Enflasyon Ağustos’ta yüzde 1,12 artarken, yıllık bazda yüzde 19,25 oldu. Ağustos enflasyon rakamlarında en fazla artışla tüketici enflasyonu içinde özellikle gıda grubu dikkat çekti. 28 ayın zirvesine ulaşan gıda enflasyonundaki artışı ve nedenlerini İşte Çanakkale Gazetesi için değerlendiren Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya, “Gıda enflasyonun önüne geçmek için biz önce tüketimimizi iyi planlamalıyız. Ne kadara ihtiyacımız var? Bunun hesabını aylar öncesinden hatta 1-2 yıl öncesinden bu planlamaları çok güzel yapmamız gerekiyor’’ dedi.
Enflasyon ağustosta yüzde 1,12 artarken, yıllık bazda yüzde 19,25 oldu. Enflasyon rakamlarında en çok dikkat çeken nokta ise, gıda enflasyonu yüzde 29 ile 28 ayın zirvesine çıkması oldu. Gıdada özellikle bu yaz ayındaki artışı Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya değerlendirdi.
Artış hakkında konuşan İsmail Kaya, ‘’Gıda fiyatları artarken, şöyle değerlendirmek lazım, gıda fiyatları tüketici bandından ciddi şekilde yükseliyor. Ama üretici bandında bakmak gerekiyor. Biz burada üretici ve asıl açılan makasın, üreticinin cebine girenle tüketicinin cebinden çıkan makasın çok açıldığını görüyoruz. Dolayısı ile bu makasın daha daraltılarak, gıdada ciddi şekilde fiyat artışın yaşandığını görüyoruz, bunların bir kısmının üreticiyi memnun edeceği şekilde üreticinin cebine girmesini arzu ediyoruz, istiyoruz. Ama burada bir gıda enflasyonunun önüne geçmenin, tabi bu konuyla çok orantılı olmadığını düşünüyorum. Şöyle, gıda enflasyonun önüne geçmek için biz önce tüketimimizi iyi planlamalıyız. Ne kadara ihtiyacımız var. Bunun hesabını aylar öncesinden hatta 1-2 yıl öncesinden bu planlamaları çok güzel yapmamız gerekiyor. Hangi ürünler ne kadar ihtiyacımız var. Yani bakıyorsunuz bir ürün piyasadan kendini çekiyor, aslında normalde 3 lira olması gereken ürün azlığından dolayı 13 lira oluyor. Ama yarın tekrar bakıyorsunuz 3 liraya satılması gereken başka bir üründe 50 kuruşa satılmaya başlanıyor. Dolayısı ile burada bu dengenin güzel kurulması bu çarkında güzel dönmesi için de çalışmalar yapılması gerekiyor’’ dedi.
“SEBEPLERDEN BİRİ GIDA İSRAFI”
Gıda enflasyonun sebeplerinden biri de gıda israfı olduğunu söyleyen Kaya, ‘’Burada gıda enflasyonun önüne geçilememesinin en büyük sebeplerinden biri de aşırı şekilde bir gıda israfının oluşması, ciddi şekilde gıdada bir enflasyon var ama ciddi şekilde de gıdada bir israf var. Bizim bu israftan da kurtuluyor olmamız lazım. Bakıyorsunuz pazar yerlerine bakıyorsunuz işte çöplüklere hallerde ciddi şekilde, bazen sadece fiyatlarını orantılamak için kasa kasa mahsuller çöp tenekelerine atıldığını görüyoruz. Dolayısı ile bu tarz da enflasyonun önüne geçmek için konunun muhatapları ile çalışma yapılması gerekiyor. Üretici ile aracı halci ile pazarcı ile son tüketim yerleri ile birlikte oturup sıkıntının nerden oluştuğunun hesabının kitabının çok iyi yapılıp, bu döngüyü çarkı hiçbir dişlinin zarar görmeyeceği şekilde dönebilmesi içinde, çalışmalar yapılmasının çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Ama başlıca sebeplerin bir tanesi gıda israfının kesinlikle önüne geçmemiz. Gıda enflasyonunu bir nebze olsa rahatlatacaktır ‘’ dedi.
“YÜKSELİŞ ŞAŞIRTICI”
Ağustos ayında bu düzeyde bir gıda enflasyonu yaşanmasının da şaşırtıcı olduğunu ifade eden İsmail Kaya, ‘’ Bakın şaşırtıcı ama bu sürecin ne kadar davam edeceği önemli, yani üç gün domates fiyatı çok yüksek olmuş, üç gün sonra dibe varmış. Bu sıkıntı zaten burada, biz asla ve asla tüketicinin ulaşamayacağı fiyatlara çıkması taraftarı değiliz. Her tüketicinin bizim ürettiğimiz bütün ürünleri tüketebilecek olmasını arzu eden bir toplumuz, ancak burada bu dengeyi güzel kuramadığımız için geçmiş yıllarda bazı ürünlerde dönemlerde zarar eden üretici sonraki yıllarda o ürünü dikmekten vazgeçince bu fiyat artışı olarak direkt ürünün fiyatına yansıyor. Ciddi şekilde bizim planlamamızı yapmamız gerekiyor, neye ne kadar ihtiyacımız var bunun planını iyi yapmamız derken tan da bunu söylemeye çalışıyorum. Geçmiş yıllarda bazı ürünlerden zarar eden üretici dikimden küsüyor vazgeçiyor. Vazgeçince de bu enflasyon olarak pahalılık olarak, çünkü arz talep dengesine göre istediğimiz miktarda ürünü piyasaya sınamadığımız için bu defa arz talep dengesinin ayarı kaçıyor bu sefer fiyat pahalılığı olarak tezgahlarda bu ürünler yerini alıyor. Bu birinci etken ikinci etken bizim girdi fiyatlarımızda da ciddi şekilde artışlar var. Bakın burada o ayarlamalara oranlara bakan kurumlara şunu da öneriyorum. Bir ürünü üretirken kullandığımız ekipmanından tutunda bitki beslemesinden, zirai mücadelesine kadar işçilik masrafına kadar tarla icarına kadar, sulama ücretine kadar bu girdi maliyetlerinde de geçmiş yıllara göre ciddi artışlar oldu. Dolayısı ile bu girdi maliyetlerine olan artışlar, elbette ürettiğimiz ürünlere yansıması gerekiyor. Yansımak zorunda yansımazsa asıl yanlış burada’’ dedi.
Özel Haber: İbrahim Akın Kazancı