KESK Şubeler Platformu adına Eğitim Sen Şube Sekreteri Dilek Ural yöneticileri KHK’lar aracılığıyla bir anda ve keyfi bir biçimde kamu görevinden ihraç edilmesi ile ilgili basın açıklaması yaptı. Kanun Hükmünde Kararnağmeler ile kamu görevlerinden uzaklaştırılan 4 bin 269 KESK üyesinin de bulunduğunu ifade eden Ural “- Haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmedir’’ dedi.
İTİRAZ DİLEKÇELERİ ANAYASAYA AYKIRI OLARAK GEÇİKTİRİLİYOR
KESK Şubeler Platformu adına Eğitim Sen Şube Sekreteri Dilek Ural düzenlediği basın açıklamasında Kanun Hükmünde Kararnağme ile kamu görevlerinden uzaklaştırılan ve haklarında kesinleşmiş bir suç bulunmayan kamu görevlilerinin görevlerine geri dönmeleri gerektiğini ifade etti. Ural açıklamasında “Ülkemizde son yıllarda insan hakları, özgürlükleri ve sendikal haklar alanlarında yaşanan ihlaller 15 Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile daha da ağır hale gelmiştir. Kamu emekçileri ve konfederasyonumuz gibi hükümet politikalarına muhalif olan sendika üye, aktivist ve yöneticileri KHK’lar aracılığıyla bir anda ve keyfi bir biçimde kamu görevinden ihraç edilmiştir. İhraç edilen 160.000 civarındaki kamu emekçisi arasında 4269 KESK üyesi bulunmaktadır. Üye ve yöneticilerimizin haklarını koruma amacımız doğrultusunda, 1 Eylül 2016’da başlayan ihraçlar sonrası, hukuk önünde hak arama süreçlerini başlattık. Yürüttüğümüz çabaları boşa çıkarma ve yargıya erişimimizi geciktirmek için; 23 Ocak 2017’de yayınlanan 685 sayılı KHK uyarınca OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kuruldu. KESK olarak, ilk andan itibaren Komisyonun yetkili bir hukuk organı olmadığı, bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile seçilen üyelerin profili, çalışma güvencelerinin olmaması vb. nedenlerle etkili bir başvuru yolu olmadığı yönündeki kaygı ve eleştirilerimizi ifade ettik. Gelinen aşama haklılığımızı daha da netleştirmiştir. Anayasa Mahkemesi 26 Temmuz 2019 tarihli kararında, KHK’larda ifade edilen ve üyelerimizin ihraç edilmesine gerekçe yapılan “Devletin milli güvenliğine karşı faaliyet yürüten terör örgütleri veya bir başka yasadışı örgüt üyesi olma, ilişkili veya iltisaklı olma” iddiasının herhangi bir hukuki temeli olmadığını tespit etmiştir. Üye ve yöneticilerimizin ihracına gerekçe yapılan fiiller sendikal hak ve özgürlüklerle ilgili olmasına, hukuken karmaşık ve uzun incelemeler gerektirmemesine rağmen; OHAL Komisyonu incelemeleri özel olarak geciktirmekte ve Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe saymaktadır. Büro Emekçileri Sendikası (BES) Çanakkale Şubesi yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız Ayşegül Sandıkçıoğlu ve Devrim Karaca'nın başvuruları da, OHAL Komisyonunca 5 buçuk yılın ardından hukuksuzca reddedilmiştir. Kamu emekçilerinin hiçbir adil soruşturma geçirmeden, savunma hakkı verilmeden ve sadece OHAL süresince değil ömür boyu meslekten ihraç edilmesi, vatandaşlık haklarının sınırlandırılması düzenlemesi nasıl bir zorbalıkla karşı karşıya olduğumuzun göstergesidir. KESK olarak sendikal hak ve özgürlüklere yönelik ihlallerin artmasına ve ihraç üyelerimizin görevlerine iade edilmelerine yönelik hukuki, fiili ve meşru mücadelemiz kesintisiz devam etmektedir.
KHK MAĞDURLARI İÇİN TALEPLERİ AKTARDI
Ural açıklamasının sonunda “İktidar bloğunun temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına alan, Anayasayı hiçe sayan, yargıyı siyasallaştıran uygulamalarından rahatsız olan, hukuksuz ihraçlar olmak üzere bu uygulamalar nedeniyle mağdur olan, demokrasi, eşitlik, özgürlük, barış ve adalet talebi olan tüm kesimleri bir kez daha dayanışmaya çağırıyoruz.” diyerek KHK mağduru kamu görevlileri için talepleri şu cümlelerle aktardı. “Haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmedir. Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır. 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 35. Madde eliyle yapılan ihraç uygulaması derhal sona erdirilmelidir. İş güvencesi iktidarın sopası haline getirilmemeli, sendikal örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalıdır. İktidar başta örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklere yönelik baskı politikalarına son vermeli, ceza ve soruşturmaları durdurmalıdır. Toplumsal barış, toplumsal özgürlük, demokratik haklarımız için mücadelemize devam edeceğiz. Bir gider bin geliriz. Son arkadaşımız görevine iade edilinceye, bu zulüm bitinceye kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. KHK'lar gidecek biz kalacağız!”
Ogün İnal