Gündem

Öğretmen ve Veliler ’den El Fenerli Eylem (VİDEO)

2016 yılından bu yana uygulanan kalıcı yaz saati uygulaması ile karanlıkta okula giden öğrenciler verimli ders yapmadığını belirten veli ve öğretmenler İskele meydanında el Fenerli eylem yaparak yaz saati Uygulamasına geçilmesini talep ettiler. 

Eğitim-İş önderliğinde gerçekleşen eylem de karanlıkta fenerlerini yakan öğretmenler uygulamanın geri getirilmesini istedi.

Yaz Saati Uygulaması Geri Gelmeli Karanlık Günler Bitmeli

2016 yılında alınan bir kararla yaz saati uygulamasının kaldırılması, özellikle batı şehirlerinde yaşayan vatandaşların ve öğrencilerin hayatlarını olumsuz etkilemeye devam ediyor. İşe giden vatandaşlar ve okula giden öğrenciler, karanlıkta gitmek zorunda kalarak günlük yaşamlarında büyük zorluklarla karşılaşıyor. Bu duruma tepkiler artarken, öğrenci velileri ve öğretmenler, yaz saati uygulamasının geri getirilmesini talep ediyor. Eğitim-İş Çanakkale Şubesi, yaz saati uygulamasının geri getirilmesi için İskele Meydanı'nda etkileyici bir fenerli eylem düzenledi. Veliler, öğrenciler ve öğretmenler, karanlık günlerde yaşanan zorlukları vurgulayarak, hükümete çağrıda bulundu: "Yaz saati uygulamasını geri getirin, aydınlığımızı geri istiyoruz!" Eğitim-İş Çanakkale Şubesi Başkanı, yapılan eylemin önemine dikkat çekerek "Çocuklarımız ve gençlerimiz, karanlıkta güvenli bir şekilde okula gidememekten dolayı endişe içindeler. Yaz saati uygulamasının geri getirilmesi, sadece günlük yaşantılarını kolaylaştırmakla kalmayacak, aynı zamanda eğitim performanslarını artıracaktır." dedi. Serbes açıklamasında şu cümlelere yer  verdi. Eğitim gün ışığında olmalı, günün aydınlanması ile başlamalı kararması ile bitmeli. Eğitimi ve çalışma saatlerini gün ışığına göre planlamayan AKP, 2016’dan beri hayatımıza soktuğu kalıcı yaz saati uygulamasıyla da, özellikle kış mevsiminde, tüm ülkeyi karanlığa mahkum etmiştir. Ülkenin bulunduğu coğrafi konuma göre yapılması gereken saat düzenlemesinin siyasi iktidarın bilimsel dayanaklardan uzak bir şekilde inatla yerine getirmemesi sonucunda, Gün ışığına göre planlanmayan ders saatleri, karşılanmayan okul ve derslik ihtiyacı inatla sürdürülen kalıcı yaz saati uygulaması eğitimi ve çocuklarımızı olumsuz etkilemektedir. Bu plansızlık ve inat sebebiyle çocuklarımız, daha günün ağarmadığı saatlerde yollara düşmek zorunda kalmaktadır. Uykuya ve gün ışığına gelişimsel olarak en ihtiyaç duyduğu yıllarda çocuklarımızın bu kör, ışıksız saatlerde okula gitmek zorunda bırakılması velileri de zora düşürmektedir. Özellikle kış mevsiminde, günün ilk ders saatlerinde çocuklar henüz uyku mahmurluğunu üzerlerinden atamadığı için verim alınamamaktadır” dedi.

Uygulama Ekonomiye Zarar Veriyor Elektrik Tüketimini Arttırıyor

Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Serkan Serbes, basın açıklamasında  yaz saati başta olmak üzere ikili eğitim sisteminin getirdiği zorluklara da değinerek “Vurgulamak gerekir ki eğitimin içine atıldığı zifiri karanlık, sadece saat ayarlamasıyla da dağılmayacak haldedir. Yıllardır dikkat çektiğimiz okul, derslik sayısındaki yetersizlik nedeniyle büyükşehirlerde bile birçok okulda ikili eğitim devam etmekte, bir okul binasında birkaç okulu dolduracak kadar çok sayıda öğrenci, adeta vardiyalı biçimde eğitim görmektedir. AKP’nin 5 yıl önce bitirme sözü verdiği ikili eğitim garabeti nedeniyle bir grup öğrenci okula daha gün ağarmadan giderken, okula geç gelen grup ise ancak akşam karanlığında evine dönebilmektedir. Ailelerin sosyal ve kültürel yaşamlarını da baltalayan ikili eğitim sistemi devam ettikçe, öğrencilerin hem soyut hem de somut anlamda karanlıkta kalması kaçınılmazdır. Gün ışığına göre planlanmayan çalışma saatleri ve kalıcı yaz saati uygulaması ekonomiyi de vurmaktadır. Yanlış ekonomi yönetimi nedeniyle krizin eşiğine getirilen Türkiye ekonomisi bilimsel olmayan bu uygulama nedeniyle darbe yemektedir. Günün karanlığa mahkûm edilen ilk saatlerinde hem ısınma hem aydınlanma için enerji tüketilmekte, enerjide dışa bağlı hale getirilen ülkemiz için bu tüketim, milli sermayenin de erimesini beraberinde getirmektedir. Ayrıca yurttaşların ezici bir çoğunluğu barınma ve fatura giderleri altında ezilirken, bu saat uygulaması yüzünden mecburi kılınan fazladan enerji tüketimi, hanelerin yükünü daha da artırmaktadır. Karanlık yüzünden mecbur bırakılan bu tüketim aracılığıyla halk daha da yoksullaşırken yandaş enerji firmaları zenginleşmekte, ekonomik adaletsizlik derinleştirilmektedir. Gün ışığına göre planlanmayan ders ve çalışma saatleri güvenlik açığı yaratmaktadır. Çalışanların, öğrencilerin, velilerin sabahın veya akşamın kör karanlığında yollarda olmak durumunda kalması, güvenlik açısından da kaygı verici olaylara meydan vermektedir. Günün zifiri karanlıkta başlatılması, trafik kazalarının artmasına da zemin hazırlamaktadır. Eğitim-İş olarak hükümete bir kez daha sesleniyoruz: Hiçbir bilimsel temeli olmayan, milli eğitimi ve milli ekonomiyi baltalayan, ülkede koca bir güvenlik açığı oluşturan kalıcı yaz saati uygulamasından derhal vazgeçin! Ders saatleri gün ışığına göre ayarlanmalı, okul ve derslik ihtiyaçları karşılanmalı, çocuklarımız sabahın ilk saatlerinde karanlık sınıflarda ders dinlemeye, akşamın karanlık saatlerinde evine dönmeye mahkum edilmemelidir” dedi.

Tarikat ve Cemaatleri Okullarımızda İstemiyoruz

Serbes, açıklamasının sonunda eğitimde, okullarda tarikat istemediklerinin altını çizerek şunları söyledi.  “Çocuk güne, gün ışığında başlamalı, eğitim gün ışığında olmalı! Yanlış ekonomi politikalarıyla, gerici hamlelerle, adaletsizliklerle manevi olarak koyu bir karanlığın içine itilen ülkeyi, bir de somut bir karanlığa mahkûm etmeyin! Üstelik eğitimin içine atıldığı soyut karanlık daha da büyüktür. Tarikatlar, MEB desteğiyle ve protokoller aracılığıyla eğitimde cirit atmaktadır. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in pişkince tarikatlarla protokolleri sürdüreceklerini açıklaması, eğitimdeki gerici kuşatmanın dozunun daha da artırılacağının emaresi olmuştur. Bu durumda Başöğretmen’in eğitim neferleri olarak bizlere düşen de eğitimi içine gömüldüğü bu manevi karanlıktan da kurtarmaktır. Kurtaracağız! Eğitim-İş olarak; ‘Okullarımızda tarikat ve cemaatleri istemiyoruz!!!’ sloganıyla eylemlilik sürecimizi başlatıyoruz. Tüm yurttaşlara eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkma çağrısı yapıyoruz. Tüm siyasi partileri, sendikaları, meslek odalarını, dernekleri ve velilerimizi, bugünümüze ve yarınımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz. Gelin hep birlikte Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e, devrimlerine, emanetlerine ve Cumhuriyetimize ilelebet sahip çıkacağımızı bir kez daha ilan edelim. Eğitim-İş olarak; Tüm illerde, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti; şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikat-ı medeniyettir. Medeniyetin emrettiğini ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir’  sözlerini içeren pankartları sendika binalarımıza asacağız.   ‘Çocuklarımıza sahip çıkıyoruz’ sloganı ile tüm velilerimizi eylemliliğimize davet edeceğiz, okullara dilekçe vermeleri çağrısını yapacağız. Eğitim-İş olarak hem örgütsel hem de hukuki olarak yanlarında olduğumuzu bir kez daha ilan edeceğiz. Bugün ‘Karanlıkta eğitime hayır’ eylemliliğimizde ‘okullarda tarikat ve cemaatleri istemiyoruz, okullar öğretmenlerin iş yerleridir’ diyor ve eylemliliğimizi ilan ediyoruz! Önümüzdeki hafta kokartlarla okullarda olacağız, derslere kokartlarımızla gireceğiz, tüm velilerimize de çağrı yaparak alanlarda olacağız. Tüm il örgütlerimiz aracılığıyla her ilin vekillerine Anayasayı ve yeminlerini hatırlatıcı fax veya mail eylemliliği başlatacağız. Ve süreci dinamik bir şekilde değerlendirmeye devam edeceğiz. Eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkacağız” dedi.

Murat Çağlayan