Geçtiğimiz günlerde, eski bir öğrenci tarafından Okul Müdürü İbrahim Oktugan'ın öldürülmesi, eğitim camiasında derin bir üzüntü ve öfkeye neden oldu. Bu acı olay, eğitimde şiddetin sadece bir sorun olmaktan öte, can alıcı bir tehlike haline geldiğini bir kez daha gösterdi. Eğitim sendikaları, bu vahim olayın ardından bir kez daha meydanlara inerek seslerini yükseltti. Eğitim sendikaları hem okul müdürünü anmak hem de eğitimdeki şiddete dikkat çekmek amacı ile bir günlük iş bıraktı. Sahaya inen ve basın açıklamaları ile bir kez daha haklarını dile getiren eğitim sendikaları, öğretmenlerin can korkusu ile çalışmak istemediklerini dile getirdiler.
Şiddete ve Taleplere Dikkat Çeken Eğitimcilerin Sesi Çanakkale Sokaklarında Yankılandı
Eğitim sisteminin temel taşları olan öğretmenler ve sendika üyeleri silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden okul müdürünü İbrahim Oktugan’ ı anmak hem de eğitimdeki şiddete dikkat çekmek amacı ile bir günlük iş bıraktı. Eğitim sendikası üyeleri Golf Çay Bahçesi'nden Çanakkale Valiliği önüne kadar slogan atarak yürüdü. Eğitim İş Sendikası’ndan Serkan Serbes, Eğitim Sen Çanakkale Şubesi'nden İnal Akoğlu ve KESK’ ten Serkan Dal, basın açıklamasını okuyarak, eğitim alanında yaşanan sorunlara dikkat çektiler ve çözüm önerilerini dile getirdiler. Ortak yapılan basın açıklamasında Eğitim sisteminin çıkmazlarına değinen Serkan Serbes, “Öğretmenlerimiz, eğitim camiasının temel direkleridir ve hak ettikleri değeri görmelidirler. Ancak şiddet ve baskı altında çalışmak, eğitimin kalitesini düşürmektedir. Bu nedenle, şiddetin her türlüsüne karşı mücadele etmek, acil bir gerekliliktir.” ifadelerini kullandı. Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı İnal Akoğlu ise, “Eğitim sistemindeki adaletsizlikler ve öğretmenlerin yaşadığı maddi sıkıntılar, artık görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaşmıştır. Eğitim çalışanlarının hakları ve özlük hakları konusunda daha adil bir sistem talep ediyoruz.” şeklinde konuştu. Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) temsilcisi Serkan Dal ise, “Eğitim sistemindeki sorunlar sadece öğretmenleri değil, öğrencileri ve velileri de etkilemektedir. Bu nedenle, tüm paydaşların katılımıyla bir çözüm bulunmalıdır.” diyerek, sorumluluğun tüm taraflara ait olduğunu vurguladı.
Okulda Öğretmen Öldürüldü Söz Bitti
Ortak basın açıklamasında şu ifadeler yer verildi. “Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. ‘Bir toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür.’ Öğretmenler, toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir geleceğe rehberlik eden mimarlardır. Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur. Buradan Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz; Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor? İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz? Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz. Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son bu cinayetin de azmettiricileri; öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır. Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler; liyakatsiz şekilde atandıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, her fırsatta bizleri aşağılamaya çalışan mülki amirlerdir. Öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olduğun görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir. Bizleri hedef haline getirenler; her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır. Bugün eğitim emekçilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması işte bunların eseridir. Bunun için atılması gereken ilk adım bu zihniyetin kökten değişmesidir. Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı, eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır. Okulda şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz. Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır. Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır. İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, toplumsal yaşam dersleri içeren öğretim programları hazırlanmalıdır. Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor, can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz!”
Ogün İnal