AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Kirazlı maden sahasında gerçekleştirilen eylemin ardından ortaya atılan iddialara ilişkin sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. “Maden sahası Kazdağları'nda değil, 40 km uzaklıktaki Kirazlı Balaban Tepesi'nde” dedi.
Çanakkale merkeze bağlı Kirazlı köyü Balaban mevkiinde, madencilik faaliyetlerine karşı çıkan çevreciler, 'Büyük Su ve Vicdan Nöbeti Buluşması' adlı eylemde bir araya geldi. Balaban'dan 2 kilometre yürüyen çevreciler, maden sahasına girerek altın araması bölgesine tepki gösterdi. Çevre il ve ilçelerden de bugün Kirazlı Balaban mevkiine gelen çevrecilerin yer aldığı eylemde CHP genel başkan yardımcıları Muharrem Erkek, Orhan Sarıbal ve Veli Ağbaba, CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer ile Çanakkale Belediye Başkanı CHP'li Ülgür Gökhan da yer aldı. Altın madeni şirketi tarafından 195 bin ağacın kesildiğini, altın arama faaliyetlerinde kullanılacak siyanürün kentin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı'na karışacağını öne süren çevreciler, tepkilerini dile getirdi.
“TÜM KURUMLAR SÜRECİ HASSASİYETLE TAKİP EDİYOR”
AK Parti Grup Başkanvekili, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan da Kirazlı maden sahası ile ilgili ortaya atılan iddialara ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Turan, biri biri ardına eklediği 9 twett dizisiyle altın madeni alanı için ileri sürülen iddialarla ilgili yaptığı yorumlarda şu ifadeleri kullandı; “Bugün şehrimize Kazdağları hassasiyeti için geldiğini iddia eden misafirlerimizin hiç birinin aklına,’2 yıldır ağaç kesilirken eylem yapmadık da kesim bittikten sonra eylem yapıyoruz, bugün eylem yapmanın ağaçlara faydası yok. Peki kime faydası var?’ diye sormak gelmedi mi? Maden sahası Kazdağları'nda değil, 40 km uzaklıktaki Kirazlı Balaban Tepesi'nde. İlk ruhsat 12 Mart 2001 tarihli (AK Parti daha kurulmamış bile). Tüm kurumlar süreci hassasiyetle takip ediyor. ÇED Raporuna aykırı bir adıma asla izin verilemez. Çevre hepimize emanet. Kesilen ağaç sayısı asla 195 bin değil, 13 bin. Şimdiden 2 farklı noktada 14 bin yeni fidan dikildi. Ayrıca madenin çıkarılmasından sonra tüm sahanın sözleşme gereği yeniden ağaçlandırılmasını tüm hemşehrilerimizle beraber yakından takip edeceğiz. Bununla birlikte konunun Atikhisar Barajı (şehir suyu) ile yakından uzaktan ilgisi yok. Alakası varsa eylemlere öncülük yapan CHP’li merkez belediyesi neden itfaiye ruhsatı başta kendi yetkisindeki her konuda olumlu rapor/izin verdi. Hem maden çıksın hem eylem yapalım nasıl bir mantık.
BU EYLEMLER, ŞEHRİMİZİN ve ÜLKEMİZİN HUZURUNU, KALKINMASINI ETKİLEMEMELİDİR
Bugün Çanakkale’mizde çoğu CHP üyesi işadamlarımızca 8 bölgede maden arama, 11 farklı bölgede kömür, 40’ın üzerinde ise mermer ocağı çalıştırılmakta. Yol, baraj, gölet, elektrik hattı gibi hemen hepsinde de benzer ağaç kesimi olmasına rağmen neden bir tepki gösterilmedi. Türkiye, dünyada üretilen 90 madenin 77'sini ticari olarak üretebilecek bir rezerve sahipken, sadece altın ithalatına geçen yıl 8,5 milyar dolar ödedi. Sahip olduğumuz yeraltı ve yer üstü zenginliklerimizi milletimizin hizmetine sunmayacaksak kimin için saklayacağız? Bir eksik varsa, daha iyisi mümkünse, uluslararası standartlara aykırıysa tabi müdahale edilmelidir. Ancak bu eylemler, şehrimizin ve ülkemizin huzurunu, kalkınmasını etkilememelidir. Bugün çok talihsiz konuşmalara, ithamlara şahitlik edildi. Unutmuyoruz ki; ‘Üslubun kimliğindir’.
KEŞKE FİRMA ve DİĞER İLGİLİLER SÜRECİ DAHA İYİ YÖNETEBİLSEYDİ
Ayrıca geçimini bu sektörden sağlayan 100 binlerce vatandaşımızın emeğine yazık. Tüm maden firmalarının endişeye sevk edilmesinin kime ne faydası var. Türkiye’miz hukuka, uluslararası standartlara bağlı olarak yeni atılımlar, kalkınma hamleleri ve reformlarla büyümeye devam etmeli. Son olarak keşke firma ve diğer ilgililer süreci daha iyi yönetebilseydi. Şehrin dinamiklerini, tüm partileri, STK'ları, muhtarları alanda misafir ederek bilgi verse, bu adımın bir ülke kazanımı olduğunu izah edebilse, kimsenin aklında bir soru işareti bırakmamayı başarabilselerdi.