Sağlık

Katarakt Hastalığının Tek Tedavi Yöntemi: Ameliyat

Katarakt Tedavi Edilmediğinde Görme Kaybına Neden Olabilir .

Göz içindeki merceğin saydamlığını kaybederek bulanıklaşması sonucu ortaya çıkan katarakt, görme kalitesini etkileyen ciddi şikâyetlere hatta görme kaybına neden olabiliyor.

Kataraktın dünyadaki körlük sebepleri arasında ilk sıralarda yer aldığının altını çizen Türkiye İş Bankası grup şirketlerinden Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi Göz Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tamer Takmaz, katarakt hakkında önemli açıklamalar yaptı.

Göz içerisinde, ışığın retinaya odaklanmasına yardım ederek, görme fonksiyonunda önemli bir yer tutan şeffaf yapıda doğal mercek (lens) bulunuyor. Saydam olan bu lensin şeffaflığını kaybederek bulanıklaşması ile katarakt oluşuyor. Bu bulanıklaşma, ışığın retinaya yeteri kadar ulaşmasına engel olarak görmeyi etkiliyor.

KATARAKT SEBEPLERİ NELERDİR?

Kataraktın doğuştan olabileceği gibi, travma sonrasında, diyabet gibi bazı sistemik hastalıklarda, üveit gibi bazı göz hastalıklarında, göz ameliyatlarından sonra veya kortizon gibi kullanılan bazı ilaçlara bağlı olarak gelişebildiğini belirten Bayındır Söğütözü Hastanesi Göz Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tamer Takmaz, katarakta sebep olabilen diğer risk faktörlerini şu şekilde sıraladı:

·         Uzun süre güneş ışınlarına maruz kalınması,

·         Radyasyon tedavisi,

·         Sigara kullanımı,

·         Alkol alımı,

·         Protein bakımından zengin beslenme.


BU BELİRTİLER KATARAKT HASTALIĞININ HABERCİSİ OLABİLİR

Kataraktın başlangıç döneminde pek belirti vermediğini ve yavaş ilerlediği için görmedeki sorunların birçok hasta tarafından fark edilemediğini belirten Prof. Dr. Tamer Takmaz, “Lensin bulanıklığının zamanla artış göstermesi ile birlikte net görememe, görmede azalma, renklerin parlaklığını kaybederek daha soluk ve mat görünmesi, çarpık görme, çift görme gibi görme sorunları ve ışığa ya da parlak nesnelere bakmada zorluk oluşur. Gece araç kullanırken net görememe, karşıdan gelen araç ışığının saçılması, güneşli günlerde görmenin bozulması gibi şikayetler ortaya çıkar. Gözlükler yetersiz gelir, görme bozulur ve gözlük numaraları sık olarak değişir ancak yeni gözlük almak da çözüm olmaz ve görme yeterli miktarda artırılamaz. Bazı katarakt tiplerinde ise hastalar, yakını gözlüksüz daha iyi görebilir. İleri dönemde şeffaf olan lens giderek renk değiştirir, koyu kahverengi olabilir, beyazlaşabilir. Bu durum dışarıdan bakıldığında da kolayca fark edilebilir” dedi.

KATARAKT HASTALIĞININ TEK TEDAVİ YÖNTEMİ: AMELİYAT

Katarakt oluştuktan sonra tek tedavi yönteminin ameliyat olduğunu belirten Bayındır Söğütözü Hastanesi Göz Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tamer Takmaz, kataraktın ilaçla veya diyetle tedavi edilemeyeceğinin, bulanıklaşan lensin ameliyatla alınarak yerine yapay bir mercek yerleştirilmesi gerektiğinin altını çizerek katarakt ameliyatı ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:

“Doğru mercek seçimi ve uygulanması katarakt ameliyatının en önemli aşamasıdır. Hastanın isteği de dikkate alınarak, muayene sonrasında gözün durumuna ve uygunluğuna bağlı olarak tek odaklı veya uzak, ara mesafe ve/veya yakını görmesini sağlayabilecek çok odaklı, uzamış odak derinliği (EDOF) sağlayan göz içi lenslerinden birisinin yerleştirilmesine karar verilir. Günümüzde komplikasyon gelişme riskini oldukça azaltan modern cihazlar ve gelişen cerrahi teknikler sayesinde katarakt cerrahisi kolay ve hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Başlangıç katarakt döneminde şikayetler azsa ve hastanın yaşam kalitesi etkilenmiyorsa beklenebilir. Ancak katarakt ilerlerse, görmeden farklı olarak göz içi basıncı artışı, katarakt sertliğinde artış, lensin yerinde durmasına yardımcı olan bağlarda zayıflama varsa ameliyat zorluğu artar ve başarı şansı azalabilir. Eğer daha da beklenir ve ameliyat olunmazsa görme kaybı artmaya devam eder ve son aşamada körlük oluşur.”

“KATARAKT AMELİYATI, EN ÖNEMLİ GÖZ AMELİYATLARINDAN BİRİ”

Katarakt ameliyatının, kataraktın türüne ve gözün durumuna bağlı olarak değişmekle birlikte genellikle 15-20 dakika sürdüğünü belirten Prof. Dr. Tamer Takmaz, “Katarakt ameliyatı genellikle damlayla, lokal anestezi ile yapılır. Çocuklarda ve bazı özel durumlarda erişkin hastalarda genel anestezi tercih edilebilir. Katarakt ameliyatı çok kolaymış gibi anlatılsa da gözün en önemli ameliyatlarındandır ve bazı önemli riskleri vardır. Çok nadir de olsa görme kaybı olasıdır. Katarakt ameliyatı sonrasında genellikle hastanede yatmaya gerek kalmaz ve hasta sıklıkla ameliyattan 1-2 saat sonra taburcu edilir. Katarakt ameliyatından sonra birkaç gün gözde ağrı, hassasiyet, batma ve görme bulanıklığı olabilir. Hasta normal hayatına ise birkaç gün sonra dönebilir. Ancak gözün tam olarak iyileşmesi 4 haftayı bulur” dedi. 

Prof. Dr. Tamer Takmaz, katarakt ameliyatından sonra dikkat edilmesi gerekenleri ise şu şekilde açıkladı:

·         Hekim tarafından verilen göz damlaları düzenli olarak kullanılmalıdır.

·         Kontroller ihmal edilmemelidir.

·         Ağır şeyler kaldırılmamalıdır.

·         Göz, travmalara karşı korunmalı ve göze baskı oluşturacak durumlardan sakınılmalıdır.

·         Enfeksiyon oluşmasına yol açacak davranışlardan kaçınılmalıdır.

KATARAKT HASTALIĞINI ÖNLEMEK MÜMKÜN MÜ?

Düzenli olarak muayene olmanın, görme azlığı olup olmadığının değerlendirilmesi ve görmedeki sorunun katarakta bağlı olup olmadığının anlaşılması açısından önemli olduğunu belirten Bayındır Söğütözü Hastanesi Göz Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tamer Takmaz, katarakt gelişmesinden korunmanın tam olarak mümkün olmasa da oluşumu geciktirmek için yapılması gerekenleri açıklayarak, sözlerine son verdi:

·         Güneş ışığından korunmak

·         Yeşil sebze ve deniz ürünleri ile sağlıklı ve dengeli beslenmek

·         Şeker hastalığını kontrol altında tutmak

·         Sigara içmemek

 

Bayındır Sağlık Grubu Hakkında:

Bayındır Sağlık Grubu’nun temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası grup şirketlerinden olan Bayındır Sağlık Grubu, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da Fenerbahçe, Beşiktaş, Şirinevler, İş Kule, Tuzla ve İzmir Alsancak olmak üzere 6 farklı lokasyonda bulunan Bayındır Diş Kliniklerinde de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.

Haber Merkezi