Üniversite

Lapseki MYO’da Topraksız Tarım Devrimi

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'ne (ÇOMÜ) bağlı Lapseki Meslek Yüksekokulu (MYO), topraksız tarımın önemini ve geleceğini tartışmak üzere önemli bir programa ev sahipliği yaptı.

 

 

ÇOMÜ TV’de yayınlanan Kampüs Özel Programının konukları arasında Lapseki MYO Müdürü Doç. Dr. Ergin Gür ve topraksız tarım üreticisi, aynı zamanda Organik Tarım 1. sınıf öğrencisi Hanife Kartal yer aldı. Programda, topraksız tarımın geleceği ve mevcut projelerin geldiği nokta hakkında bilgi verildi.

Topraksız Tarımın Önemi ve Avantajları

Doç. Dr. Ergin Gür, topraksız tarımın, kimyasal gübreler ve ilaçların aşırı kullanımı sonucu toprakların verimliliğinin azalması ve kirliliğinin artması gibi sorunlara çözüm sunduğunu belirtti. Topraksız tarım, ürün kalitesini artırarak, uzun süre bozulmadan muhafaza edilebilen standart ürünler yetiştirilmesine olanak tanıyor. Ayrıca, bu yöntemle su kullanımında ciddi tasarruf sağlanıyor, bu da su krizinin yaşandığı günümüzde büyük bir avantaj sunuyor?. Lapseki MYO’nun Hidroponik Su Kültürü Projesi, toprak kullanmadan bitki yetiştirme teknolojisini hayata geçiriyor. Hidroponik tarımda bitkiler, su içerisinde gerekli besin maddeleri sağlanarak yetiştiriliyor. Bu yöntem, tarım arazilerinin kısıtlı olduğu yerlerde ve kirlilik nedeniyle verimliliğin azaldığı topraklarda büyük bir potansiyel taşıyor?. Lapseki’de bu projenin başlatılmasının bir diğer önemli nedeni ise, bölgede yoğun olarak yapılan meyve üretiminde kullanılan ilaç ve gübrelerin toprakta kalıntılar bırakması ve toprak yapısını bozmasıdır. Hidroponik su kültürü, bu sorunları ortadan kaldırarak, daha temiz ve sürdürülebilir bir tarım yöntemi sunuyor?. Topraksız tarım olan Hidroponik Su Kültürü Projesi ile ilgili bilgiler veren ve projenin nasıl hayata geçirildiğini belirten Lapseki MYO Müdürü Doç. Dr. Engin Gür “ Uzun yıllardır  Kimyevi gübreler ve ilaçların kullanımından dolayı topraklarımızda bir kirlilik, zamanla da verimlerde azalmalar meydana geliyor. Böyle olunca da kalite ve ürünün, uzun süre muhafazasını sağlamak gibi süreçlerde bozulmalar olduğundan dolayı son yıllarda topraksız tarımın önemi artmaya başladı. Bununla ilgili Türkiye'de önemli yatırımlar, projeler var. Büyük firmalar da topraksız tarımın içinde.  Bizim de Lapseki Meslek Yüksekokulu ve öğrencimizin de tarımın çok yoğun yapıldığı Lapseki’de bunu yapması   bizim için çok daha kıymetli. Projede su kültürü olarak değil de topraksız tarım olarak yorumlarsak, topraksız tarımın, topraklı tarıma göre birim alanında daha verimli olduğu söz konusu. Ürünlerde bir standardizasyon, yani standart ürünler oluyor. İrili ufaklı farklı standartlarda ürünler olmuyor.  Su dünyada çok önemli ve değerli bir hale geldi. Suyumuzu burada çok değerli bir şekilde kullanıyor bu sistem ve çok fazla su kaybı olmuyor. Bu önemli bir avantaj. Bu projenin Lapseki’de hayata geçmesi çok önemli, Çünkü Lapseki Meyve ğreticiliğinin de çok yoğun olduğu bir bölge  ve çok yoğun ileç ve gübrenin  kullanıldığı bir bölge olduğu için  toprakta kalıntılar ve fazla gübrelemeden kaynaklı bozulmalar olabiliyor. Toprak alanı da olmadığı için Hidroponik su kültürü de  bu bölgede çığır açıcı bir proje olarak görünüyor. Lapseki bölgesi meyveci bir bölge olduğu için meyve ağaçlarını söktüğümüzden sonra  en az 3-4 yıl hatta bazen 5-6 yıl tarlayı nadasa bırakmak veya buğday gibi diğer ürünlerle yetiştiricilik yaparak topraktaki etkileri azaltmaya çalışıyoruz” dedi.

 

 

 

Hanife Kartal Topraksız Tarım Tecrübesini Anlattı

Lapseki Meslek Yüksekokulu Organik Tarım bölümü birinci sınıf öğrencisi ve topraksız tarım üreticisi Hanife Kartal, Kampüs Özel Programında yaptıkları açıklamalarda topraksız tarım ile ilgili önemli bilgiler verdiler. Hanife Kartal, topraksız tarımın su tasarrufu sağlama ve verimlilik artırma konusundaki avantajlarını vurguluyor. "Bu sistemde su %90 oranında tasarruflu kullanılıyor. Su döngü halinde olduğu için bitki sadece ihtiyacı kadar su alıyor, geri kalanı ise döngüde kalıyor. Böylece su israfı olmuyor ve bitkinin ihtiyaç duyduğu besin elementlerini de su ile veriyoruz" diyor?. Hanife Kartal, topraksız tarımla topraklı tarıma göre çok daha fazla verim elde edebildiğini belirtiyor. Geleneksel yöntemlerle 70 günde yetiştirilen marul, topraksız tarım sayesinde sadece 26 günde hasat edilebiliyor. Aynı şekilde, 60 günde yetişen salatalık, bu yeni yöntemle 30 günde olgunlaşıyor. Bu hız, çiftçilerin daha sık hasat yapmalarını ve aynı alandan daha fazla ürün almalarını sağlıyor?. Kartal, "Topraksız tarım, geleneksel tarıma kıyasla çok daha avantajlı. İlaç kullanımı minimal düzeyde. Küresel ısınmanın su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerini düşündüğümüzde, bu yöntem gerçekten hayat kurtarıcı. Ayrıca, bu yöntemin maliyetleri düşürmesi ve sağlıklı ürünler elde edilmesine katkı sağlaması da önemli bir avantaj" diye ekledi?. Hanife Kartal'ın çalışmaları, sadece tarımsal verimliliği artırmakla kalmıyor, aynı zamanda bölgedeki kadın çiftçiler için de bir ilham kaynağı oluyor. Kartal, topraksız tarımın sunduğu avantajları keşfettikten sonra Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Lapseki Meslek Yüksekokulu’nda Organik Tarım eğitimi almaya başladı. Bu süreçte, öğrendiği bilgileri uygulayarak, daha kaliteli ve verimli üretim yöntemleri geliştirdi. Kartal, "Kadın çiftçiler olarak çevremize olumlu etkiler yapıyoruz ve herkese bu yöntemi öneriyorum. Kesinlikle kendilerine inansınlar, inanmak başarının yarısıdır" diyor?.

Birim Alanında Daha Fazla Verim Alıyorum

Lapseki MYO Organik Tarım 1.Sınıf Öğrencisi ve topraksız tarım üreticisi Hanife Kartal, proje hakkında bilgiler vererek aldığı verimlikik hakkında bilgiler verdi. Kartal “Hocamın da dediği gibi su tasarrufu bizim ilk önceliğimiz. %90 su tasarrufu sağlıyoruz. Topraksız tarımda sürekli su döngü halinde olduğu için bitki sadece ihtiyacı olduğu kadar suyu alıyor, diğer kısım döngü şeklinde devam ediyor. Bitkinin topraktan alması gereken bitki besin elementlerini biz suyla birlikte veriyoruz.  Burada da Bitki sadece alabildiğini alıyor, geri kalanını almıyor. Bu da standart ürün vermeyi ve kaliteli verim almayı sağlıyor. Birim alandan fazla ürün elde ediyoruz. Ben daha önce toprak tarımda yaptığım için 250 metrekarelik bir alanda 1000 adet marul fidesi yetiştirirken bu sistemde 2500 marul fidesi yetiştirebiliyorum. Küçük alandan daha fazla verim almayı hedefliyoruz” dedi.

Murat Çağlayan