Gündem

“Aynı Fiyata Daha İyi Tesis Seçeneği Tercih Ediliyor”

2024 yaz aylarının başlamasının ardından özellikle Türkiye’ nin önemli tatil merkezlerİnde otel ve en önemlisi de yeme içme ücretlerinin çok yüksek olması ile ilgili çok sayıda şikayet, sosyal medya, gazete ve televizyonlarda haber oldu.

 

Bir önceki seneye göre otel ve restoran fiyatlarının %90 ‘dan azla artış olması yerli turistleri alternatif tatil rotalarını tercih etmelerine neden oldu. Sosyal medya ve basın organlarında yüksek tatil fiyatları nedeni ile vatandaşların tatil için yabancı ülkeleri ve en fazlada Yunanistanı tercih ettiği belirtildi. Bu nedenle Türkiye'nin bazı tatil beldelerindeki restoranlar, turizm sezonunun en yoğun olduğu dönmede boş kaldı. Bunun nedeni, birçok vatandaşın kendi ülkelerinin dünyaca ünlü tatil beldelerinden birinde kalıp yemek yemekten daha ucuz bulduğu Yunanistan’a akın etmesi. Fiyatlara öfkelenen vatandaşlar sosyal medyada Bodrum'da beş kişilik yiyecek ve içecek için 640 dolar ve Çeşme'de beş top dondurma için 30 dolarlık fişleri paylaşıyor. Bu sırada sadece birkaç kilometre ötedeki Yunan adalarında bulunan Türkler, kendi ülkelerindeki fiyatlardan çok daha azını ödemekle övünüyorlar.

“Fiyatlar Ucuz Olunca Vatandaş Yurtdışı Tatilini Tercih Ediyor”

Vatandaşların yüksek fiyatlar nedeni ile tatil için Yunanistanı tercih etmelerini değerlendiren Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Meclis Başkan Yardımcısı ve Troia Tusan Hotel ve Grand Anzac Hotelleri’ nin sahibi Armağan Aydeğer, ortalama kalite bir otelde oda kahvaltı ve akşam yemeği hizmeti alırsanız günlük 200 Eura ödüyorsunuz. Ama bu fiyat Avrupa da çok iyi tesislerin fiyatına denk geliyor. Durum böyle olunca da vatandaşlar daha uygun ve yurt dışında tatili tercih ediyor dedi. Aydeğer değerlendirmesinde "Burada döviz kurundaki değişim maliyetlerdeki değişimle beraber çalışmadı. Çalışmadığı için de zaten buna bağlı olarak bir işletme buradaki TL bazında fiyatını maliyeti oranında değiştirdiğinde bu sefer döviz bazında çok daha pahalı bir ülke haline gelmeye başladı. Eskiden ucuz imajından hep şikayet ediyorduk. Türkiye ucuz bir destinasyon olmamalı diyorduk ama burada aslında mevzu şu, ucuzluk değil. Burada önemli olan değer. Yani iyi değer. Yani verdiğiniz parayı aldığınız hizmetle ilgili bugün şöyle çok basit örnekleme yapayım. Akdeniz Bölgesi'ni örnek vereyim. Ya da Ege Bölgesi'ni ya da bizim sahil, Asos bölgelerinde ortalama böyle iyi nitelikli bir tesisin o da kahvaltı fiyatları 3-4 bin TL civarında iki kişi. Yani bu akşam yemeğiyle eklendiğinde 5-6 bin lira gibi bir rakamı buluyor. Bugün 6-7 bin diyelim. Yaklaşık 200 euro gibi bir rakama karşılık geliyor. Bu 200 euro dediğiniz rakam yani bugün Avrupa kıtasında yer alan destinasyonlardaki çok iyi bir tesisin fiyatı. Yani bu nedenle bu doğru bir fiyatlama haline gelmiyor. Dolayısıyla tabii insanlar da buradaki bu fiyat farklılığını göz önünde tutarak Türkiye'deki vatandaş da diyor ki işte örnek vereyim, daha ekonomik ve daha farklı bir kültürü deneyimleme şansına sahibim. O zaman niye burada bu bedeli ödeyin diye bakıyor. “ dedi.

Çok Ciddi Bir Paradoks İle Karşı Karşıyayız

Aydeğer, diğer taraftan yurt dışından ülkemize gelen yapancı turistler içinde değerlendirme yaparak Bu iç turizm tarafı. Bir de dış turizm tarafına baktığımızda da bizim çalıştığımız operatörlerimizde de  bu fiyatların benzerini İspanya'da da görüyorum. İtalya'da da görüyorum. Bu zaman niye burayı tercih edeyim diye kendini sorgulamaya başlıyor. Hatta yer yer buradaki bazı fiyatlar oranın bile üzerine çıktığını şahit olabiliyoruz. Yani burada bir matematiksel uyumsuzluk var. Yani buradaki bir girdinin fiyatı bir, bir buçuk kat, iki kata yakın arttığı yerde satış rakamı eğer ki bunu karşılamazsa bu sefer işletme zaten sınırlı sezonda gelir kaybına uğrayacak. Ama diğer taraftan da bunu TL'de gerekli artış başta bu sefer de döviz kurundan ötürü yüksek bir döviz fiyatına erişeceği için. Bu da tabii yabancı turistlerin Türkiye’ den tatil almaması durumuna sebebiyet verecek. Yani bu ciddi bir paradoks. Şu anda bununla alakalı nasıl seyir oluşur? Bu fiyat nasıl oturur onu şu anda söylemek çok mümkün değil. Ama döviz kuru dediğim gibi belli bir miktar TL'nin bir şekilde TL tarafında piyasanın artması gerekiyor diye düşünüyorum ki o zaman döviz kurundaki rakam birazcık daha erişilebilir olur. O zaman işte kıyaslarken insanlar fiyatları biraz daha anlamlı bir noktaya taşır. Bir de tabii ülkemizde gıda enflasyonu biraz daha yüksek seyretmesi nedeniyle. Bu da olumsuz bir tesir olarak söyleyebilirim. Ama burada vatandaşların yurt dışına çıkmasını zorlaştırmak yada yasaklamak sorunu çözmez. Yani bu şekilde bir çözüm bulmak, dünya genelindeki örneklere bakmak lazım. Var mı? Bildiğim kadarıyla yok. Genelde insanlar gelen vatandaştan ayak bastı parası ya da giriş ücretli ya da işte vize ücreti karşılığında para alıyorlar ama kendi vatandaşın çıkışında bir bedel tahsilatı olduğu konusunda bir bilgi sahibi değilim. Yani bunu da çok böyle sağlıklı bir uygulama olarak görmüyorum. Burada sadece işletmelerin bu noktada biraz daha belki desteklenmesi, maliyetlerinin biraz daha bu noktada desteklenmesi için bu düzeyinde olabilir. Birtakım dolaylı giderler düzeyinde olabilir. Ancak bu şekilde bu fiyatları ya geri çekeriz ya da döviz kurunda bir düzeltmeyle bunu ancak daha erişilebilir hale getirilebilir diye düşünüyoruz" dedi.

Ogün İnal