Çanakkale Düşünce Topluluğu tarafından düzenlenen ‘Günümüzde Tüketim Nesnesi Olarak Sanat Eseri’ söyleşisinde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Balcı konuk olacak.
27 Ekim Çarşamba günü saat 17.00 ile 19.00 arasında Turhan Mildon Kültür Merkezinde gerçekleşecek olan söyleşiyle alakalı ÇADÜT’ten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Yaşamın elzem koşullarının sağlandığı noktanın hemen ötesinde seçimlik tüketim ürünleri alanı yer alıyor. Sanat ürünleri de bu noktada talep edilmeyi bekleyen diğer ürünlerle yan yana pazardaki yerini alıyor. Duygu ve düşüncenin yaratıcı ve özgün dışavurumları olması gereken sanat eserleri, diğer sıradan ürünlerle benzer koşullarda ekonomik aklın seçimine sunuluyor. Alıcının edinme amacına bağlı olarak metalaşmış bu sanat eserlerinin anlamları ve işlevleri sonraki yaşamlarında değişikliğe uğruyor. Orijinal sanat eserleri, bazen satın alan yeni sahibinin sosyal statüsünü gösteren sembollere dönüşerek sergilendikleri ortamın sıradan bir parçası haline geliyorlar. Dekorasyonu tamamlayan prestij nesnelerine dönüştürülüyorlar. Sıradan bir meta gibi el değiştiren orijinal eserler, artık kendilerini üreten ve ifadenin kaynağı olan sanatçının elinden çıktıkları için varlıkları ve anlamlarının devamlılığı kuşkulu hale gelebiliyor. Sanatçının geçimi için elzem olan bu el değiştirme, sanat eserinin yok olmasıyla sonuçlanabilir. Bunun tersi durumda ise sanatçının geçim şartları tehdit altında olacaktır. Sanatçının varlık sorunu, eserinden bir gömlek daha yukarıda olmak durumunda. Kopyalama tekniklerinin gelişmesi sayesinde daha geniş kesimlerin elinde bulunabilen sanat eserleri çağımızın olumlu bir gelişmesi olarak görünüyor. Ancak sanat eserinin gerçek değerini kuran döngü, sanatçının yaratıcı ifadesinin arkasındaki emeğe karşılık sanatseverlerin aktif anlama ve yorumlama çabası ise, bu zahmetsiz kopyalamadan doğan bolluğun getirdiği kanıksama, kimi zaman bu şaheserleri gözümüzün önünde görünmez kılabiliyor. Sanat eserinin satın alıcısı olan sanatseverlerin, sanattan bir şeyler alabilmesi (özümseyebilmesi) ancak bu metalaşmış ilişkinin etki alanı dışında gereğince gerçekleşebilir. Sanatın varlık amacı ve işlevi üzerinde içtenlikle düşünmemiş bir kültürde, oluşan sanat piyasası güdüktür ve kendi amacının reddine dönüşebilir. Neden çevremizde sanat eserlerine sahip olmak isteriz? Bu eserleri seçimimizde hangi ölçütler belirleyicidir? Edindiğimiz sanatsal objelerin varlık amacının odağı kendimiz miyiz, yoksa bunları görüşüne açtığımız çevremiz mi? Sanatsal bir eseri edinmekle kendi eksik ifademizi sanatçı üzerinden mi telafi ediyoruz? Sanatın metalaşması, özüne ilişkin hangi noktaları geri dönülmez şekilde tahrip eder? Bu zarar kaçınılmaz mıdır? Hayata sanatla bakabilmek için kültürümüzde hangi eksikliklerin üstesinden gelmeliyiz? Nasıl üstesinden gelebiliriz? İlk akla gelen sorular. Söyleşimizde bu noktalarla sınırlı kalmayacağız. Katılımcıların sorularıyla açacağı alanları teknik detaylara boğmaksızın tartışacağız. Sanatın toplumsal işlevine dokunmadan uçları birbirine bağlamak mümkün değil. Bu noktanın üzerinden muhakkak geçiyor olacağız. Sanat fikrini ve mevcut toplumumuzdaki varoluş durumunu sorgulayan tüm dostlarımızı söyleşimizde birlikte aramaya davet ediyoruz.”
Haber Merkezi