Prof. Savaş, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Tarımda planlı üretim olmadığı zaman, ilk sene para kazanan üretici ikinci sene ürünün iki katını eker ve bir önceki yılın karına bile ulaşamaz. Planlamaya göre, gerekli önlemler alınsa bu sorunlar da doğmaz. Her sene hangi ürünün, hangi arazilerde, ne miktarda ekileceğine karar verilmesi gerekir. Bu iş plansızlıktan doğar” dedi.
Türkiye'nin bazı büyük şehirlerinin domates ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan kentli üreticiler, geçen seneki domates fiyatlarına bu sene ulaşamadı.
Pazarda kilo fiyatı 1,5-3 TL arasında olan domatesin çiftçinin elinden çıkışının 50 kuruşa kadar düşmesini değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası Başkan Prof. Dr. Türker Savaş, plansız üretim, ihracat yokluğu, ithalat noktasında gümrük vergisinin sıfırlanması ve kentteki fabrikaların kapatılışının nedenler arasında olduğunu vurguladı.
“BU SORUN YILLARDIR DEĞİŞMİYOR”
Üreticilerin yıllardır aynı nedenlerden dolayı zor durumda olduğunu vurgulayan Prof. Savaş, “Bu sene domates üreticisi zor durumda. Buna neden olan sorun ise yıllardır değişmiyor. Dengeye ulaşmak için planlamaya ihtiyaç var. Planlama olmazsa, denge olmaz. Tarımda planlı üretim olmadığı zaman, ilk sene para kazanan üretici ikinci sene ürünün iki katını eker ve bir önceki yılın karına bile ulaşamaz. Planlamaya göre, gerekli önlemler alınsa bu sorunlar da doğmaz. Her sene hangi ürünün, hangi arazilerde, ne miktarda ekileceğine karar verilmesi gerekir. Bu iş plansızlıktan doğar. Bu sene domates üreticisinin zor durumda kalmasında ihracat yokluğunun ve hazır doğranmış domateste ithalat gümrük vergilerinin sıfırlanmasının da etkisi büyüktür. Bu gümrük kararı Mart ayında çıktı ve ilk domates haşatında sorunlar başladı” dedi.
“FABRİKALARIMIZ OLSA İDİ DURUM BÖYLE OLMAZDI”
Katma değeri olan ürünleri işleyecek fabrikalarımızın olmayışını da nedenler arasında sayan Prof. Savaş, “Türkiye’de çok çeşitli bölgelerde farklı lezzet ve kalitelerde domates yetiştiriciliği yapılıyor, dolayısı ile sorun oluyor. Esas sorunlardan biri de katma değer yaratmak. Sadece Çanakkale’de ne kadar çok fabrika vardı, birer birer kapandı. Bunların nedenleri üzerine hiç düşünülmedi. Sizin elinizdeki ürün kopardığınız andan itibaren çürümeye başlıyor. Eğer bir fabrikamız olsa idi durum farklı olurdu” dedi.
Özel Haber: Dilek Akşen