Gökçeada 31 Ocak 2022 sabah saatlerinde Çanakkale Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile sarsılmış, operasyonda Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, İmar Müdürü Seval Duran, eski İyi Parti Gökçeada İlçe Başkanı Hasan Erdem, müteahhit R.G. ve B.B ile E.B, yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla iddiası ile gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan zanlılardan Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, İmar Müdürü Seval Duran, eski İyi Parti Gökçeada İlçe Başkanı Hasan Erdem çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı. Tutuklama kararının ardından İyi Parti Çanakkale İl Binasında yapılan tutuklama ile ilgili basın açıklaması yapıldı.
“TUTUKLAMA, HUKUK DEVLETİNİN TEMELLERİNE DİNAMİT KOYMAKTAN ÇEKİNMEYEN İKTİDARIN DESPOTLUĞUNUN GÖSTERGESİDİR”
Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, İmar Müdürü Seval Duran, eski İyi Parti Gökçeada İlçe Başkanı Hasan Erdem çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmasının ardından İyi Parti Çanakkale İl Binasında tutuklama ile ilgili basın açıklaması yapıldı. Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun ve Türk Dünyası ve Yurt Dışı Türkler Başkanı Rıdvan Uz, İYİ Parti Çanakkale İl Başkanı Selahattin Yıldızlar, İlçe Başkanları, İl ve İlçelerin Yöneticileri ile partililer katıldığı açıklamada İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun, tarafından Gökçeada belediye başkanı Ünal Çetin’in, dedikoduya bağlı olarak tutuklandığı, Soruşturma dosyasında hiçbir somut delil olmadığı, ayrıca tutuklamayı gerektirecek şartlar da gerçekleşmediği’ ifade etti. Çetin açıklamasında şunları söyledi. "Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; bugün burada hukuki bir değerlendirmede bulunamayacağım. Yaşanan süreci hukuki değil, tamamen siyasi bir karar olarak görüyor ve yorumluyorum. Çünkü 20 yıllık iktidarı süresince bağımsız yargı erkine mahsus enstrümanları şahsi siyasi amaçları doğrultusunda kullanmayı, yargı erki üzerinde baskı uygulamayı ve hukuk üzerinden siyaset yapmayı alışkanlık haline getiren AK Parti iktidarının, milli egemenliği ve hukukun en temel ilkelerini yok sayan müstebit girişimlerinin en yeni bir uygulamasıyla karşı karşıyayız. Hukuk ile rakip siyasi hareket ve şahısları tasfiye etmeyi, korkutmayı veya sindirmeyi amaçlayan ve bu surette hukuk devletinin temellerine dinamit koymaktan çekinmeyen iktidarın despotluğunun en güncel örneklerinden biridir Ünal Çetin soruşturması. Çanakkale’de gün geçtikçe eriyen, halkın teveccühünü kaybeden, artık milletvekili çıkaramayacak hale gelen AK Parti iktidarı ve Çanakkale’deki aktörleri, Gökçeada Belediye Başkanımız Sayın Ünal Çetin hakkında hukuk dışı bir soruşturma başlatmışlardır. Sayın Çetin’e doğrudan siyasi bir operasyon yapılmış ve bu operasyon üzerinden Partimiz ve Çanakkale’deki teşkilatımız yıpratılmak istenmiştir. Yapılan bu soruşturma göstermiştir ki; esasen Gökçeada Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülmesi gereken soruşturma, yetkisiz olan Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yasaya aykırı bir şekilde yürütülmüş ve bu suretle de yetkisiz savcılık ve hakimlik kararlarıyla arzu edilen sonuç temin edilmeye çalışılmıştır. Soruşturma dosyasında hiçbir somut delil yoktur. Üstelik tutuklamayı gerektirecek şartlar da gerçekleşmemiştir. Sayın Başkanımızın kaçma şüphesi yoktur ve ortada bir delil olmadığından delilleri karartma ihtimali de yoktur! Gökçeada halkının oylarıyla seçilmiş ve davet edildiği takdirde Savcılığa gecikmeksizin gidebilecek olan Belediye Başkanımız; 31 Mart 2023 günü sabah saat 06.45’de evine baskın yapılarak gözaltına alınmıştır. Ellerinde herhangi bir delil olmadığı için boştan yere 4 gün gözaltında tutulmuş, bu süreçte dosya sözde delillerle doldurulmaya çalışılmış ve Başkanımız gözaltı süresinin son saatlerinde ancak sorguya alınmıştır. Sayın Belediye Başkanımızın göz altına alınmasını müteakiben eş zamanlı olarak ve organize bir şekilde iktidara yakın medya kuruluşları ve de sosyal medya aparatları ile yürütülen, kamuoyu nezdinde Belediye Başkanımızı mahkum etmeye yönelik psikolojik harekat, sadece Anayasamızı ihlal etmekle kalmamakta, aynı zamanda Türk Milleti’nin iradesiyle göreve gelen seçilmiş bir siyasetçiyi ilgili dosya henüz kovuşturma aşamasına dahi intikal etmemişken kamu vicdanında mahkum etmek amacına hizmet etmektedir. Sadece bu durum bile Sayın Çetin ile ilgili yürütülen soruşturmanın, hukuki değil siyasi bir soruşturma olduğunu göstermektedir" diye konuştu.
"FETÖ TAKTİKLERİNİ KULLANARAK KARALAMA YAPIYORLAR"
Çetin açıklamasının devamında Gökçeadalılara’ da seslenerek "Görüyorsunuz ki; tamamen yetkisiz bir savcılık eliyle, usul ve hukuk kurallarına tamamen zıt olarak, yargı erki ve medya organları araç olarak kullanılmak suretiyle planlanmış bir karalama operasyonuyla karşı karşıyayız! Biz bu yöntemleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bir yerlerden hatırlıyoruz! Belediye Başkanımızın olayında olduğu gibi; önce isimsiz ve imzasız ihbarlarla bir suç uydurup, kişiyi gözaltına alıp daha sonra delil uydurmaya çalışmak ve aynı zamanda medya eliyle karalama kampanyası başlatmak yıllardır alışageldiğimiz bir FETÖ taktiğidir. Yaşanan hadise, FETÖ taktiklerini kullanarak siyasi rakibini bertaraf etmeye çalışmaktan ibarettir! Seçimlerin yapılmasına az bir süre kala Belediye Başkanımızın tutuklanmasına kadar giden bu sürecin zamanlaması da son derece manidardır. Bütün bu olanlar dikkate alındığında, iktidar partisinin her türlü otoriter imkan ve vesait ile siyasi rakiplerini baskı altına almak, siyaseten bertaraf etmek ve özellikle Çanakkale’de siyasalın sınırlarını kendi lehine şekillendirmek saikiyle hareket ettiği aşikar hale gelmiştir. Burada sormak istiyoruz. Gizlilik kararı olmadığı halde, Belediye Başkanımızın avukatlarından bile evrak saklanmasının amacı nedir? Yaşanan süreç bize işaret etmektedir ki; iktidar, yandaş medyayı kullanarak soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin sıhhatini olumsuz etkileyecek algı yönetimi faaliyetleri icra etmiş, doğru olmayan bilgi ile kara propagandayı harmanlayarak maddi gerçeğe ulaşmayı değil; şahsi siyasi çıkarına hizmet etmeyi yegâne istikamet olarak belirlemiştir. Tekrar ifade ediyoruz ki; yargılamaya ilişkin süreçleri, içine iftira nitelikli argümanlar koyarak kendilerine yakın medya kuruluşlarına sızdırmayı ve bu vesileyle toplumsal psikolojiyi gerçeğe aykırı bir şekilde yönlendirmeyi içeren bu yöntem ve alışkanlıklar silsilesi akıllara FETÖ’cülerin yöntemlerini getirmektedir" şeklinde konuştu.
Ogün İnal