Eğitim

'Eğitim, pandemi sürecinden çok olumsuz etkilendi'

Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar Boğaz TV ‘de canlı olarak yayınlanan Güncel programında İşte Çanakkale Gazetesi muhabiri Ogün İnal’ın sorularını yanıtladı.

Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar Boğaz TV ‘de canlı olarak yayınlanan Güncel programında İşte Çanakkale Gazetesi muhabiri Ogün İnal’ın sorularını yanıtladı. Coronavirüs sürecinde eğitimi değerlendiren Hacımusalar, “Süreçten tabi ki her kesim etkilendi ancak eğitim Coronavirüs Pandemisinden en çok etkilenen alandı” dedi.

KARNELER ALINDI AMA EĞİTİM 2 TEMMUZ’A KADAR DEVAM EDECEK
Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar Coronavirüs sürecinde eğitimi değerlendirirken yaşanan son gelişmeleri de anlattı. Öğrencilerin 18 Haziran 2021 Cuma günü karne ve başarı belgelerini aldığını ifade eden Hacımusalar eğitim öğretimin ise 2 Temmuz’a kadar devam edeceğinin altını çizdi. Hacımusalar açıklamasında “Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre ilkokul, ortaokul ve liselerde yaklaşık 18 Milyon öğrenci, 2020-2021 Eğitim Öğretim yılındaki karnelerini ve başarı belgelerini  E-Okul üzerinden aldılar. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı bir açıklama daha yaptı. İsteyen öğrenciler için basılı karne, başarı belgesi ya da diplomayı 2 Temmuz’dan itibaren okudukları ya da mezun oldukları okuldan imzalanmış ve mühürlenmiş tüm belgelerini alabilecekler. Tüm Dünya’yı ve Türkiye’yi de etkisi altına alan Coroınavirüs Pandemisi devam ediyor. Eğer normal şartlar olsa idi 2020-2021 eğitim öğretim yılı 18 Haziranda sona erecekti. Ve okullar tatile girecekti. Öğretmenler de 2 hafta sürecek bir seminer sürecine girecekti. Fakat bilindiği üzere 2020 yılının Mart ayından bu yana yani Coronavirüsün Türkiye’ de görüldüğü tarihten itibaren hem ülkemizde hem dünyada şartlar Coronavirüs Pandemisi ile mücadele yapılacak şekilde belirlendi. Dolayısı ile de Pandemi ile mücadele kapsamında alınan kararlardan eğitimde çok ciddi derecede etkilendi. Önümüzdeki iki hafta içerisinde 2 Temmuza kadar yine öğrencilerimiz okullara devam edecekler. Yani öğrenciler karne ve başarı belgelerini aldılar ama bizim ders kesimi dediğimiz yani derslerin işlenmesinin sona ermesi 2 Temmuz’ da gerçekleşecek. Öğrenciler 2 hafta daha okulda olacaklar tabi bu ne kadar mümkün olacak bilemiyorum.” dedi.

“ÖĞRETMENLER BU SÜREÇTE ÇOK YORULDU”
Hacımusalar, değerlendirmesinde süreçte yaşanan zorlukları da anlatarak şunları söyledi. “Hem Milli Eğitim’de hem özel eğitim kurumlarında görev yapan 1 Milyon 150 bin öğretmen var. Özel eğitim kurumlarında çalışan 173 Bin  meslektaşımız var. Bu süreçte 80 Bin’ e yakın öğretmenimizde ücretli öğretmen olarak çalıştı. Burada ifade etmek istediğimiz ve bizleri çok rahatsız eden bir belirsizlik var. Ücretli statüde çalışan öğretmen arkadaşlarımız genelde kırsal kesimde köylerde ya da çalışıyorlar. Önümüzdeki 2 hafta süresince bu öğretmen yani ücretli çalışan öğretmen arkadaşlarımızın durumunda bir belirsizlik var. Normalde bu statüde çalışan öğretmenlerin görevlerinin 18 Haziran Cuma günü sona ermesi gerekiyordu. Fakat 2 Temmuz’a kadarda eğitim öğretim devam edecek. Bu durumu Milli eğitim Bakanlığının netleştirmesi gerekiyor. Aklıma gelmişken söyleyeyim 5 Temmuz’dan 27 Ağustos tarihine kadarda yine Milli Eğitim Bakanlığı bir yazı gönderdi. Yazıda “ ihtiyaç duyulan alanlarda örneğin sosyal etkinlik, sportif ve kültürel etkinlik olmak üzere birçok alanda faaliyetlerin gerçekleştirilmesi gerektiği” ifade edildi. Ve bu yazı öğrencilere ve dolayısı ile velilere de gönderildi. Ve bu konuda hangi etkinliklere katılmasının istendiğinin okul müdürlüklerine bildirilmesi istendi. Görüldüğü üzere 2 Temmuza kadar okullarda eğitim öğretim devam edecek,  5 Temmuz - 27 Ağustos arasında da katılımın ne olacağı bu etkinliklerde görev alacak olan öğretmenlerin nasıl görevlendirileceği, bu görevlendirmelerin zorunlu mu? yada gönüllülük esasına göre mi yapılacağı konusunda ciddi bir kafa karışıklığı var. Öğretmenler bu süreçte gerçekten çok yoruldu ve öğretmenlerimizin 2 aylık bir izinleri var bu çalışmaları n asıl yapılacağı konusu netlik kazanmış değil.”

“ALINAN KARARLAR HEP KARIŞIKLIK YARATTI”
Hacımusalar Coronavirüs sürecinde alınan her kararın bir karışıklığa neden olduğunu , eğitim konusunda da ani alınan kararların daha önce duyurulmaması nedeni ile bir karmaşaya neden olduğunu ifade ederek “Coronavirüs sürecinde hep bir belirsizlik vardı. Coronavirüs sürecinde eğitim ya da diğer konular için alınan kararlar hep kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasının ardından genelgeler şeklinde yayınlanarak yürürlüğe giriyordu. Dolayısı ile Kabine toplantısı Pazartesi akşamüstü toplanıyordu ve kabine toplantısının sonunda da saat 19.00 – 20.00 gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklama yaparak alınan kararları açıklıyordu. Arkasından da Milli Eğitim Bakanlığı yapılan açıklama doğrultusunda iç genelge şeklinde bir düzenleme şeklinde bir acıkma yapılıyordu. Bu genelgelerde şöyle diyordu ” Salı sabahından itibaren yüz yüze eğitime başlanacak 3 gün ya da 2 gün yüz yüze eğitim yapılacak. “ bu durumdan öğrencinin ve velilerin akşam haberi oluyordu. Öğrenci çantasını hazırlamaya çalışıyordu. Veli zaten panik halinde oda hazırlıklarını yapıyordu. Düşünün, farklı illerde olan öğrenciler var, veliler var. Ve bir gün sonra okullarda yüz yüze eğitim başlıyor. Öğle ani ve hızlı kararlar alınıyordu ki bizlerde yani öğretmenler olarak apar topar yüz yüze eğitim ile ilgili planını anlatacağı dersleri ve derste kullanacağı materyalleri hazırlamaya çalışıyorduk. Biz hep şunu dedik. Zaten sıkıntılardan biri de bu idi. Hiç olmazsa Cuma günü açıklanacak bu karar ile ilgili haber verilse yani Cuma gününden “Pazartesi gününden itibaren hafta’ da 2 gün yüz yüze eğitime geçilecek” gibi bilgi verilse her şey çok daha düzenli bir şekilde eksizsiz yapılabilirdi.” dedi.

“CORONAVİRÜS SÜRECİNDE EĞİTİM VE ESNAF ÇOK CİDDİ ETKİLENDİ”
Coronavirüs sürecinden tüm kesimlerin olumsuz etkilendiğinin de altını çizen Hacımusalar yüksek öğrenimde eğitim gören üniversite öğrencilerinin sahaya çıkmadan ve pratik yapmadan mezun olduklarını bu öğrencilerin kayıp nesil olduğunu ifade etti. Hacımusalar açıklamasında şunları söyledi. “Türkiye’de 11 Mayıs 2020’de görülen ilk Coronavirüs vakası ile Türkiye’de tüm dünyada olduğu gibi Covit-19 ile tanıştı. Bu süreçten herkes çok etkilendi. Eğitimde etkilendi öğretmende öğrencide velide bu süreçten çok etkilendi. Hatta okullara öğrenci taşıyan öğrenci servisleri de bu süreçten çok ciddi etkilendi. Süreçten okul kantinleri kantincileri çok ciddi etkilendi. Tabi esnafta eğitimdeki bu süreçten en çok etkilenen kesimdi. Çünkü Çanakkale bir üniversite kenti. Üniversitede akademik yıl normal olarak devam ettiği süreçte çok ciddi bir öğrenci sayısı vardı. Bu öğrenciler esnaf için gelir elde ettikleri önemli bir kesimdi. Ben esnafları dolaştığımda esnafların “ Öğrencinin yokluğu ne kadar kötüymüş “ diye dert yandığına şahitlik ettim. Tabi süreçten öğretmenler, öğrenciler ve velilerde çok etkilendi ama hiç kimsenin aklına gelmeyen bir konu var.  Üniversitelerinde Coronavirüs Pandemisi sürecinden çok ciddi etkilendiğini ifade etmiştim. Üniversitelerin 2 yıllık Meslek Yüksek Okulları var. Mesela aşılama ve budama bölümünde öğrenim gören bir öğrenci teorik dersleri 2020’nin Mart ayında kadar gördüler. Akademik yılın 2. Yarısında bu öğrenciler yavaş yavaş araziye çıkacaklardı.  Ağaçları budayacaklar, aşılayacaklardı. Ancak Pandemi süreci nedeni ile bu öğrenciler ne bahçe makasını, ne de aşılama bıçağını ellerine almadan mezun oldular. Şuanda o yükseköğretim de eğitim alan üniversite öğrencileri de mezun oldu.  Laboratuvar öğrencileri laboratuvar malzemelerini görmeden, deney yapmadan şuanda laborant olarak mezun oldular. Birçok alanda özelliklede saha çalışması ve pratik yapılması gereken, öğrencilerin el becerilerini arttırmaya yönelik verilemeyen eğitim nedeni ile büyük sıkıntılar yaşanacak. Ben bu öğrencileri kayıp nesil olarak isimlendiriyorum Bu öğrenciler hayata atılacaklar iş arayacaklar. Tabii ki bu öğrenciler iş yaşantılarında bu nedenle ciddi sıkıntılar ile karşı karşıya kalacaklar. Bu soruna bir çözüm üretilmesi gerekiyor.”

Ogün İnal