Çanakkale'nin Olimpiyatlara giden ilk milli atleti olan Oğuz Uyar, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nın ardından geldiği Çanakkale’de olimpiyatlar hakkında konuşan Uyar; “Olimpiyat’ta olmak çok güzeldi” diyerek, ‘’Çünkü idol olarak gördüğün insanlarla orada yarışabilmek hatta yan yana oturabilmek dahi çok güzel bir duygu Televizyondan izleyip gıpta ile baktığımız insanların yanında koşmak, onlara rakip olduğunu hissetmek harika bir şey, kesinlikle daha profesyonel hissettiriyor insana ‘’ dedi.
Fenerbahçe Spor Kulübü'nde milli atlet olarak kariyerini sürdüren 19 yaşındaki Oğuz Uyar, Çanakkale'nin Olimpiyatlar’a gönderdiği ilk sporcu olma unvanını taşıyor. 4x100 Erkekler Bayrak Takımı'nda milli sporcu olan Uyar, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'na katılarak, Türkiye'yi temsil etmeye hak kazanmıştı.
Geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen yarışı 39 saniyede bitiren Türk Milli Takımı, en iyi derecelerine imza atmasına rağmen yarışta sonuncu oldu. Genç sporcu, Çanakkale Şehitleri'nin gücünden destek aldığının altını çizerek, Olimpiyat madalyasını Çanakkale'ye getirene kadar pes etmeyeceklerini söyledi. Spora her çocuk gibi mahallede futbol oynayarak başladığını söyleyen Uyar, “Ardından Çanakkalespor’da ve Barbarosspor’da bir süre lisanslı futbol oynadım. Ortaokulda bir hocam keşfetti beni ve Vijdan hocam ile tanıştırdı. Atletizm yapabileceğimi, bu konuda yetenekli olduğunu söylemişti. 1 sene boyunca yüksek atlama yapmak için gelip gittim. Ardından biraz mola verdim. Lise takımıyla da stadyuma gelip gidiyorduk. Ancak sporla pek ilgilenmiyordum çünkü çalışarak para kazanmak daha cazip geliyordu. Elektrikçide çalıştım, düğünlere fotoğraf çekmeye gittim. Vijdan hoca beni ikna etti ve sahip çıktı. Arkadaşım Emre Derya da hep yanımda durdu, teşvik ettiler beni yani Sonra başladık. İlk yarışımda milli takıma girdim. Sürekli bir hedef koyarak, ‘bunu geçeceğim, bu madalyayı alacağım’ gibi ilerledik ve biz hedeflerimizi koydukça başarılar da gelmeye başladı. Çalıştıkça Türkiye rekorları kırmaya başladım. Resmiyette 5 tane Türkiye rekorum var. Bir sporcunun en büyük hedefi tabii ki Olimpiyatlar, orası güneş… Biz her zaman güneşi hedefliyoruz ki, Ay’a daha rahat varabilelim. Olimpiyat öncesinde Avrupa Şampiyonaları, Dünya Şampiyonları gibi yarışlara da katıldık. Bu sene Dünya Şampiyonası’na katıldık. Olimpiyat kotası almak için sadece 4x100 takımından, Dünya Bayrak Yarışları’na katıldık, orada kota alamadık. Ama sonrasında Erzurum’da biz, o kotayı aldık. Bizim asıl hedefimiz Avrupa Şampiyonası’ydı aslında ama Olimpiyat çıkınca ona yöneldik ve sonunda gidebildik” dedi.
Katıldığı olimpiyatlarla ilgili konuşan Uyar “Olimpiyat’ta olmak çok güzeldi. Çünkü idol olarak gördüğün insanlarla orada yarışabilmek hatta yan yana oturabilmek dahi çok güzel bir duygu, Televizyondan izleyip gıpta ile baktığımız insanların yanında koşmak, onlara rakip olduğunu hissetmek harika bir şey, kesinlikle daha profesyonel hissettiriyor insana, Tabii ki hedeflerim gün geçtikçe daha da yükseliyor, Olimpiyat onlardan biriydi ve ona gidebildim. Şimdi ben oraya gidip heyecanımı attım üzerimden, yaşım henüz 19; 2024, 2028,2032 hepsine adayım. Çanakkale’den Olimpiyatlara katılan ilk kişiyim ve bu çok gurur verici, Açılışı ben yaptım diyebilirim. Rol model olarak bakıyorlar genelde, küçük çocuklar özenerek bakıyorlar, aileler ulaşarak çocuğumuzu nasıl spora yönlendirebiliriz şeklinde sorular soruyorlar, Şöyle yapabiliriz, böyle yapabiliriz diyorum. Küçük çocuklar sürekli sorular soruyorlar, ‘senin gibi olmak istiyoruz’ diyorlar. Ben çok mutlu oluyorum bunları gördükçe ve üzerine koyarak daha fazla şey yapmak istiyorum. Olimpiyat’a gittik, evet bir başarı alamadık belki ama o Olimpiyata gitmek de çok zor. Bunu hak ediyorsan zaten, o düzeyde bir sporcusundur demektir. Aslında kota almak daha zor… Şimdi yarışlarda şöyledir, seçme-yarı final-final yaparlar… Seçme normal geçer; yarı final, çok sağlam geçer; finale kalmak önemlidir. İşte bu da, finale kalmak gibi bir şey... Olimpiyata gidersen eğer, orada ne olacağı belli olmaz. Ben şuna inanıyorum bizim çok büyük bir milliyetçilik, vatan duygumuz var. Türk Bayrağı kimsede yok, bu duygu kimsede yok ve bizim vatanımız için yapamayacağımız hiçbir şey yok. Biz, işte bu duygularla çıkıyoruz oraya. Türk Milleti arkamızda diyoruz. ‘Ben Çanakkale’den çıktım, Çanakkale Şehitleri’nin kanını taşıyorum’ diyorum. Bu şekilde kendimi motive ederek, iyi hissedebiliyorum bu da yarışlarımın olumlu sonuçlanmasına yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.
Olimpiyatlara katılmak için hak elde ettikten sonra bazı bürokratları ziyaret ettiklerini belirten Uyar, “Bizi çok desteklediler, o noktaya kadar sıfırdık. Hiçbir şekilde desteğimiz yoktu, kendi ellerimizle geldik. Ağırlık salonumuz yoktu, soğuktu ve antrenmanlarımızı dışarıda yapardık. O zamanlar çok zorlandık ama yine de pes etmedik. Bir hedefimiz vardı ve kesinlikle çok istiyorduk. Hala daha da istiyoruz, asla da pes etmeyeceğiz, o madalya gelene kadar. O madalya, Çanakkale’ye gelecek. Bazı insanlara verdiğimiz sözler de oldu… Yaş olarak da henüz ufağım, takımdaki herkes benden en az 5-6 yaş büyük… Ben henüz 3 yıldır spor yapıyorum, onların spor yaşları da benden büyük… Bu yüzden erken olduğunu ve ileride yapabileceklerimizin sınırı olmadığını düşünüyoruz” diye belirtti. Olimpiyat maratonuna girilmesinin ardından öncelikle Olimpiyat Köyü’ne götürüldüğünü söyleyen Uyar, “20 gün kadar kaldım orada… Her gün antrenmanımızı yapıyorduk. Tüm Olimpiyat sporcularının kaldığı, 11 bin kişilik bir köydü orası… Çok güzel bir yer çünkü oradaki herkes sporcuydu. Herkes oraya mücadele için gelmiş. En tepedeki insanlarla birlikte kalıyorsun. Tokyo çok güzel bir şehir, Olimpiyat için çok güzel düzenlemeler yapmışlardı. Oradaki bana birisi ‘Çanakkale mi, Tokyo mu?’ diye sormuştu, ‘Çanakkale’ demiştim. Memleketimin toprağı gibi olmuyor hiçbir yer. 3-4 aydır Olimpiyat için yurtdışında kamplardayım. Yani 4 ay boyunca Çanakkale’ye gelemedim. Her hafta yarış vardı, baskılar stresler, Çanakkale’ye gelerek bütün sinirimi stresimi attım, çok iyi oldu” şeklinde konuştu.
İbrahim Akın Kazancı