Gündem

“Sendikalılara baskıyı kabul etmiyoruz”

Memur-Sen ve Hak-İş, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olması nedeniyle, ortak basın açıklaması düzenledi.

Saat Kulesi’nin önünde gerçekleştirilen açıklamaya Memur-Sen Şube Başkanı Suat Özen, Hak-İş Konfederasyonu Çanakkale İl Başkanı Vedat Yılmaz, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Yıldıray Ölçek ve üyeler katıldı. Memur-Sen Çanakkale Şube Başkanı Suat Özen, yaptığı açıklamada, üretim ve istihdama dayanan bir kalkınma modelini hedeflediklerini belirterek, taşerondan kadroya geçen işçilere enflasyon farkını talep ettiklerini dile getirdi. “Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz” diyen Özen, “Sendikalı olduğu için çalışanların ötekileştirilmelerini veya işten çıkarılma korkusu ile karşı karşıya bırakılmalarını kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

“ÖZGÜRLÜKÇÜ, KATILIMCI YENİ TÜRKİYE İÇİN BİRLİKTEYİZ”

Memur-Sen Çanakkale Şube Başkanı Suat Özen, yaptığı açıklamada, “Bu sabah Kahraman Maraş’tan Şanlıurfa’daki büyük mitingimize katılmak için çıktıkları yolda trafik kazası geçirerek 5 kardeşimizin vefat 12 kardeşimizin de yaralı haberi ile sarsıldık, vefat eden kardeşlerimize Allahtan rahmet kederli ailelerine baş sağlığı ve sabr-ı cemil dileyerek, yaralı kardeşlerimize de acil şifalar dileriz. Memur-Sen ve Hak-İş olarak, Türkiye'nin işçileri, memurları, kamu çalışanları, emeklileri, yoksulları, kadınları, erkekleri, gençleri, engellileri, meslek sahipleri, işsizleri ve sivil toplum kuruluşları olarak; tüm dünya emekçileriyle birlikte bugün 1 Mayıs'ta alanlardayız. Memur-Sen ve Hak-İş olarak 2019 yılı Ağustos ayında yapılacak olan Kamu görevlileri 5. Dönem Toplu sözleşmelerinde yüksek enflasyonun dikkate alınmasını, memurların, işçilerin, memur ve işçi emeklilerinin yüksek enflasyon karşısında korunmasını talep ediyoruz.  Bugün Şanlıurfa’da, 81 ilde ve tüm Türkiye’de meydanlardayız! Bizler, haklarımız için, özgürlüklerimiz için, demokrasi için, insanca hayat adil bir dünya için alanlardayız. Özgürlükçü, katılımcı, sivil ve demokratik Yeni Türkiye için birlikteyiz.  Din, vicdan ve fikir özgürlüğünün toplumun tüm kesimlerine hâkim kılınması için alanlardayız.  Bizler; sosyal devlet, sosyal barış, sosyal adalet, eşitlik ve sendikal haklarımız için 1 Mayıs 2019’da Şanlıurfa başta olmak üzere tüm yurtta alanlardayız.  Ülkemizin bugünü ve geleceği için, ülkemizin bütünlüğü, insanlarımızın birlik, beraberlik ve kardeşliği için alanlardayız. Memur-Sen ve Hak-İş Konfederasyonları olarak sendikasız ve örgütsüz bütün çalışanlara 'Örgütlü ol, Sendikalı ol' diyoruz.  Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını, sendikalı olduğu için çalışanların ötekileştirilmelerini veya işten çıkarılma korkusu ile karşı karşıya bırakılmalarını kabul etmiyoruz. Memur-Sen olarak 5. Toplu sözleşme öncesinde; Kamuda tek istihdam şekli kadrolu olmalı; sözleşmeli istihdam son bulmalı diyoruz.  Sözleşmeli istihdam kaldırılıncaya kadar; Mevcut bütün sözleşmeliler arasındaki izin, sosyal hak ve tazminatlar eşitlenmelidir diyoruz. 3600 ek gösterge, tüm kamu görevlilerini kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmeli; kadro ve derece sınırlamaları kaldırılmalı.  4688 Sayılı Toplu Sözleşme Kanunu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine uyumlu hale getirilmeli, Hem masa, hem de yasa daha adil bir toplu pazarlık düzeneğine kavuşmalıdır diyoruz” şeklinde konuştu.

“DEVLET MEMURLARINA SİYASET VE GREV HAKLARI TANINMALI”
Kamu görevlilerinin il içi veya il dışı hastalık ve tedavilerinde refakatçi oldukları süre izinden sayılmalı diyen Özen, “İzinler iş günü esasına göre verilmelidir.  Devlet memurlarına siyaset ve grev hakları tanınmalı.  Mazerete dayalı tayin talepleri öncelikli olarak değerlendirilmelidir.  Ek ödemeler emekli maaşına eklenmeli, Yıpranma payında vaatler yerine getirilmeli, yıpranmanın kapsamı genişletilmeli, çalışanlar bir uzmanın görüşüne mahkum edilmemelidir diyerek sahanın sesine kulak verilmesini istiyoruz. HAK-İŞ Konfederasyonumuz tarafından 2007 yılında kitlesel olarak örgütlenme süreci başlatılan taşeron işçilerin kadro mücadelesi için sendikal örgütlülüğünü sağlamak gerektiğini ortaya koymuş ve taşeron şirketlerde çalışan tüm emekçilerin kadro mücadelesini fiilen başlatmıştık.  Bu mücadele sonucunda 1 milyona yakın taşeron emekçimiz kadrolu oldu.  Geçici ve Mevsimlik işçilerin çalışma süreleri uzatıldı.  Hükümetimiz, 1 milyona yakın kamu işçisini kadroya almakla, “Kapitalizme karşı”, “Devlet Küçülmelidir” diyenlere karşı büyük bir meydan okuma gerçekleştirmiştir.  Bugün, bu mücadelemizi hep birlikte kazandık. Bu başarı hepimizin başarısıdır. “Taşeron işçilerin tamamı’’ diye yola çıktık.  Bazı istisnalar yaşandı, Ancak, kadroya geçemeyen başta KİT’ler olmak üzere yemekhane çalışanları, HBYS çalışanları, joker çalışanları, kiralık araç şoförleri ve yüzde 70 kapsamına giremeyen bütün taşeron işçilerimizin haklarını elde etmesi ve sorunlarının çözümü yolunda mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz. Kadroya geçen işçilerimizin geriye kalan sorunlarını da aynı kararlılıkla çözme mücadelemiz devam edecektir.  Taşerondan kadroya geçen işçilerimize enflasyon farkını talep ediyoruz. Geçici mevsimlik işçilerin 9 ay 29 gün çalışma haklarının uygulanmasını istiyoruz. Memur-Sen ve HAK-İŞ Olarak, Asgari ücretin insan onuruna yakışır ve yaşanabilir olmasını, vergi adaletsizliklerinin giderilmesini ve ücretlerdeki yüksek vergi dilimlerinin düşürülmesini istiyoruz.  Yoksulluğun önlenmesini istiyoruz.  Üretim ve istihdama dayanan bir kalkınma modeli, adaletli bir gelir dağılımı, daha özgür, daha müreffeh bir Türkiye istiyoruz.  Ücretlerdeki ağır vergi yüküne hayır diyoruz.  Ücretlilerin milli gelirden aldığı payın artırılmasını, ekonomik büyümeden ve refah artışından hak ettiğimiz payı istiyoruz.  İnsanı merkeze alan, daha adil ve sürdürülebilir bir dünya ve Türkiye ekonomisi istiyoruz. İstihdam, üretim, yatırım ve örgütlenme diyoruz.  Üretirken, doğal yaşam ve ekolojik çevrenin korunmasını, başta su kaynakları olmak üzere orman, su yatakları, akarsular, göller ve denizler gibi insanlığın ortak değer ve miraslarının ticarileştirilmemesini ve korunmasını istiyoruz.  Akıllı teknolojiyi etkin kullanarak, ülkemizin tarihi şehir ve konut mimarisinin güncellenerek, yaşanabilir, kültürel şehirler için planlama yapılmasını istiyoruz.  Ülkemizin tarihi şehir ve konut mimarisinin kültürel dokuya zarar vermeden, korunarak, yaşanabilir, insan yüzlü, kültür ve medeniyet şehirleri için planlama yapılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

Haber: Seda Atan