Gündem

'BU YENİ BİR BAŞLANGIÇTIR' 'Yeni bir sistem inşa etme kararlılığındayız'

Aylardır parlamenter sistem üzerine çalışan CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi kurmayları uzlaştıkları mutabakat metnini açıkladı.

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi genel başkanlarının katılımıyla Ankara’da Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem sunumu ve imza töreni  düzenlendi. Törende sistemle ilgili bilgiler veren CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Av. Muharrem Erkek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni otoriter bir yönetim yarattığı için eleştirdi. Türkiye’nin neden Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme ihtiyaç duyduğunu açıklayan ve “Cumhuriyet tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşıyoruz” diyen Erkek, “Bu krizin en önemli sebebi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altındaki keyfî ve kural tanımaz sistemsizlik ve basiretsiz yönetimdir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerimizle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini sona erdirirken geçmişe dönmüyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin köklü devlet ve Cumhuriyet tecrübesini demokrasi ile taçlandırmayı hedefliyoruz. Demokrasi sorunlarına ve vesayetçi uygulamalara bir daha imkan vermeyecek yeni bir sistemi inşa etme kararlılığındayız. Bu, yeni bir başlangıçtır. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem; düşüncelerin özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, kadın haklarının, çocuk haklarının, çevre haklarının tam anlamıyla korunduğu özgürlükçü bir sistemdir” dedi.
 
“TÜRKİYE’NİN YILLARDIR GÖRMEYİ UMUT ETTİĞİ TARİHi BİR ÇALIŞMA İÇİN BİR ARAYA GELDİK”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek uzlaşmaya varılan mutabakatın detayları hakkında verdiği bilgide, “Toplumu en geniş yelpazede temsil eden altı siyasi parti olarak bizler, Türkiye’nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihî bir çalışma için bir araya geldik. Yarının Türkiye’sini inşa etmek için hazırladığımız Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat metni üzerinde, demokrasinin temel ilkeleri olan istişareyi ve uzlaşmayı esas alan yoğun bir çalışma gerçekleştirdik. Bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine 16 Nisan 2017 referandumu ile geçilmiştir. Türkiye siyasi tarihinin en önemli anayasa değişikliklerinden biri olmasına rağmen referandum süreci, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal şartlarında gerçekleşmiştir. Bu dönemde demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkeleri yok sayılmış, anayasa değişikliği geniş toplum kesimleriyle, siyasi partilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerin anayasa kürsüleriyle ve barolarla müzakere edilmemiştir. İki partinin genel başkanının belirlediği dar bir komisyon tarafından hazırlanan bu anayasa değişikliği, demokratik bir biçimde müzakere edilmeden, komisyonda ve Genel Kurul’da 41 gün gibi kısa bir sürede kabul edilmiştir. Devletin tüm imkanları “Evet” kampanyası için seferber edilmiş, muhalefet partileri ile sivil toplum örgütlerinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakları bile kısıtlanmıştır” dedi.

“EGEMENLİĞİ ŞAHSİLEŞTİREN BU SİSTEME KARŞI ÇIKIYORUZ”
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi neden yanlıştır?” diye konuşmasına devam eden Erkek, “Bu sistem, yönetimde kişiselliğe ve keyfiliğe yol açmış; Cumhurbaşkanı’na yasama, yürütme ve yargıyı güdümü altına almasını sağlayan çok geniş ve denetimsiz yetkiler tanıyarak otoriter bir yönetim yaratmıştır. Bizler, anayasal devlet anlayışına aykırı, demokratik hukuk devletini temelinden zedeleyen ve egemenliği şahsileştiren bu sisteme karşı çıkıyoruz. Çünkü bu sistemde, Anayasa’daki tarafsızlık yeminine rağmen, parti genel başkanlığı ile devlet ve hükümet başkanlığı tek kişinin şahsında birleşmiş; partili Cumhurbaşkanı, ülkenin sorunlarını daha da derinleştirmiştir. Meclis’in yasama yetkisi yürütme ile paylaşılırken, denetim yetkisi ise işlevsiz hale getirilmiştir. Yüce Meclis’in millet adına kullandığı devredilemez bütçe hakkı dahi ortadan kaldırılmıştır. Hakimler ve Savcılar Kurulu, Cumhurbaşkanı’na tanınan doğrudan ve dolaylı atama yetkileriyle, yürütmenin vesayeti altına girmiş, partili Cumhurbaşkanı bağımsız ve tarafsız yargıyı yok etmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin iktidarın baskı ve tehdidi altında olması ve üyelerinin neredeyse tamamının Cumhurbaşkanı tarafından atanması, Yüksek Mahkeme’nin bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedelemiştir. Bu noktada özenle altını çizmek istediğimiz husus şudur ki bizler, geçmişin dar kalıplarını da reddediyoruz. Geçmişin tecrübelerinden istifade ederek, geçmiş uygulamaların ortaya çıkardığı demokrasi sorunlarına ve vesayetçi uygulamalara bir daha imkan vermeyecek yeni bir sistemi inşa etme kararlılığındayız. Bu, yeni bir başlangıçtır. İşte bu inançla, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerimizle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini sona erdirirken geçmişe dönmüyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin köklü devlet ve Cumhuriyet tecrübesini demokrasi ile taçlandırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

“ÜLKEMİZ, CUMHURİYET TARİHİNİN EN DERİN SİYASİ VE EKONOMİK KRİZLERİNDEN BİRİNİ YAŞAMAKTADIR”
Erkek konuşmasının devamında ise, “Ülkemizin neden Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme ihtiyacı var? Çünkü ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır. Bu krizin en önemli sebebi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altındaki keyfî ve kural tanımaz sistemsizlik ve basiretsiz yönetimdir. Bizler, altı siyasi parti olarak, dünyanın ve ülkemizin demokrasi tecrübeleri ışığında, adaleti tesis etmek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir arada özgürce yaşamak, toplumsal huzuru ve barışı sağlamak, tüm vatandaşların insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini güvence altına almak, çoğulcu ve demokratik bir Türkiye’yi inşa etmek ve gelecek nesillere de bu değerleri miras bırakmak için bir araya geldik. Söz veriyoruz: Hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı esasına dayanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde, temel hak ve özgürlüklerin tamamını ve kurumsal kültürün hakimiyetini güvence altına alacağız. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem; düşüncelerin özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, kadın haklarının, çocuk haklarının, çevre haklarının tam anlamıyla korunduğu özgürlükçü bir sistemdir. Bu sistem, devletin tüm kurumlarının hiçbir ayrım yapmaksızın tüm vatandaşlarına eşit mesafede olduğu çoğulcu bir sistemdir. Bu sistem, kamu yönetiminde eşitlik, tarafsızlık ve liyakat ilkelerinin esas alındığı, yolsuzlukla etkin mücadele edildiği, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlıklarının sağlandığı, üniversitelerin özgürleştiği bir sistemdir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, şeffaf ve hesap verebilir bir sistemdir. Bu sistemde siyasi makamların millete hizmetten başka hiçbir amacı olmayacaktır. Bunun güvencesi de hazırlayacağımız Siyasi Etik Kanunu’dur. Sonuç olarak bizler, ortak idealimiz olan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi, milletimize ve gelecek nesillere barış ve huzur getirmesi inancıyla hayata geçirmeyi taahhüt ediyoruz” dedi.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’nde dikkati çeken detaylar şöyle: Seçim barajı yüzde 3'e düşürülecek. Milletvekili seçimlerinde yüzde 1 oy olan partiler Hazine yardımı alacak. Temel hak ve özgürlüklerde kararname düzenlemesine izin verilmeyecek. Cumhurbaşkanı'nın veto yetkisine son verilecek. Meclis soruşturmalarında yeter sayısı düşürülecek. Cumhurbaşkanı görev süresi 7 yıl olacak. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu'nun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacak. Sulh Ceza hakimliklerinin görev, yetki ve işleyişleri yeniden düzenlenecek. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının derhal uygulanması sağlanacak. Hakimler ve Savcılar Kurulu kaldırılacak. İki ayrı kurul oluşturulacak.

  • Çoklu baro uygulamasına son verilecek. Anayasa Mahkemesi üyelerinin en az 4'te 3'ünün hukukçu olması zorunlu tutulacak. Sayıştay Anayasa'da yüksek mahkeme olarak düzenlenecek. TRT ve Anadolu Ajansı bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandırılacak. Medyada kartelleşmeyi önlemek için yasal tedbirler alınacak. RTÜK'e yasal düzenlemeler yapılacak. Uyülür Meclis tarafından seçilecek.
  • Kamu İhali Kanunu yeniden düzenlenecek. Yerel yönetimlere genel bütçeden verilen vergi gelirlerinin payı artırılacak. Seçimle gelenin seçimle gitmesi güvence altına alınacak. Kayyum uygulamalarına son verilecek. YÖK kaldırılacak. Öğretim üyeleri rektörlerini kendi seçecek. Siyasi Etik Kanunu hazırlanacak.
 
Ogün İnal