Sağladığı yüksek görüntü kalitesi ile kalp hastalıklarının teşhisinde altın standart olarak kabul edilen kardiyovasküler görüntüleme yöntemi Kardiyak MR; tanıda, doğru tedavi planlamasında ve tanı almış yapısal kalp hastalıklarının düzenli takibinde önemli bir yere sahip.
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Hatice Kemal Günsel, son derece güvenli ve etkin bir yöntem olan Kardiyak MR’ın erişkin, çocuk ve gebelere de rahatlıkla uygulanabildiğini belirtti. Bu alanda KKTC’deki tek uzman olan Doç. Dr. Hatice Kemal Günsel, Kardiyak MR eğitimini 2022’de İngiltere’de Royal Brompton Hospital Cardiac Magnetic Resonans Unit’de tamamladı. ESC (Avrupa Kardiyoloji Cemiyeti) EACVI CMR Level 2 sertifikasyona da sahip olan Doç. Dr. Hatice Kemal Günsel, Kardiyak MR uygulaması ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kardiyak MR nedir, hangi durumlarda uygulanır Radyo dalgaları, manyetik alan ve bilgisayar kullanılarak kalbin detaylı görüntülerinin alınmasını sağlayan, ileri düzey kardiyovasküler görüntüleme metodu olan Kardiyak MR, kalp yetersizliği başta olmak üzere, perikard (kalp zarı) doğumsal kalp hastalıkları ile kalp kapakçığı ve kalbi besleyen damarların hastalıklarının teşhisine, ayrıca kalp hastalıklarına bağlı anatomik yapıda meydana gelen hasarlar hakkında detaylı bilgiler edinilmesine olanak sağlıyor. Doç. Dr. Hatice Kemal Günsel, KKTC’de sadece Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde uygulanabilen acısız, ağrısız Kardiyak MR görüntüleme yönteminin, sağladığı yüksek görüntü kalitesi ve radyasyonsuz işlem özelliği sayesinde erişkin, çocuk, hatta gebelerde de uygulanabilen son derece etkili ve güvenli bir yöntem olduğuna dikkat çekti. Kardiyak MR sayesinde girişimsel işleme gerek kalmıyor Kardiyak MR, ekokardiyografi ile tanı konulamayan hastalarla ilgili ayrıntılı bilgi vermesi açısından önem taşıyor. “Kardiyak MR sayesinde, girişimsel işlem gerekmeksizin, kalp yetersizliği derecesi, odacık ve kapaklarda oluşturduğu değişiklikler ile kalp yetersizliğinin geri dönüşümlü olup olmadığı konusunda ileri düzey bilgiler edinebiliyoruz” diyen Doç. Dr. Hatice Kemal Günsel, Kardiyak MR’ın ayrıca çarpıntı, bayılma, baş dönmesi, ritim bozukluğu ve buna neden olabilecek bir odak veya anatomik, hemodinamik sebep olup olmadığının araştırılmasında da kullanıldığını söyledi. MR cihazında gerçekleştirilen Kardiyak MR çekimi sırasında, göğsüne EKG bantları yerleştirilen hastanın, kalp atım hızı kayıt altına alınıyor. 3 boyutlu ve yüksek çözünürlüklü görüntülerden elde edilen sonuçlar, uzmanlar tarafından değerlendirilerek, raporlanıyor. İşlem yaklaşık 50-60 dakika sürüyor. 3 boyutlu, yüksek çözünürlüklü görüntüleme imkanı ile kesin teşhis Kardiyak MR, kalp yetmezliğinin nedenini belirlemenin yanı sıra yetmezlik hastalarının takibinde de son derece etkili bir yöntem olarak kullanılıyor. Kardiyak MR’ın, kalp pillerinin hastalara fayda sağlayıp sağlamayacağı konusunda belirleyici rol oynadığını da söyleyen Doç. Dr. Hatice Kemal Günsel, anomalilerin tespitinde kullanılan ekokardiyografi yönteminin yetersiz kaldığı durumlarda da 3 boyutlu üstün görüntü kalitesi sayesinde Kardiyak MR’ın, uzmanların elini güçlendirdiğini belirtti. X ışınlarına göre Kardiyak MR, yumuşak dokuların çok daha net görüntülenmesine imkan sağladığını aktaran Günsel, “Özellikle kalp krizi geçiren hastalarda kalpte hasar varlığı ve hasarlı bölgelerin tespiti mümkün hale geliyor. Böylece tedavi planları bu doğrultuda gerçekleştirilebiliyor. Bypass ameliyatı öncesinde yapılan detaylı ölçümlerle ameliyat sonrası dokulardaki iyileşme oranı bile öngörülebiliyor. Kardiyak MR, kalp içinde yer alabilecek pıhtı veya kitlelerin ortaya konulmasında, ayırıcı tanıda da öne çıkıyor. Onkolojik ve romatolojik hastalıklar da kalbi olumsuz etkileyebiliyor. Bu hastalıklara bağlı olduğu tespit edilen kalp yetersizliğinde tedavi protokolleri tamamen değişebiliyor. Bu nedenle Kardiyak MR, yetersizliğin nedeninin tespiti ve doğru tedavinin planlanmasında yol gösterici özellik taşıyor” dedi.
Günsel ayrıca Kardiyak MR’ın avantajlarını ise şu şekilde sıraladı:
-Radyasyon maruziyeti olmaması bu görüntüleme tekniğinin oldukça önemli bir özelliğidir.
-Hastaların tanı ve tedavisinde olduğu kadar takip sürecinde de önemli yere sahiptir.
-Ekokardiyografi ve bilgisayarlı tomografiden farklı olarak kalpte doku düzeyinde değerlendirmeye olanak sağlaması en önemli özelliklerindendir. Kalp yetersizliği olan hastalarda sürecin geri dönüşümlü olup olmadığı, nedenin miyokardit denilen kalp kası iltihabına bağlı olup olmadığı veya ailesel özellik gösteren genetik geçişli hastalıklara bağlı olup olmadığı konusunda ayrıntılı bilgi sağlar.
-Onkoloji hastalarında kullanılan kemoterapilerin bazıları kalp üzerine toksik etkiler gösterebilmektedir. Özellikle geçirilen operasyonlara bağlı ekokardiyografik görüntüleme kalitesi düşük olan hastalarda Kardiyak MR görüntüleme sağlanması mümkündür.
-Kalp kası iltihabı (miyokardit) tedavisi sonrası veya kalp krizi sonrası kalıcı bir hasar kalıp kalmadığı da kardiyak MR ile araştırılabilmektedir.
-Hipertrofik kardiyomiyopati denilen genetik geçişli kalp kasının kalınlaşması ile karakterize hastalıkta, hastalık ciddiyetinin değerlendirilmesi, eşlik eden kapak patolojilerinin belirlenmesi ve ayrıca hastalığın progresyonunda Kardiyak MR diğer kardiyak görüntüleme yöntemlerine göre büyük avantaj sağlamaktadır. Erken evre hastalık belirlenmesinde ve aile bireylerinin taranmasında ilk tercih edilebilecek görüntüleme yöntemlerindendir.
-Kalp içi pıhtı ve kitlelerin belirlenmesinde, çevre dokulara (perikard) yayılım olup olmadığının ortaya konulmasında kullanılmaktadır.
-Doğumsal kalp hastalığı olan hastalarda ayrıntılı anatomik değerlendirme sağlamaktadır. Kalpte delik (atriyal septal defekt, ventriküler septal defekt) bulunan hastalarda hemodinamik değerlendirmeye olanak sağlamaktadır. -Koroner arter hastalığı olan hastalarda koroner darlıkların kanlanma bozukluğuna yol açması ve yaygınlığı Kardiyak MR perfüzyon görüntüleme ile değerlendirilebilir.
Bu sayede darlık olan damara müdahale edilmesinin (stent veya bypass) gerekliliği kararlaştırılabilir. Hemodinamik olarak doku düzeyinde kanlanma bozukluğu oluşturmayan darlıklarda gereksiz girişim uygulanmasından kaçınılabilir. -Ekokardiyografik olarak değerlendirilmesi kısıtlı olan kalbin sağ tarafına bağlı hastalıkların tanısında ve takibinde altın standart görüntüleme yöntemidir.
Haber Merkezi