Atçılığın bir hayat biçimi olduğunu belirten Başdoğan, "Hayatın her alanında olduğu gibi atçılıkta da zorluklar vardır. Bir insanı attan korkutmak dünyanın en kolay işidir. Bir insanı, ata sevdirmekte maharettir, hocalıktır, teşviktir. Atın, kolay olmadığını kitabımda anlattım. Ancak atla bir hayat düşünüyorsanız sıkıntılarla uğraşabilecek iseniz gönül rızasıyla yapılacak bir iştir" dedi.
İstanbul’da özel bir radyoda, uzun yıllar at üzerine program yapan Emin Mahir Başdoğan, Bayramiç ilçesinin Mollahasanlar köyü yakınındaki at çiftliğinde, ilk kez işin mutfak kısmında bulunduğunu ifade etti. Kazdağları'nın Kuzey yamacındaki Mollahasanlar köyü yakınında satın aldığı arazide at çiftliği kuran Emin Mahir Başdoğan, burada eşi Melda Başdoğan ile birlikte 7 yıldır atlarla birlikte bir hayat sürdürüyor. Başdoğan, 8 binek atıyla sürdürdüğü renkli yaşamı, 'At'a Sözlerimiz' ve 'Evde At Beslemek' isimli 2 kitap yazarak anlattı. Bir yandan da bölgedeki at meraklılarına; atların yaşam biçimi hakkında bilgiler verip, at binmeyi öğreten Başdoğan'ın çiftliği, yöre halkı tarafından sıkça ziyaret ediliyor.
'AT AİLE İLE BERABER YAŞAYABİLİR'
Emin Mahir Başdoğan, atın dünyayla, insanla, tarihle ve kültürle alakalı söylenecek bir sürü sözün içinde yeri olduğunu belirtti. Atın kocaman bir mecaz olduğunu söyleyen Başdoğan, "Bunları, anlamak ve anlatmak mümkün.1995 yılına kadar hobi atçısıydım. Bir yerde çalışıyordum. Hafta sonu gelip atıma biniyordum. 1995'ten itibaren de hobim, uğraşım oldu. Buraya gelene kadar da kendimi, 'atçı' kabul ediyordum. Ama burada tam olarak 'atçı' oldum. Çünkü, hep İstanbul'da bir tesiste, kulüpte başkasının baktığı atlara hafta sonu gidip biniyordum. Anladım ki at, çok emek yoğun bir iş. Atçılık, istihdam değeri yüksek bir iştir. Fiziki güç harcatan ama ruha, akla çok iyi gelen bir iş. Akşam yattığın zaman nerede yattığını hatırlamayacak kadar yorgun olabiliyorsun. Yakındaki köylerden arkadaşlar geliyor. Ata güzel ve doğru binmeyi öğrenmeye çalışıyorlar. Bugün, atçılığın unuttuğumuzu düşünüyorum. Onun için konuşmayı, yazmayı, anlatmayı tercih ediyorum. Kitabımda; evinizin bahçesinde eşiniz, çocuklarınız varsa torunlarınızla birlikte atın beslenebileceğini anlatıyorum. At bakmak tek başına bir kişinin yapabileceği bir iş değil. Evine at almak ve ailesiyle beraber o atın yükünün altından kalkabilmek bence büyük bir meziyet. Atçılık bir hayat biçimidir. Atla beraber olmaya niyetliyseniz, sıkıntılarla uğraşabileceğinizi düşünüyorsanız, tedbirleri elden bırakmadan gönül rızasıyla yapılacak bir iştir" diyor.
‘KORKAN İNSANLA ÜRKEN ATI BULUŞTURUYORUM’
Çiftliğe gelen Ece Turan’a (8) at binmeyi öğrettiğini belirten Başdoğan, “Ece, ilk önce 'korktuğunu' söyledi. Şimdi korkusunu yendi. İnsanlar nasıl korkuyorsa, atlarda insanlardan korkuyor. Benim vazifem; ürken ve korkan atla korkan insanı birleştirebilmek. Bir insanı, attan korkutmak ve soğutmak dünyanın en kolay işidir. Bir insanı, ata sevdirmek maharettir, hocalıktır, teşviktir” diye konuştu.