Gündem

Apollon Smintheus Tapınağı ve Efsanelere Konu Olan Fare Figürleri, EMİTT Fuarında İlgi Gördü

Türkiye'nin kültürel ve tarihi zenginliklerinden biri olan Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar köyünde yer alan Apollon Smintheus Tapınağı ve efsanelere konu olan fare figürleri, son zamanlarda turizm dünyasının dikkatini çekiyor.

27. EMITT Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı'nda sergilenen bu eşsiz kültürel miras, Türkiye'nin zengin tarihi ve mitolojik geçmişini dünya turizminin odak noktası haline getirdi. Gülpınar köyü, Ayvacık ilçesinin muhteşem doğal güzellikleri arasında öne çıkıyor ancak son zamanlarda bölgenin turistik cazibesi Apollon Smintheus Tapınağı ve efsanelere konu olan fare figürleriyle daha da arttı. Antik çağlardan beri yerel halk tarafından önemsenen ve tapınak olarak kullanılan bu alan, mitolojik bir atmosfere sahip olmasıyla da dikkat çekiyor. Tapınak, antik dönemlerde Apollon'a adanmıştı ve özellikle tarla farelerinin tanrısı olarak bilinen Apollon Smintheus'un onuruna yapılmıştı.

Apollon Smintheus Tapınağı Ve Fare Figürlerinin Turizm Açısından Büyük Bir Potansiyele Sahip

Apollon Smintheus Tapınağı, tarih boyunca çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış ve birçok medeniyetin dini ritüellerine tanıklık etmiştir. Ancak, özellikle dikkat çekici olan fare figürleriyle süslenmiş olması, ziyaretçilerin ilgisini çeken başlıca unsurlardan biri haline gelmiştir. Efsanelere göre, tapınağın fare figürleri, tarla farelerinin Tanrısı Apollon Smintheus'un kutsal sembolleri olarak kabul edilir ve bu figürlerin dokunulduğunda şans getirdiğine inanılır. EMITT Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı'nda, Türkiye'nin zengin tarihi ve mitolojik geçmişini temsil eden Apollon Smintheus Tapınağı ve fare figürleri büyük ilgi gördü. Fuar, dünya genelinden birçok turizm profesyonelini bir araya getirerek, Türkiye'nin turizm potansiyelini sergileme fırsatı sundu. Gülpınar köyündeki bu kültürel mirasın tanıtılması, Türkiye'nin turizm çeşitliliğini ve derinliğini vurguladı ve ülkenin sahip olduğu tarihi ve mitolojik mirasın önemini vurguladı. Yerel yetkililer, Apollon Smintheus Tapınağı ve fare figürlerinin turizm açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtiyor. Bölgenin turistik değerini arttırmak için çeşitli projelerin hayata geçirileceği ve tesislerin geliştirileceği planlanıyor. Ayrıca, tapınağın ve figürlerin korunması ve restore edilmesi için de çalışmalar yürütülüyor. Gülpınar köyündeki Apollon Smintheus Tapınağı ve efsanelere konu olan fare figürleri, Türkiye'nin tarihi ve mitolojik mirasını keşfetmek isteyen yerli ve yabancı turistler için benzersiz bir destinasyon olmaya devam ediyor. Bu antik tapınak ve efsanevi figürler, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunarken, aynı zamanda Türkiye'nin zengin kültürel dokusunu ve tarihini keşfetme fırsatı sunuyor.

Apollon Smintheus Tapınağında Kazı Ve Restorasyon Çalışmaları Devam Ediyor

Tapınak, eski adıyla Külahlı olarak bilinen Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar köyünün kuzeybatısı ile kuzeydoğusu arasında kalan vadinin başlangıç eteklerinde, Bahçeleriçi mevkisinde yer alıyor. Troas bölgesinde bugün için tek örnek olduğu belirtilen tapınakta Helenistik Çağ Anadolu mimarlığına imzasını atan mimar Hermogenes'in uyguladığı pseudodipteros (yalancı iki sıralı sütun) plan tasarımı kullanılmış, ön ve arka cephelerinde 8, uzun kenarlarında ise 14'er sütun dizisi bulunuyor. Mermer bloklarla döşenen "kutsal alan"da pronaos (kutsal ön oda), naos (kutsal oda) ve opisthodomos (arka oda) olmak üzere 3 oda, naosta Paroslu heykeltıraş Skopas'ın yaptığı ve 110 santimetrelik bacak parçası bulunan, Apollon'un heykeli dikkati çekiyor. Kaynaklarda, ünlü coğrafyacı ve seyyah Strabon'un 2 bin yıl önce yazdığı "Geographica" kitabında, kenti Yunanistan'dan gelen İonlar kuşattığı zaman, gece topraktan çok miktarda tarla faresinin çıkarak askerlerin silah ve teçhizatlarının deri kısımlarını kemirip kopardıkları ve bu yüzden kenti kuşatan İonların savaşı kaybettiğini yazdığı ve Lekton halkının minnet göstergesi olarak bu tapınağı inşa etmiş olabileceği belirtiliyor. Bölgede ilk kazıların 1866 yılında yapıldığı, ara verildikten sonra 1984'te yeniden başlanan kazı ve restorasyon çalışmalarının sürdürüldüğü kaydediliyor.

Murat Çağlayan