Uzmanlar, engellilik kavramının tamamıyla insan hakları temelli bakış açısıyla ele alınması gerektiğini belirterek yaşama tam ve eşit koşullarda katılımlarının sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini belirtiyor.
Yeditepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Başkanı ve aynı zamanda Gelişim ve Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Feryal Subaşı, “3 Aralık Dünya Engelliler Günü”ne ilişkin açıklamalarda bulundu.
KADINLAR DAHA DEZAVANTAJLI
Türkiye Engellilik Araştırması verilerine göre Türkiye’de engeli olan bireylerin toplam nüfusa oranının yüzde 12,29 olduğunu anımsatan Prof. Dr. Feryal Subaşı, “Engelilik tipleri ise ortopedik engel, görme engeli, işitme engeli, konuşma engeli, zihinsel engel ve süreğen bir hastalığa sahip olmak olarak sınıflandırılmıştır. Türkiye’de en az bir engeli olan 3 yaş ve üzeri nüfusun oranı yüzde 6,9’dur. Erkeklerde yüzde 5,9 olan bu oran kadınlarda yüzde 7,9’dur. Yaşlanma ile kronik hastalıkların sıklıkların artmasına bağlı olarak bu oran artmaktadır. 35-39 yaş grubundan itibaren en az bir engeli olma durumu açısından kadınlar erkeklere oranla daha dezavantajlıdır. Dünyada ise Sağlık Araştırmaları ve Küresel Hastalık Yükü Araştırmasına göre engellilik oranı sırasıyla yüzde 15,6 ve yüzde 19,4 olarak hesaplanmıştır.”
HİZMETLERİN GELİŞTİRİLMESİNE IŞIK TUTUYOR
Prof. Dr. Subaşı, Engelliler Günü’nün Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu tarafından, 1992 yılında, engelli olan bireylerin insan hakları temelli bakış açısıyla, tam ve eşit koşullarda yaşamalarına, yaşama tam katılımlarına katkı sağlamak amacıyla ilan edildiğini anımsattı. Subaşı, bunun sağlanması için ise erişilebilirlik, sosyal yaşama katılım, eğitim, sosyal olarak korunma, sağlık ve istihdam alanlarında farkındalığın arttırılmasına ve bu alanlarda verilen hizmetlerin geliştirilmesine ışık tuttuğunu söyledi.
İSTİHDAM YAŞAMA KATILIMDA ÖNEMLİ BİR KRİTER
Bireylerin yaşama katılımlarının, fiziksel çevreye ve kişilerarası iletişime katılımlarını kapsayan şemsiye bir kavram olduğunu anımsatan Subaşı, “İstihdam edilebilirlik durumu bireylerin, sosyal yaşama eşit katılımını gösteren çok önemli bir kriterdir. Birey bir işe sahip olduğunda, sahip olduğu iş nedeniyle düzenli para kazanma, sosyal yaşama katılma, sosyal haklara, daha aktif ve üretken bir yaşam olanaklarına doğal olarak ulaşır” dedi.
ÖNYARGILAR AŞILMALI
“Engellilik kavramı tamamıyla insan hakları temelli bakış açısı ile değerlendirilmelidir” diyen Feryal Subaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplumda yaşayan tüm bireylerin eğitim, sağlık, istihdam, spor gibi hizmetlere ulaşımlarının insan hakları bağlamında herkes için benzer ve eşit olduğu her fırsatta vurgulanmalıdır. Engelli bireylerin istihdam edilme olanaklarının geliştirilmesi için olumlu bilinçlendirme / bilgilendirme faaliyetleri ile engelli bireylere yönelik ön yargılı tutum ve davranışlar önlenmeye çalışılmalıdır.”
ÇEVRE İÇİN EVRENSEL TASARIM
Yeditepe Üniversitesi Engeli Olan Öğrenciler Danışma ve Koordinasyon Birimi Uzmanı Fzt. R. Benan Özkol da, kamusal alanda erişilebilir alanlar, binalar, bilgilendirme sistemlerinin herkes için ulaşılabilir olması gerektiğine işaret ederek, “Üniversiteler, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri tarafından geliştirilen / uygulanan engeli olan ve olmayan bireylerin eşit şekilde entegre oldukları, herkes için evrensel tasarım ve insan hakları temelinde yaklaşımlar içeren, farklılıklara saygıyı temel alan çalışmalar bu alana önemli katkılar sağlayacaktır” diye konuştu.
AYRIMCILIK ÖNLENMELİ
Benan Özkol konuya ilişkin açıklamasında, şunları söyledi: “Bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı ve yapılacak olan bilinçlendirme çalışmalarına engeli olan ve olmayan bireylerin ortak katılımı sağlanmalıdır. İnsan hakları temeline dayalı bakış açısı her fırsatta vurgulanmalıdır. Ayrımcı, ötekileştirişi, dışlayıcı tutumlara dikkat çekilerek önleme stratejileri üzerine faaliyetler arttırılmalıdır. Bireylerin sosyal yaşam, eğitim ve spor, rekreasyon ve istihdam olanaklarına tam ve etkin katılmaları desteklenmeli, üretken olarak yaşamları için gerekli imkanlar arttırılmalıdır. Engelli bireylerin istihdam edilebilirliği arttırılmalıdır. Bu kapsamda modeller geliştirilmeli ve dünyadaki başarılı istihdam modelleri ülkemize göre, kurumların desteği ile adapte edilip, sonuçları takip edilmelidir.”