Sağlık

Sigara içenlerde KOAH riski yüksek

Özellikle sigara içenlerin KOAH açısından büyük risk taşıdığını vurgulayan Medical Park Çanakkale Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. İbrahim Bedirhan: “Sigara kullanan ve uzun süredir öksürük, balgam ve nefes darlığı şikâyetlerinden yakınan kişiler KOAH açısından büyük risk taşımaktadır.”

KOAH’ın tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük bir sağlık problemi haline geldiğine değinen Medical Park Çanakkale Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. İbrahim Bedirhan, “40 yaş üzerindeki dünya nüfusunun yüzde 10-15’i KOAH hastasıdır. Ülkemizde ise tahmini olarak 4 milyon KOAH hastası olduğu değerlendirilmektedir. Maalesef KOAH, sinsi ilerleyen bir hastalıktır ve genellikle ileri evrelerde teşhis edilmektedir” diye konuştu.

SİGARA EN ÖNEMLİ NEDEN
KOAH hastalığında akciğerlerin bronş diye adlandırılan kısımlarında tıkanıklık oluştuğunu ve hastalığın en önemli nedeninin sigara olduğunu belirten Uzm. Dr. Bedirhan, “20 yıl boyunca günde bir paket sigara içmiş olan bir kişide KOAH gelişme olasılığı çok yüksektir. Eğer içilen miktar günde bir paketten fazlaysa, hastalığın oluşma süresi daha da kısalır. KOAH’lı hastalar incelendiğinde büyük bir kısmının sigara içtiği görülür. Uzun süre sigara içmiş fakat sigara bağımlılığından kurtulmuş kişilerde de KOAH görülme olasılığı vardır” ifadelerini kullandı.

BU BELİRTİLERE SAHİP OLANLAR DİKKAT
KOAH riski taşıyan kişiler ve hastalığın belirtileriyle ilgili önemli bilgiler veren Uzm. Dr. İbrahim Bedirhan, şunları söyledi:
“Geçmişte veya şimdi sigara ya da diğer tütün ürünü bağımlığı olan kişiler, tozlu ortamda çalışmış ya da halen çalışanlar KOAH açısından risklidirler. Isınmak ve yemek pişirmek amacıyla tezek, odun, kömür gibi yakıtların kullanıldığı ortamlarda bulunanlar da KOAH açısından risk grubundadır. Eğer 2-3 ay süren ve tekrarlayan öksürüğünüz varsa ve balgam çıkarıyorsanız, yürürken, merdiven çıkarken, iş yaparken veya herhangi bir fiziksel aktivite sonrasında çabuk yoruluyor ve nefes darlığı şikâyetiniz oluyorsa, özellikle kış aylarında geçirilen gribal enfeksiyonlar sonrası şikâyetlerinizde artış varsa KOAH düşünülmelidir. Özellikle 40 yaş üzerindekiler başta olmak üzere bu belirtilere sahip olan herkes mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalı ve solunum fonksiyon testi yaptırarak KOAH açısından değerlendirilmelidir.”

İLERLEYEN DÖNEMLERDE BELİRTİLER ARTIYOR
Hastalığın ilerleyen dönemlerinde kan ve organlardaki oksijen miktarının oldukça azalacağını ifade eden Uzm. Dr. Bedirhan, “Bu duruma bağlı olarak aşırı terleme, ellerde titreme, dilde ve dudaklarda morarma, şiddetli baş ağrısı, çarpıntı hali, asabiyet, gündüzleri uyuklama hali, geceleri uykusuzluk çekme, unutkanlık, dikkatsizlik ve konsantrasyon bozukluğu, halsizlik ve yorgunluk, kilo kaybı, mide rahatsızlıkları, şişkinlik, hazımsızlık ve kabızlık, ellerde ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma, yanma hissi gibi belirtiler de ortaya çıkabilir” diye konuştu.
 
AKCİĞER KAPASİTESİ AZALIYOR
KOAH’lı hastalarda erken tanının öneminden bahseden ve belirtilerin önemsenmediği durumlarda KOAH’ın hızla ilerlediğini vurgulayan Uzm. Dr. İbrahim Bedirhan, şöyle devam etti:
“Eğer KOAH teşhis edilip gerekli tedaviye başlanmazsa hastalık ilerlemeye devam edecektir. Maalesef hastalık sonucu oluşan durumun geri dönüşü yoktur. Genellikle belirtiler önemsenmediği için KOAH tanısı koyulan hastalarda akciğer kapasitesinin azaldığı görülür. Özellikle balgam, öksürük ve nefes darlığı gibi belirtileri olan kişiler mutlaka spirometri testi ile solunum fonksiyon testi yaptırmalıdır. Sigara içen ve 40 yaşını aşmış kişilerin yılda bir kez solunum fonksiyon testi yaptırması, hastalığın erken teşhisi ve tedavinin erken başlaması için önem taşır. Unutulmamalıdır ki, KOAH ne kadar erken teşhis edilirse ilerlemesi o kadar yavaşlayacak ve tedavi daha etkili olacaktır.”

TEDAVİNİN TEMELİNDE SİGARA BIRAKILMALI
KOAH’a bağlı olarak akciğerlerin erken yaşlandığını ve yapısının bozulduğunu dile getiren Uzm. Dr. Bedirhan, “KOAH teşhisi konulan bir hasta sigarayı bıraksa dahi önceden meydana gelmiş bozuklukların tamamen ortadan kaybolması çok zordur. Sigaranın bırakılması hastalığın ilerlemesini engeller. Bunun için tedavinin temelinde sigara bırakılmalıdır. Tedavide kullanılan ilaçlar ise nefes darlığını azaltmak konusunda etkilidirler. Bununla birlikte, hava kalitesi düşük olan tozlu ortamlarda bulunmamak gerekir. Ayrıca tedavi oksijen ile desteklenmelidir” şeklinde konuştu.

EGZERSİZ VE BESLENME DÜZENİ ÖNEMLİ
Egzersizden kaçınmanın doğru olmadığını ve bu davranışın kaslarda güçsüzlüğe neden olacağına dikkat çeken Uzm. Dr. Bedirhan, “Eğer solunuma yardımcı olan kaslar güçsüzleşirse yaşanan nefes darlığı daha da artacaktır. Bunun için ağır olmamak şartıyla tavsiye edilen şekilde egzersizler yapılmalıdır. Soğuk havalarda, özellikle hava kirliliğinin arttığı dönemlerde gerekmedikçe dışarı çıkılmamalıdır. Tedavide beslenmenin önemi de unutulmamalıdır. Hastalar fazla kilolarından kurtulmalı, sindirim şikâyeti oluşturacak şeklide beslenmekten kaçınmalıdır. Ayrıca her yıl grip aşısı yaptırılması da önemlidir” diyerek sözlerini noktaladı.