve Ayhan İnan çifti,3 Aralık Dünya Engeliler Günü kapsamında Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törene el ele geldi.

“EŞİMLE TANIŞTIM İŞTE FENA MI”?
Henüz 2 yaşında iken Bayramiç Ayazma’da çok yüksek bir yerden düştüğünü ve onlarca ameliyat geçirdiğini anlatan bedensel engelli Ayhan İnan, ““Ben Bayramiç Evciler Köyü’ndenim. Annemler ben çok küçükken annemler kestane toplarmış Ayazma’da.  Ben orada çok yüksek bir yerden düştüm, düştüğüm yerde beş saat kalmışım. Çok ameliyatlar geçirdim.  Yıl 1979, o zaman insanlarımız birçok konuda çok bilinçsiz. Ben şu anda Nisa’mı asla bir uçurum kenarında kontrolsüz bırakmam.  Ölçer biçerim, tarlanın ortasında çardak yaparım. O dönemde sağlık kuruluşları konusunda da olanaklar kısıtlı idi. Benim çocuğum hasta olsa ben doktora götürürüm. Ama beni yürüyemeyince hocaya götürmüşler, yanlış doktora götürmüşler. İş buraya kadar gelmiş. Eşim hep der ki,  ‘Benle  tanıştın işte fena mı?’ İnsanlar bize farklı yaklaşmamalı, biz engelliyiz diye birbirimizi yemiyoruz. Yıllar içinde eşimle nice engelleri aştık. Keşke herkes bizim gibi düşünse” dedi.

“BİZİM SİZLERLE ARAMIZDA FARK YOK AMA BAZI İNSANLAR FARK GÖRÜYOR İŞTE”
Eşine engelli birine aşık olabildiği ve korkmadan evlendiği için hep teşekkür eden İnan, “2 yaşından sonra engelli oldum.  Eşim benim engelli olduğumu tabi ki biliyordu. Biz engelliyiz, özellikle engelli bir genç bir kadın arkadaşına açılmakta, duygularını ifade etmekte çok zorlanır. Ben çok şanslıyım. Eşim benim durumumu bilerek bana 18 yaşında iken âşık oldu.  Bizim sizlerle aramızda fark yok ama bazı insanlar fark görüyor işte. 20 yıldır eşimle birlikteyiz, Nisa Yağmur adında bir de kızımız var. Mutlu olmaya engelimiz yok. İnsanın kalbi engelli olmasın. Eşime benden korkmadığı için çok teşekkür ediyorum.  O benim sultanım. O bana yeter.  Eşimin aile de beni baştan kabul etmedi ama şu anda büyük bir aile olduk. Birbirimizi çok seviyoruz” dedi.

“SORUNU BERABER AŞALIM,  ORTAK AKILLA ÇÖZÜM ÜRETELİM”
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün kutlama değil farkındalık günü olduğunu da sözlerine ekleyen İnan, “Ben belediyede çalışıyorum. Biz bugünü kutlamıyoruz. Bu farkındalık yaratmak ve sorunlarımızı hem kurum kuruluşlara hem de vatandaşlara duyurmak için bir fırsat.  Engelliyiz de diye kutlama yapmıyoruz. Sorunu beraber aşalım,  ortak akılla çözüm üretelim diye bir araya geliyoruz.  Belediye ile birlikte farklı projeler üretiyoruz. Sağlıklı bir insan da çok sonradan engelli olabilir, olmayabilir de” şeklinde düşüncelerini ifade etti.

“SEVMİŞTİM ÇÜNKÜ”
 Hayat arkadaşının bir an olsun elini bırakmayan Şermin İnan da düşüncelerini , “Sadece bir gün için değil, her gün engellilerin farkında olarak yaşamak gerekiyor. Kızımın okuluna gittiğimde fark ediyorum ki otizmi çocuklardan çekinen insanlar var hala. Daha çok çalışmak, daha çok farkındalık çalışması yapmak gerekiyor. Eşim konusunda çevremden ailemden çok tepki almıştım.  Ailem razı olmayınca ben de kaçarak evlendim. Sevmiştim çünkü” şeklinde ifade etti.

Özel Haber: Dilek Akşen