Dedesinin toprakların kırmızı Sorgül Buğdayı eken Eylem Önder Bombatepe “Dedemin arazilerini 13 bin yıllık tohumla buluşturmak benim için gurur” dedi.
YEREL VE ATALIK TOHUMLARIN ÖNEMİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Yerel veya ata tohumu olarak da bilinen atalık tohum, atalarımızın geçmişte kullandığı ve hiçbir işlem görmeden yıllar önce olduğu gibi kalan doğal tohumdur. Anadolu tarihine katkıda bulunan atalık tohumlar, kültürel mirasımızı oluşturan en önemli unsurlardan biridir. Yerel (ata tohumu, organik tohum) tohum demek sadece sağlıklı besin demek değildir. Yerel tohum bizim geleneklerimiz ve kültürümüzdür. Yerel tohum atalarımızın bize mirasıdır ve sonraki nesilere de miras kalacaktır. Giderek kimyasallaşan ve hastalıkların arttığı, doğal kaynakların azaldığı dünyamızda gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için yerel tohumu ve yerel tohumdan ayrı düşünülemeyen organik tarımı desteklemek tüm üreticilerin görevi.
DEDE TOPRAKLARINA GÖNÜLLÜ OLARAK SORGÜL BUĞDAYI EKTİ
Atalık tohumların çok önemli olduğu ve atalık tohumların toplanarak çoğaltıldığı bu günlerde Çanakkale’ nin Çan ilçesi Karadağ Köyünde Eylem Önder Bombatepe gönüllü olarak dedesinin Topraklarına Sorgül Kırmızı Buğdayı ekti. Çiftçilik hayatına Musaköy de devam eden ve dedesinin topraklarını kırmızı Sorgül Buğdayı ile buluşturan Eylem Önder Bombatepe, Sorgül Buğdayının susuz tarıma uygun bir buğday çeşidi olduğunun altını çizerek “Kırmızı renkli bu buğday tarımın doğduğu Mezopotamya topraklarının ilk buğdayı. Rengi kırmızıya çalan ve ismini buradan alan Sorgül Buğdayı 140 santimetre’ ye ulaşan boyu ve verimli saman kapasitesine sahip olan, susuz tarım buğdayı. ilk ekimi 2020 yılında Mardin'de Tarım ve Orman bakanlığı tarafından, 2 Ekimi 2021 yılında Konya Ovasında Tarım ve Orman bakanlığı tarafından gerçekleştirildi. Tohumların çoğaltılması ve yaygınlaştırılması için 3. kez ekimi yapılacak olan SORGÜL Buğdayının gönüllü olarak ekimini üstlendim. Yerli ve Atalık tohumlarımızı geleceğe taşımak için atılan bu adımda yer almak ve dedemin arazilerini 13 bin yıllık tohumla buluşturmak benim için gururdur.” dedi.
Ogün İnal