Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Av. Muharrem Erkek 31 Mart Yerel Seçimleri sonrası AK Parti’nin yerel seçimleri kaybetmenin verdiği hezeyanla spekülatif, hislerine dayanan, ama somut bir delil barındırmayan dosyalarla seçimi polisiye yöntemlerle tersine çevirme amacında olduğunu ifade etti.
AK Parti’nin takılmış plak gibi şaibe ve organize usulsüzlük öne sürerek ortaya koyduğu iddiaların içinin boş olduğunu söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Av. Muharrem Erkek yaptığı açıklamada, “Yüksek Seçim Kurulu’nun 1950 yılından bu yana yaptığı seçimlerde son 32 günde yaşananlar, hiçbir zaman yaşanmadı. Sandığa düşürülen gölge, seçimin güvenliğini zedeler” dedi.
AK Parti ve MHP’nin KHK’lı seçmenlerin oy kullanamayacağı olağanüstü itirazının reddedildiğini belirten Erkek, “Özellikle Büyükçekmece’de ileri sürülen seçmen hareketlerine ilişkin itirazların ise araştırılmasına gerek görülmedi. Kısıtlı, hükümlü, tutuklu ve zihinsel engellilerin oy kullandıkları ayrıca ölü seçmenlerin yerine oy kullanıldığı ve bu oyların toplamının seçim sonucunu etkilediği itirazının da gerçeği yansıtmadığı, ilçe seçim kurullarından gelen cevaplarla ortaya çıktı. Böylece bugüne kadar seçimlerin iptaline gerekçe gösterdikleri, seçmen olmayanların ve oy kullanma hakkı bulunmayanların oy kullandıkları iddialarının maddi ve hukuki dayanakları olmadığı resmi olarak da anlaşıldı” diye konuştu.
“HUKUK AYAKLAR ALTINA ALINIYOR”
“AK Parti, içi boş bavullarındaki “hisse dayanan” iddialarıyla sandık kurullarında kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkan ve üyelerinin görev yaptıklarını ileri sürerek bu sandıklarda oy kullanmış olan tüm seçmenlerin oylarının sadece bu gerekçe ile iptal edilmesini istiyor” diyen Erkek, “Sandık teşkilinin kanuna aykırı olduğunu ve varsa böyle bir usulsüzlüğün, seçmen iradesini yok saymak için yeterli olduğunu savunuyor. Bunun için ise maalesef devletin gücü ve imkânlarını kullanıyor. İnanılmaz biçimde seçim hukukundan çıkarak seçim iş ve işlemlerini adli yargının içine sokarak hukuku ayaklar altına alıyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun 1950 yılından bu yana yaptığı seçimlerde son 32 günde yaşananlar, hiçbir zaman yaşanmadı. Sandığa düşürülen gölge, seçimin güvenliğini zedeler. Seçimin güvenliği zedelenirse demokrasi yok olur.Yüksek Seçim Kurulu oy verme gününden önceki iş ve işlemlere yönelik itirazların tamamını istikrarlı biçimde bugüne kadar reddetti. Çünkü seçim takvimi, oy verme gününden önceki iş ve işlemlerin açık ve şeffaf biçimde yapılarak her türlü itirazların değerlendirilmesi ve sonucunda kesinleştirilmesi için yapılır. Böylece zamanında yapılıp kesinleşmiş olan iş ve işlemler seçim sonucunu etkileyen olağan ve olağanüstü itiraz sebebi olarak kabul edilmezler. Aksi takdirde hiçbir seçim sonuçlanmaz ve sağlıklı seçim yapılamaz. Yasal düzenlemeler ve genel kabul gören uygulamaların dışına çıkıldığında, nerede durulacağı bilinemez. AK Parti’nin bulabildiği tek emsal 1999 tarihli YSK’nın Kurtalan kararının ise olağanüstü itirazla ilgisi yoktur. Bu karar sandık kurullarının teşkili sırasında yapılan itiraz üzerine verilen bir karardır. Bunu günümüze uyarlarsak sandık kurullarının teşkilinin kesinleştiği 2 Mart 2019 tarihinden önce itirazın yapılmış olması gerekirdi. Günümüzde verilen Bursa Mustafakemalpaşa ve Erzurum Pasinler kararları, bu kararı teyit eden ve 2 Mart 2019’dan sonra sandık kurulu teşkiline ilişkin itirazların kesinlik sebebiyle reddedildiği kararlardır” dedi.
Erkek açıklamasının devamında da, “Sandık kurulu başkan ve üyelerinin siyasi partilerle paylaşılmadığı bilgisi doğrudur, ancak eksiktir. Çünkü sandık kurulu başkanları, ilçe seçim kurulunun huzurunda kura ile belirlenir. Kura işlemi yapılırken ilçe seçim kurulunun dört siyasi partili üyeleri de hazır bulunurlar. Dolayısıyla AK Parti’nin itiraz ettiği sandık kurulu başkanlarının belirlendiği tüm ilçe seçim kurulu toplantılarında kendi partilerinden ilçe seçim kurulu üyesi hazır bulunmuş ve alınan kararları imzalamıştır. Şimdi kalkıp buna itiraz etmek, ancak bir komedinin konusu olabilir. Kanunsuzluğun ortaya çıkış biçimi bellidir. Sandık kurullarının oy verme günü yaptıkları iş ve işlemlerle ilgili bir usulsüzlüğün tespit edilmesi ve bu usulsüzlüğün o sandıktaki seçim sonucunu etkilemesi halinde kanunsuzluk ortaya çıkar. Ancak ve ancak böyle bir durumun tespiti yapılır ise o sandıktaki oyların iptali mümkündür. AK Parti’nin itiraz ettiği kamu görevlisi bulunmadığı ileri sürülen sandıkların tamamında AK Parti ve MHP sandık kurulu üyeleri ve müşahitler görev yapmışlar, sandık başı iş ve işlemlerine karşı tek bir şikâyet ve itirazda bulunmamışlardır. Şikâyetlerin yazıldığı sandık tutanak defterleri bomboştur. AK Parti’nin olağanüstü itirazları ve bu itirazların taşındığı bavullar da bu sebeple bomboştur. Kanun gereği itirazımızın somut, elle tutulur, gözle görülür delilini ortaya koymazsanız, seçim hukukuna göre incelenecek bir itirazınız da yok demektir. Her gün takılmış plak misali tekrarlanan şaibe ve organize usulsüzlük gibi ne anlama geldiği anlaşılamayan iddiaların da içi boştur. Neden ve hangi sebeple şaibe olduğunu kimse açıklayamamaktadır. Çünkü görüldüğü üzere şaibe yoktur. Eğer bir şaibe var ise bunu yapan iktidardır” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi