Vergi artışları peş peşe gelen zamlar ve bu zamlar neticesinde iğneden ipliğe tüm ürünlerin fiyatların en az % 25 arttığı bu günlerde KESK şubeler Platformu adına açıklama yapan Tüm Bel-Sen Çanakkale Şube Başkanı, KESK Dönem Sözcüsü Bülent Barın ve Ses Çanakkale Şube Başkanı Canan Çoşan maaş zammını ve bu maaş zammının nasıl uygulanacağına yönelik açıklama yaptı. Çoşan maaş artışlarını “tüm emekçileri sefalette eşitleyen bir tablo ortaya çıktı” cümleri ile yorumladı.
“KAMU EMEKÇİLERİ VE EMEKLİLERİ YILLARDIR BÜTÇEDEN VE REFAHTAN ARTIŞINDAN PAYIMIZI ALAMIYORUZ”
Açıklamada TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranının gerçek olmadığını ifade eden KESK Dönem Sözcüsü Bülent Barın “ Kamu emekçileri ve emeklileri olarak yıllardır ne bütçeden hakkımızı ne de refahtan payımızı alamıyoruz” diyerek açıklamasına şu cümleler ile devam etti. “Maaşlarımız, ücretlerimiz yıllardır hiç kimsenin, iktidarın kendisinin dahi inanmadığı TÜİK rakamlarına göre artırılıyor. Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan bu sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor. Çarşıda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon 2 ise TÜİK bunu 1 puan gösteriyor. Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre, enflasyon Haziranda aylık yüzde 8,54 altı aylık yüzde 50,53 yıllık yüzde 108,58 artmıştır. Tüm bunlara rağmen ülkeyi yönetenler yıllardır “işçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücrete ezdirmedik” nutukları atıyor. Oysa bizi iktidarın siparişi ile açıklanan TÜİK’in sahte enflasyon rakamları değil, yaşadığımız gerçek enflasyon, hayat pahalılığı eziyor. Rakamlar ortada. Yandaş konfederasyon yöneticilerinin her toplu sözleşmede iktidarın belirlediği hedef enflasyon rakamlarına imza atmasından bıktık. Yetmezmiş gibi TÜİK rakamlarına göre bile her altı ayda enflasyon farkı oluştuğu halde “tarihi başarı”, “bütçeden hakkımızı, refahtan payımızı aldık” gibi nutuklar atılmasından usandık.15 derecenin 1. Kademesinde bekâr bir kamu emekçisinin eline geçen 10 bin 450 TL çoktan açlık sınırının altında kaldı. İktidarın buna 925 TL çalışmayan eş ve 325 TL tutarındaki iki çocuk yardımını ekleyerek 11 bin 800 TL olarak gösterdiği en düşük kamu emekçisi maaşı ise şimdilik açlık sınırının bir tık üzerine denk geliyor. Emekli kamu emekçileri ise açlık sınırının 2.000 TL altında bir rakamla ayın sonunu getirmeye çalışıyor. Ülkemiz tüm çalışanlar için bir asgari ücretliler ülkesine çevrildi. 10 yıl önce asgari ücretin 2,5 katı olan en düşük kamu emekçisi maaşı haziran itibarıyla 8.506 TL olan asgari ücretin 1,2 katına indi. Yine 10 yıl önce asgari ücretin 3 katını aşan ortalama kamu emekçisi maaşı asgari ücretin 1,5 katına indi. İktidarın seçimlerden önce verdiği “en düşük memur maaşı 22 bin TL olacak” sözünün üzerinden 2 ay geçti. O gün önemli bir artış gibi gözüken rakam hızla erimeye devam ediyor. Türk lirası dolar karşısında %25 değer kaybetti. Vadedilen 22 bin TL ile bin 128 dolar alınıyordu. Bugün ise 846 dolar alınabiliyor. İşin özü kamu emekçileri ve emeklileri olarak yıllardır ne bütçeden hakkımızı ne de refahtan payımızı alabiliyoruz. Bugün aynı oyun “en düşük kamu emekçisi maaşı 22 bin TL’yi bulacak” vaadi ile sürdürülmek isteniyor. Siyasal iktidar seçimden önce verdiği sözleri yerine getirmemek için her türlü hileye başvurmaktadır. “En düşük memur maaşı 22 bin TL’yi bulacak” sözünü içeren torba yasa teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeleri tamamlanmıştır. Komisyon görüşmelerinde sadece emeklilere önümüzdeki altı ay için verilecek zam oranının %17,55’ten %25’e çıkarılması yönünde bir değişiklik yapılmıştır. Diğer maddelerinde hiçbir değişiklik yapılmayan söz konusu torba yasa teklifinin bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanması beklenmektedir. 1,1 Trilyon TL ile 2023 bütçesinin üçte birine denk gelen, tüm giderlerin halkın omuzlarına yıkılan KDV, Gelir Vergisi, ÖTV, MTV gibi vergilerle ve harçlarla karşılanmasını içeren ek bütçe yasa teklifi de TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacaktır. “En düşük memur maaşı 22 bin TL’yi bulacak” sözünü içeren torba yasa teklifinde TBMM Genel Kurul sürecinde bir değişiklik yapılamazsa: Tüm kamu emekçilerinin maaşlarının enflasyon farkı artı “toplu sözleşme artışı” toplamı olan %17,55 oranında artırılması ardından buna seyyanen 8.077 TL eklenmesi ile sonuçlanacaktır. 8.077 TL'lik artış taban aylık katsayısı artışı yoluyla değil, tüm kamu emekçilerine seyyanen yapıldığı için 985 TL çalışmayan eş yardımı ve iki çocuk üzerinden 325 TL çocuk yardımıyla en düşük 11.800 TL olan en düşük maaşı alan kamu emekçisinin eline 22.000 TL geçse de gerçekte bu emekçinin kök maaşı 13.870 TL olacaktır. Dolayısıyla bundan sonraki dönemlerde maaş zammı 22.000 TL üzerinden değil, 13.870 TL üzerinden yapılacaktır. Yine 8.077 TL seyyanen artış mevcutta ödenmekte olan aylık, tazminat, ödenek, ikramiye, ek ödeme, döner sermaye payı, çalışmayan eş yardımı, çocuk yardımı, toplu sözleşme ikramiyesi gibi pek çok unsurun hesabında dikkate alınmayacaktır. Yaşanan gerçek altı aylık enflasyonun %50’yi aştığı koşullarda 2,5 milyon kamu emekçisi başta olmak üzere tüm emeklilerin maaşlarında sadece %25 oranında bir artış yapılacaktır. 8.077 TL tutarındaki seyyanen artış ise TÜİK sahte enflasyon rakamları açıklamaya devam ettikçe, adaletsiz gelir vergisi dilimleri sürdükçe, ek bütçenin tüm yükü yine bizlere yıkıldıkça bir iki ay içinde buharlaşacaktır.” dedi.
İKTİDARIN REFAH PAYI ALDATMACASINA KANMIYORUZ
Tüm Bel-Sen Çanakkale Şube Başkanı, KESK Dönem Sözcüsü Bülent Barın’ın açıklamasının ardından söz alan SES Çanakkale Şube Başkanı Canan Çoşan’ da yaptığı açıklamada iktidarın refah payı aldatmacasına kanmadıklarını ifade ederek şunları söyledi. “Sonuç olarak tüm kamu emekçilerinin maaşlarını en düşük kamu emekçisi maaşına yaklaştıran, başta emekliler olmak üzere tüm emekçileri sefalette eşitleyen bir tablo ortaya çıkacaktır. Alabildiğine sınırlanan maaş artışlarının maliyeti, KDV oranlarının yükseltilmesi, MTV’nin iki katına çıkarılması, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi’nin (BSMV) 5 puan artırılarak %15’e çıkarılması, yurt dışından getirilen telefon harcının %228 artış ile 6,091 TL’den 20 bin TL’ye çıkarılması gibi tek taraflı vergi salma politikaları ile yine emekçiler ve halka yıkılmaktadır. Bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna gelecek olan ek bütçe yasa tasarısı, ‘turpun büyüğünün heybede’ olduğunu göstermektedir. 2023 bütçesini yaklaşık üçte bir oranında artıran yasa teklifiyle, emeğiyle geçinen tüm kesimlerin yükü dolaylı vergilerde (KDV, ÖTV) ve Gelir Vergisinde yapılan fahiş artışlarla daha da artırılmakta, kaşıkla verilen kepçe ile geri alınmaktadır. Buradan tüm kamu emekçilerine sesleniyoruz. Gelin yıllardır tekrarlanan ve bizi her geçen gün daha çok sefalete iten bu oyuna artık dur diyelim. Ne TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına, ne iktidarın refah payı aldatmacasına kanmayalım. Yandaş basının müjde haberlerine itibar etmeyelim. TÜİK sahte enflasyon rakamları açıklamaya devam ettikçe, adaletsiz gelir vergisi dilimleri sürdükçe, TL döviz karşında değer yitirdikçe bugün yüksek gibi görünen maaş artışları yarın yine sefalet düzeyine inecek. Tek çözüm insanca yaşamaya yetecek ücret mücadelesini yükseltmekten geçiyor. Bunun için en düşük kamu emekçisi maaşı Temmuz ayı itibari ile eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım ve yakacak yardımı gibi sosyal yardım kalemleri ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Bu rakam her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklenmelidir. Gelir vergisi birinci dilim oranı %15 ten %10’a düşürülmeli, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir. Seçim öncesi verilen kira yardımı, mülakatın kaldırılması sözlerinin gereği zamana yayılmadan hemen yerine getirilmelidir. Bizler yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz. Bizler ulufe değil, grevli gerçek bir toplu sözleşme düzeni istiyoruz! İktidarın tek taraflı çıkardığı yasalar değil, konfederasyonların, sendikaların kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz.” dedi.
Ogün İnal