Çanakkale Gelibolu Yarımadası’nda 14 yıldır yürüttüğü “Tarihe Saygı Projesi” ile bölgenin tarihine sahip çıkmaya devam eden OPET, Arkeo-köy Tevfikiye’den sonra şimdi de Troya’nın keşfinin başlangıç noktası sayılan Çıplak Köyü’nü Etno-köye dönüştürdü. 5000 yıllık bir tarihin üzerinde yaşayan Çıplak Köyü’nde hayata geçirilen çalışmalarla, köy halkının kültürel ve tarihi turizmde aktif rol oynaması hedefleniyor.
OPET’in Gelibolu Yarımadası’nın doğal dokusunu koruyarak, çağdaş bir görünüme kavuşması için 2006 yılında başlattığı “Tarihe Saygı Projesi” devam ediyor. Çanakkale Savaşları’nın geçtiği Eceabat bölgesindeki rehabilitasyon çalışmalarının ardından “2018 Troya Yılı”nda; Troya Ören Yeri’ne en yakın yerleşim yeri olan Tevfikiye Köyü’nü Arkeo-köye dönüştüren OPET, şimdi de Troya Bölgesi’ndeki Çıplak Köyü’ne kimlik kazandırarak Etno-köy’e dönüştürdü. Anadolu’nun farklı tarihsel ve kültürel katmanlarını yansıtan Çıplak Köyü’nde yürütülen çalışmaların ana eksenini; insan yapımı kültürel öğeleri ele alan bir bilim dalı olan etnografya kelimesinden türetilen “etno-köy” kavramı oluşturdu. Etno-köy projesi Türkiye’de müze, ören yeri ve kültürü- tarihi ile hâlâ yaşayan köyleri bir araya getiren tek proje. Proje; Anadolu geleneğinin kültür mirasını temsil eden tüm katmanlara dair öğeler, dokular ve öyküler barındıran Çıplak Köyü’nün etno-kültürel mirasını yansıtacak şekilde kurgulandı.
2006 yılından bu yana Çanakkale’de yaptıkları çalışmalarla bölgede büyük bir değişim yarattıklarını belirten OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, “Tarihe Saygı Projemiz ile Gelibolu Yarımadası’ndaki köyleri ve Eceabat ilçesini rehabilite ederken, 2018 Troya yılı ile birlikte Troya bölgesinde çalışmalara başladık. Troya, Büyük İskender’den, Julius Sezar’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e dünyaya yön veren, tarihin seyrini değiştiren liderlere ilham vermiş bir bölge. Troya Ören Yeri’ne ve Troya Müzesi’ne gidenlerin yolu Arkeo-köy Tevfikiye ve Etno-köy Çıplak’ın önünden hatta içinden geçiyor. Bu kadar önemli bir noktada yer alan bu köylerin Troya kültür turizminden hak ettikleri payı alması ve geçmişten bugüne getirdikleri yerel ve tarihi özelliklerinin ön plana çıkartmayı hedefledik” dedi.
ÇIPLAK KÖYÜ; TROYA’NIN KEŞFİNDE BAŞLANGIÇ NOKTASI
Çıplak Köyü’nün Troya’nın keşfinde başlangıç noktası olarak kabul edildiğini belirten Öztürk, “Çıplak Köyü’ne bir bütün olarak baktığımızda Anadolu’daki pek çok köyümüz gibi çok zengin bir tarih, tarım ve arkeoloji kültürünün harmanlandığını görüyoruz. Osmanlı döneminden ve Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllardan izler taşıyan Çıplak Köyü’nde, arkeoloji biliminin de başlangıcı kabul edilen Troya kazıları süresince 17’nci yüzyıldan itibaren Schliemann ile başlayan arkeoloji çalışmaları ve ardından gelen seyyah ve arkeologların Çıplak Köyü ile olan ilişkisini vurguladık. Schliemann’ın kazı yaptığı dönem kaldığı evin bu köyde olması, köy halkının neredeyse tamamının Troya kazılarına katılması gibi özellikleri Etno-köy Çıplak’ı arkeoloji tarihi açısından da önemli bir konuma getiriyor. Geleneksel tarımın izlerinin bulunabildiği Çıplak Köyü’nde ziyaretçilere köy tarihçesini özgün motiflerle aktarıyoruz. Diğer yandan projemize köyün tarım alanındaki ürünlerinin satış ve pazarlanması gibi ekonomiye katkı sağlayacak çalışmaları da ekledik.” diye konuştu.
5000 YILLIK GELENEK DEVAM EDİYOR
5000 yıllık bir tarihin üzerinde yaşayan Tevfikiye Arkeo-köy ve Çıplak Etno-köy halkının, o dönemin geleneklerini hâlâ devam ettirdiğine ve nesilden nesile aktardığına dikkat çeken Öztürk, “Biz de projemize başlarken, mimari konsept çalışmaları dışında, köy halkının görüşlerini dinledik, fikirlerini aldık. Ayrıca Çanakkale Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü işbirliğinde gerçekleştirilen kurslar ile burada yaşayanların bilinçlenmesi, iş sahibi olması ve sosyal yaşam kalitelerinin artmasını amaçladık. Takı tasarımından İngilizce’ye, hijyen kurallarından pansiyonculuğa kadar pek çok farklı konuda eğitimler verildi. Aynı zamanda yaşadıkları toprakların değerini anlamalarını, öğrenmelerini ve anlatmalarını sağlamak üzere tarih bilgileri tazelendi. Böylece köylerdeki halkın kültürel ve tarihi turizm içerisinde aktif rol oynamasına katkı sağladık” ifadelerini kullandı.
Çanakkale Valisi Sayın İlhami Aktaş ise şöyle konuştu “OPET tarafından tarihimizin en önemli sayfalarının yazıldığı Gelibolu topraklarında 14 yıldır devam eden Tarihe Saygı Projesi kapsamında tarihi Gelibolu yarımadası ve köylerinde tarihimize sahip çıkılarak düzenleme, kalkınma ve rehabilitasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 2018 Troya Yılı’nda tarihi, mitolojik, kültürel ve doğal güzellikleri ile öne çıkan Tevfikiye Köyü’nde fiziksel ve sosyal büyük bir değişim yaşanmıştır. Şimdi de Anadolu geleneğinin kültür mirasını temsil eden tüm katmanlara dair dokular barındıran Çıplak köyümüz Etno-köye dönüştürülerek proje kapsamında köyümüze farklı bir kimlik kazandırıldı, Çıplak köyü tarihsel ve kültürel derinliğini ve zenginliğini yansıtan içeriklerle zenginleştirilmiştir. Fiziki düzenlemelerin yanı sıra proje kapsamında Çanakkale halk eğitim merkezi işbirliği ile halkımıza eğitimler verilmektedir. Yapılan bu çalışmaların sonucunda bölgemizin var olan turizm potansiyeline önemli bir katkı daha sağlanmıştır. İlklere imza atan ve Türkiye’nin dört bir yanında başlattığı sosyal sorumluluk projeleriyle hem geçmişe hem de geleceğe sahip çıkan, toplumu kucaklayan OPET’e ve Sayın Nurten Öztürk’e teşekkür ederim.”
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Aslan ise OPET’E in bölgeye yaptıklarına teşekkürlerini sunarak başladığı konuşmasına şöyle devam etti “Troya’nın 5000 yıllık tarihiyle iç içe geçmiş, Anadolu’nun kadim kırsal kültürünü hala yaşatan, arkeoloji bilimiyle tarihsel bağları olan, Çanakkale Savaşları’nın izlerini taşıyan Çıplak Köyü’nün, Cumhuriyet’in bölgedeki ilk ilkokulunu da kendi imkanlarıyla açan köylüleri Etno-köy’de ziyaretçileriyle buluşmaya hazır... OPET Tarihe Saygı - Troya Köyleri Rehabilitasyon Projesi, Troya Ören Yeni ile Troya Müzesi’nin yanıbaşında, dünyanın her yerinden ziyaretçileri buluşturacak özel bir deneyim sunuyor. Arkeo-köy ve Etno-köy, kırsal kültür ve yerel mirasın odağında olduğu bir yerel kalkınma ve kültür turizmi projesi, paylaştıkça zenginleşen çok katmanlı kültür mirasımızı kalkınmanın itici gücü kılan model bir gelecek projesidir. OPET’e ve Sayın Nurten Öztürk’e teşekkür ediyorum ”