İstanbul Erkek Lisesi’nin geleneksek şehitleri anma ve rozet takma töreninde 150 hazırlık sınıfı öğrencisi kanlı sırtta şehit abilerini anarak kendilerini İstanbul Erkek Lisesi öğrencisi yapan rozetlerini kanlı sırt mevkiinde aldılar. Anma ve rozet takma töreni 30 yıldan daha fazla bir süredir devam ediyor. Okulun sarı - siyah renklerinin ise hüzünlü bir hikâyesi var.
19 MAYIS SAAT 03.30’DA ŞEHİT OLDULAR
Gelibolu yarımadası kanlı sırt mevkii dün akşam çok önemli bir törene ev sahipliği yaptı. İstanbul Erkek Lisesi Öğrencileri geleneksel hale getirdikleri anma ve rozet takma törenini Kanlı Sırt alanında gerçekleştirdi. 1. Dünya savaşının en kanlı muharebelerinin yapıldığı Gelibolu Yarımadası’nın Kanlı Sırt mevkiinde 18 Mayıs’ı 19 Mayıs’a başlayan gecede vatanlarını savunmak için gönüllü olarak Çanakkale cephesine gelen İstanbul Sultanisi'nin izci teşkilatından sayısı 50-60 olarak tahmin edilen İstanbul Erkek Lisesi’nin son sınıf öğrencilerinin tamamı Saat 03.30’da şehit düştü. Bugün Türkiye'nin en başarılı öğrencilerinin tercih ettiği İstanbul Erkek Lisesi, hazırlık sınıfı öğrencileri için Çanakkale'de şehit verdiği abileri anısına her yıl 19 Mayıs 03.30'da Kanlısırt' ta tören düzenliyor. 1915'te hiç mezun verememiş olan İstanbul Erkek Lisesi’nin hazırlık sınıfı öğrencileri anma programının ardından gerçekleştirilen rozet takma töreninde İET rozetlerini takarak Sarı Siyah Camia'ya resmen kabul ediliyorlar. Bu yıl kanlı sırtta düzenlenen törene İstanbul Erkek Lisesi Hazırlık Sınıfı öğrencileri, İstanbul Erkek Lisesi yöneticileri, İstanbul Erkek Lisesi Okul Aile Birliği, İstanbul Erkek Lisesi Derneği yöneticileri, İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı yöneticileri, Sakarya İzci Grubu ve İEL Bisiklet Grubu katıldı. Saygı duruşu ve istiklal marşının hep bir ağızdan söylenmesinin ardından yaklaşık 30 yıldır kanlı sırtta düzenlenen tören başladı. Törende İstanbul Erkek Lisesi Öğrenci birliği başkanı Ertuğrul Talha Özdemir, İEL Mezunlar Derneği Başkanı Mehmet Turgut Copur, İEL Alman Bölüm Başkanı Thomas Frey, İEL Okul Müdürü Hüseyin Sarı ve Bakanlık müşaviri Hüseyin Özcan günün anlam ve önemini belirten konuşmaları yoğun duygular ile gerçekleştirdiler. Konuşmaların ardından İstanbul Erkek Lisesi hazırlık sınıflarında okuyan 150 hazırlık sınıfı öğrencisine İstanbul Erkek Lisesi Rozeti Takıldı.150 İEL hazırlık sınıfı öğrencisi rozetlerini aldıktan sonra Sarı Siyah Camiaya kabul edilmiş oldular.
İSTANBUL ERKEK LİSESİ SON SINIF ÖĞRENCİLERİNİN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ
1.Dünya savaşının en kanlı cepherinden biri göğüs göyüşe çarpışmaların olduğu Çanakkale cephesiydi. Çanakkale’yi denizden geçemeyeceğini anlayan düşman kuvvetleri, bu defa da kara savaşıyla Gelibolu Yarımadasına karadan hakim olarak savaş gemilerinin top atışları olmadan Marmara Denizine oradan da İstanbula gitmelerini sağlamak amacı ile kara savaşlarını başlattılar. Kara savaşları karaya yapılan çok sayıda şehidimizin olması nedeni ilde Çanakkale cephesine yeni Mehmetçikler gerekiyordu. Asker ihtiyacı o kadar arttı ki Gönüllü olmak koşuluyla lise ve üniversite öğrencilerini askere çağırıldı. 11 Mayıs 1915’te binlerce lise ve üniversite öğrencisi İstanbul’un Beyazıt Meydanında toplandı. Harbiye Nâzırı Enver Paşa gençlere şöyle sesleniyor: “Vatan elden gidiyor. Vatanın geleceği Çanakkale Savaşı’na bağlı. Binlerce askere ihtiyaç var. Eli silah tutan gençler gönüllü olarak silâh altına alınacaklar”. Ortalığı büyük bir heyecan dalgası sarıyor. Başta tıbbiyeli gençler olmak üzere üniversiteli gençlerin çoğu, zaten askere alınmışlardır. Şimdi de 20 yaşın altındaki liseli gençler askere çağrıldı. Meydandaki lise öğrencilerinin yürekleri, vatan ve millet aşkıyla çarpmaktadır ve her vatan evladı gibi cepheye koşmak için can atmaktadırlar. Ancak 1909-1914 Askerî Mükellefiyet Kanunu’na göre, Sultaniye(Lise) öğrencileri askere alınamaz. Ama hiçbiri kanun dinlemez ve gönüllü asker olarak isimlerini yazdırmak için kuyruğa girerler. Yazım kuyruğunda çok küçük yaşta, henüz bıyıkları terlememiş gençler, öğrenciler de vardır. Bu gönüllü ordusuna katılanların 50’si, İstanbul Erkek Lisesi’nin son sınıf öğrencisiydi. Onlar da vatan savunmasına katılmak, Çanakkale’de savaşıp, düşmanı yurttan kovmak için isimlerini yazdırırlar.
GERİ DÖNMEDİLER
Üniversiteli gençler ve liseli öğrencilerden oluşan bu gönüllüler, Halıcıoğlu’ndaki karargâhta birkaç günlük silah tutma ve ateş etme eğitimine tabi tutulurlar. Sonra 9 bin kişilik İstanbul Alayına katılarak cepheye gönderilirler. Çanakkale’ye varan çoğu bıyığı terlememiş liseli gençler 2. Tümene katılırlar. Kabatepe bölgesinde dar bir tepeye yerleştirilirler. Cephedeki askerler o kadar kalabalıktır ki, siperlerde adeta üst üste yığınak halindedirler. Tümenin başındaki Yarbay Hasan Bey üstlerine, ”Bunlar daha yeni geldiler, biraz cepheyi tanısınlar, sabah çatışmalara girsinler” der, fakat sözünü dinletemez. 18 Mayıs 1915’i 19 Mayıs 1915’e bağlayan gece, cephede heyecan doruk noktasındadır. Yapılan plana göre, düşman mevzilerine ani ve sessizce saldırılacak, düşman gafil avlanıp yok edilecektir. Bu nedenle saldırı, marş söylenmeyerek ve borazan çalınmayarak sessizce yapılacaktır. Saat 03.30’da hücum emri verildiğinde heyecanlanan ve coşan gençler, marşlarla hücuma geçerler. Halbuki düşman, gündüzden keşif uçaklarıyla böyle bir hazırlığın yapıldığını tespit etmiş, gerekli bilgileri toplamıştı. Böylece koca tümen tuzağa düşer, düşmanın makineli (mitralyöz) ateşiyle gençlerden binlercesi hücum anında yere yıkılır. Anzaklarla yapılan bu iki saatlik çatışmada binlerce şehit verilir. 2. Tümenin bazı alaylarının yer aldığı cephenin uzunluğu 600 metre olup, her 15 cm’ye bir asker düşmektedir. Düşmanın bu saldırısında her bir Türk askerine 95 mermi isabet eder. 2. Tümenden geriye dönen olmaz.
MATEMİN RENGİ “SARI - SİYAH” OLDU
Çanakkale Savaşı’nın en kanlı savaşlarından birinin gerçekleştiği alana bu nedenle “Kanlısırt” adı verilir. Böylece eğitimli binlerce genç, cepheye gittikten bir gün sonra şehit olurlar. Bu saldırıda şehit düşen binlerce gencin 50’si, çoğu henüz bıyıkları terlememiş olan 16-17 yaşlarındaki İstanbul Erkek Lisesinin son sınıf öğrencileriydi. General Liman Von Sanders’in yanlış savaş taktiği, sürekli taarruz istemesi, gençlerin erkenden şehit olmalarına sebep olur. 1915’te Tıbbiyeli öğrencilerin hepsi ve lise son sınıf öğrencilerinin çoğu askere gittiler ve şehit olurlar. Savaş bitinceye kadar Tıbbiye ve öğrencileri savaşa katılan liseler 1915 yılında mezun vermedi. Ağabeylerinin şehit olduğun haberi İstanbul Erkek Lisesine ulaşınca okul öğrencileri savaş nedeni ile bir bölümü hastane olarak kullanılan ve sarıya boyanan okulun bütün kapı ve pervazlarını matem rengi olan siyaha boyadılar. O günden bu yana “Sarı-Siyah” renkler İstanbul Erkek Lisesi’nin simgesi oldu.
Ogün İnal