Gündem

İLK BİNA YIKILDI, İKİNCİSİ DE MÜHÜRLENDİ

Ayvacık Babakale Köyü'nde 2009 yılında köy kadınları tarafından kurulan ve köy kadınlarına gelir elde etmesi için yine kadınlar işletilen Babakale Güzelleştirme Kültür ve Dayanışma Derneği’nin binası 2 Temmuz’da mühürlendi.

Ayvacık Babakale Köyü'nde 2009 yılında köy kadınları tarafından kurulan ve köy kadınlarına gelir elde etmesi için yine kadınlar işletilen Babakale Güzelleştirme Kültür ve Dayanışma Derneği’nin binası 2 Temmuz’da mühürlendi.

Derneğin çalışmalarının sistematik olarak engellendiğini iddia eden Babakale Güzelleştirme Derneği Başkanı Şükran Erkan, on yıl önce kurulan, yaklaşık 90’a yakın üyesi bulunan derneğin ilk yerinin yıkıldığını, ikinci yerlerinin ise faaliyete başlamadan  suyu kesilmek suretiyle mühürlendiğini ifade ederek, “Aile bütçesine katkı sağlamak amacıyla üreten kadınlarımızın çalışmaları engelleniyor. Her yaştan dernek üyesi köylü kadınlar dernek bünyesinde yöresel yiyeceklerini de satarak para kazanıyordu. Bu ne kin, bu ne nefret?” dedi.

Şükran Erkan, “Babakale Güzelleştirme Kültür ve Dayanışma Derneği emekçi kadınları olarak yıllarca ile  kendi üretimlerimizle aile bütçesine katkı sağlayacak çalışmalar yapıyoruz. Derneğimiz sadece el emeği üretmiyor, aynı zamanda çevre güzelleştirme adı altında çalışmalar yapıyor. Ama ne yazık ki erkekler sahip çıkmadığı için, dernek daha çok kadın derneği görünümünde. Bizler 10 yıldır ürettiklerimizi kazanca dönüştürüyor ve motivasyon amaçlı gezilere çıkıyoruz. Kıbrıs ve Gürcistan’a bile gittik. 10 yıl önce Babakale’de 25 yıl boyunca boş duran ve harabeye dönmüş bir yeri dernek binası olarak kullanmaya başladık. O arada benim eşim muhtarlık görevini yürütüyordu, şimdiki muhtar ise köy gençlerinin bu mevcut binaya talip olduğunu ifade ederek, bizi engelledi. Mangal yapılan, içki içilen harabe bina biz tutunca kıymetlendi. Eşimin muhtarlık görevi sona erdi, şimdiki Muhtar Bekir Vargın göreve seçildi. Sözleşmemizin bittiği gerekçesiyle bizi çıkartmaya çalıştılar. Bize tebligat gelmediği için süre uzadı. Ardından ise tahliye davası açtılar. Bizim avukatımız ise binanın ruhsatlı bina olmadığını ispatladı, İl Özel İdare ve Encümen kararı çıktı ve bu kullandığımız bina yıkıldı. Mart 2020’de gerçekleşen bu yıkım durumumun ardından bu kez derneğimiz için başka bir yer arayışına girdik.  Taşınabilir, prefabrik yer bulduk, taşındık, yine engellemeler başladı. Bu kez de dışı tuğla görünümlü, ahşap pergule dediler ve yerimiz kıyı kenar çizgisine yakın bir konumda olduğu gerekçesi ile mühürlendi. Oysa sorun kaçaksa, çevremizde buna emsal temsil edecek birçok işletme bulunuyor, Balıkçı Kooperatifi için kafe açıldı, tam denizin ortasında, kıyı kenar filan hak getire, ama aldıran bile yok. Köyde bir sürü kaçak yapı var, ama bu tutum sadece bize yönelik. Bunun nedenini anlamakta gerçekten zorlanıyorum, nedir bu kin, bu nefret?” dedi.

“SUÇLUYMUŞUZ GİBİ DAVRANDILAR”
“Şu an derneğimiz kağıt üzerinde faaliyette, ama yerimiz yok “diyen Erkan, “Bu sorun kangren olmuş gibi, çözüleceğine inanmıyorum. Oysaki uzlaşmak için her yolu denedik, ama oturduğumuz masadan kalkmak zorunda kaldık. Hatta muhtar derneğin kazancını bana rapor edeceksiniz bile dedi. Suyumuzu bile kestiler. Suyumuz kesilince depo aldık, henüz taşınmamışken yine tebligat geldi, 2 Temmuz’da da mühürlendi.  Hatta Jandarma ve İl Özel İdaresi’nden yetkililer geldi. Adeta bize suçluymuşuz gibi davrandılar. Bize yapılan büyük haksızlık. Konunun çözümü için milletvekillerine yazı yazdım, ilgilenen olmadı. Bir tek CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural ilgilendi .

Özel Haber: Mine Tarım