Sinir sisteminin önemli hastalıklarından MS (Multiple Skleroz) hakkında bilgiler aktaran Medical Park Çanakkale Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Rengin Artuğ, MS’in gençlerde nörolojik nedenli engelliliklerde birinci sırada olduğuna dikkat çekerek “Yeni MS’liler için gelecek daha parlak olabilir. Erken ve uygun tedavi ile artık MS hastalarının çoğu yaşamlarını önemli kısıtlamalar olmadan devam ettirebileceklerdir” dedi.
Multipl Skleroz (MS) hastalığının beyin, omurilik ve optik sinirler dâhil olmak üzere merkezi sinir sistemini etkileyen kronik ve otoimmun aracılı bir rahatsızlık olduğunu ifade eden Medical Park Çanakkale Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Rengin Artuğ, “MS kalıtsal bir hastalık değildir. Ancak genetik bir yatkınlıktan söz edilmektedir. Ailelerinde MS bulunan kişilerin MS’e yakalanma eğilimi az da olsa vardır” şeklinde konuştu.
HENÜZ NEDENİ SAPTANAMADI
Çok farklı teoriler olmasına rağmen MS’in nedeninin henüz kesin olarak saptanamadığını belirten Uzm. Dr. Rengin Artuğ, “Hastalığa neden olabilecek çok çeşitli nedenler (daha önce geçirilmiş virütik enfeksiyonlar, çevreden kaynaklanan bazı zehirli maddeler, beslenme alışkanlıkları, coğrafi etmenler, vücudun savunma sistemindeki bozukluklar) suçlanmışsa da hiçbiri kesin neden olarak saptanamamıştır” dedi.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ KENDİ SİNİR SİSTEMİNE SALDIRIYOR
MS’in çocukluk veya gençlik döneminde vücuda giren herhangi bir virüsün uzun süre hiçbir belirti göstermeden vücutta kaldığı, daha sonra yine bilinmeyen bir nedenle, örneğin şiddetli bir üst solunum yolu hastalığı ya da gastroenterit ile tetiklenerek ortaya çıktığı oto-immün (vücudun kendi bağışıklık sisteminin neden olduğu) bir hastalık oluşuyla ile ilgili bilgilerin olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Rengin Artuğ, “Bağışıklık sistemimiz normalde vücuda giren yabancı virüslere karşı vücudu korumak için karşı saldırıya geçip onlarla mücadele ederken yanlışlıkla, bilinmeyen bir nedenden ötürü merkezi sinir sistemindeki sinirlerin miyelin kılıfına saldırıp onları tahrip etmektedir” ifadelerini kullandı.
KADINLARDA DAHA SIK GÖZÜKÜYOR
Hastalık başlangıcının genellikle 20-40 yaşlar arasında olduğunu, ancak 10 yaş öncesi ve 40 yaş sonrası başlayan vakaların da olduğunu belirten Uzm. Dr. Rengin Artuğ, “MS kadınlarda daha sık görülür. Üreme çağındaki gençlerde, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek toplumlarda, kentlerde yaşayan eğitim düzeyi yüksek kişilerde, ekvatordan uzaklaştıkça kuzey ülkelerinde görülme sıklığı fazladır” diye konuştu.
BELİRTİLERİ HASTADAN HASTAYA FARKLILIKLAR GÖSTERİYOR
MS belirtilerinin, şiddet ve gidişat açısından hastadan hastaya farklılıklar gösterebileceğinin ve etkilenen sinir sistemi bölgesine göre değişebileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Rengin Artuğ şu bilgileri paylaştı:
“Bulanık görme, çift görme, normal dışı yorgunluk, yüzde, kollarda ya da bacaklarda uyuşma, karıncalanma, keçeleşme gibi duyusal belirtilerin yanı sıra trigeminal nevralji, yüzde, kolda, bacakta kuvvet kaybı, ince hareketlerde beceri kaybı, tekrarlayan yüz felci, idrar kaçırma veya yapamama, kabızlık, cinsel işlev bozuklukları, titreme ve diğer hareket bozuklukları, baş dönmesi ve denge sorunları, duygu durum bozuklukları, unutkanlık, uyku sorunları gibi belirtiler de olabilir. Belirtilerin bir ya da birkaçı birlikte olabilir. Hastalığın ilk belirtileri birkaç gün içinde ortaya çıkar; alevlenmeler ve düzelmelerle seyreder. Başlangıç dönemlerinde tam bir düzelme gösterirken, az sayıda hastada baştan itibaren düzelmeler olmaksızın kötüleşme söz konusu olabilir.”
MS HASTALARININ EVLENMESİNDE SAKINCA YOK
MS’in ölümcül olmadığını ve bulaşıcılığın söz konusu olmadığını vurgulayan Uzm. Dr. Rengin Artuğ “MS hastalığı gizlenecek ve utanılacak bir durum değildir” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“MS hastaları, istedikleri herkese hastalıklarını anlatabilecekleri gibi kimseye MS hastası olduklarını anlatmak veya açıklamak zorunda da değildirler. Günlük aktivitelerini, sosyal ve mesleki işlerini devam ettirmeleri önerilmektedir. MS, genç insanlarda nörolojik nedenli engelliliklerde birinci sıradadır. Eğer MS’e bağlı özürlülük var ise sağlık raporu alarak işyerinde uygun düzenlemeleri talep edebilirler, bu hastalarımızın en doğal hakkıdır. MS hastalarının evlenmesinde sakınca yoktur. MS hastaları evlenip çocuk sahibi olabilmektedirler. Ancak uygun zaman ve koşullarda planlanmalıdır. Doğumdan sonraki 3-6 aylık süreçte atak riski artabileceği için destek tedavisi gerekebilir. MS’in çocuklarda ortaya çıkma olasılığı ise çok düşük, yüzde 1-2’lerde bir olasılıktır.”
ERKEN VE UYGUN TEDAVİ ÖNEMLİ
Yeni MS’liler için geleceğin daha parlak olduğunu altını çizen Uzm.Dr. Rengin Artuğ, erken ve uygun tedavi ile MS hastalarının çoğunun yaşamlarını önemli kısıtlamalar olmadan devam ettirebileceklerinin altını çizerek şu bilgileri paylaştı:
“MS internette, gazetelerde, TV kanallarında tedavisi olmayan ve tüm hastalarda sakatlık yapan bir hastalık olarak tanıtılmaktadır. Oysa ki, günümüzde MS iyi kontrol altına alınabilen bir hastalık haline geldi. Hastalığı eskiden başlayan ve erken tedavi edilmeyen hastaların bir kısmı koltuk değneğine, tekerlekli sandalyeye hatta yatağa bağımlı durumdadır. MS sakatlığa neden olduktan sonra sakatlığı iyileştirmek günümüzde mümkün olmamaktadır. Ancak erken ve uygun tedavi, kısıtlamaların azaltılması açısından büyük önem arz etmektedir. Nasıl ki tansiyon, şeker, tiroit hastalıkları gibi pek çok hastalık tam olarak ortadan kaldırılamıyor ama kontrol altına alınabiliyorsa, MS için de durum benzerdir.”
D VİTAMİNİNDEN ZENGİN BESLENİLMELİ
Sağlıklı bireyler için doğru olanların MS hastaları için de geçerli olduğunu, dengeli, liften, sebze ve meyveden zengin, yağ oranı az Akdeniz diyetinin MS hastaları için uygun olacağını ve tuzun azaltılması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Rengin Artuğ, “Balık, pek çok açıdan hem genel sağlık hem de MS hastalığı için iyi bir besindir. Balık tercihinizde, Omega yağ asitlerinden (özellikle Omega 3,6 ve 9) zengin olanları tercih edebilirsiniz. En önemlileri; her çeşit somon, beyaz ton balığı, alabalık ve hamsidir. Bu balıklarda D vitamini de yüksektir. D vitaminini MS tedavisinde yeri olabileceğini öne süren veriler mevcuttur ve bu konuda araştırmalar hâlâ devam etmektedir. MS hastasıysanız kuru fasulye, tahıllar, kabuklu yemiş ve tohumlardan da protein alabilirsiniz. Yağ tüketiminde sıvı yağları kullanmayı tercih edebilirsiniz. Ayrıca taze sebze ve meyveler tercih edilmeli, kızartmalardan ve katkı maddesi bulunan yiyeceklerden kaçınılmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.