Pınar Yolaçan’ın, 2008 yılında Çanakkale’de ürettiği ve 2018’de 6. Çanakkale Bienali kapsamında Troya Müzesi’nde sergilenen IDA adlı eseri, Korfmann Kütüphanesi’nde kalıcı olarak sergilenmeye başladı.
Pınar Yolaçan 18 Şubat Salı günü Korfmann Kütüphanesi’nde gerçekleştireceği sanatçı konuşmasında Çanakkale’de ürettiği farklı çalışmaların yanı sıra, sanat pratiği üzerine de örnekler sunacak.
1981 yılında Ankara’da doğan Pınar Yolaçan, New York’ta yaşıyor ve çalışıyor. Yolaçan, Central Saint Martins College’da moda, Chelsea School of Art’ta Medya-Güzel Sanatlar eğitiminin ardından 2004 yılında Cooper Union’dan sanat diploması aldı. Rivington Arms Gallery (New York), Yapı Kredi Kazım Taşkent Galerisi (İstanbul), Finnish Museum of Photography (Helsinki) ve Center for Contemporary Art'da (Lagos) kişisel sergiler açan sanatçının katıldığı kurumsal grup sergilerinden bazıları şöyledir: State of the Art Photography, NRW-Forum (Dusseldorf), Vanitas; Fashion and Art, Bass Museum of Art (Miami), Rites of Spring, Contemporary Art Museum (Houston), The Third ICP Triennial of Photography and Video, International Center of Photography (New York), Istanbul Next Wave: Istanbul Modern Collection at Martin-Gropius-Bau (Berlin), Greater New York, MoMA PS1 (New York), Second Changjiang Photography and Video Biennial, Chongqing Changjiang Museum of Contemporary Art (Chongqing), Expanded Geographies, Lianzhou Photo Festival 2015 (Lianzhou)… Yolaçan’ın eserleri ayrıca The J.Paul Getty Museum (Los Angeles), Museum of Fine Art (Boston), KIASMA Museum of Contemporary Art (Helsinki) ve International Center of Photography (New York) gibi kurumların kalıcı koleksiyonlarında yer almaktadır.
IDA hakkında bilgi veren Yolaçan, “İda Çanakkale’de çekildi. Bu proje için Çanakkale çevresindeki 12 köyden 113 kadın ile görüştüm ve 25 kadını fotoğrafladım. Bu köyler Eski Troya şehrinin sınırları içerisinde yer alıyor (Yukariköy, Elmacık, Denizgöründü, Akpınar, Çaldağ, Kurşunlu, Mollasanlar, Tevfikiye, Yapıldak, Çetmi, Akköy, Koşuburnu). Yine Troya sınırları içerisinde kalan ve mitolojide dünyanın ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer olarak geçen Kaz Dağları’ndaki köyleri de ziyaret ettim. Proje ismini bu dağın Ana Tanrıça anlamına gelen mitolojik adından alıyor. Bu seride Afrodisias’ta gördüğüm, meyve ve yapraklardan taçlarla süslenmiş kadınları tasvir eden mermer duvar bezemelerinden ilham aldım. Roma kalıntılarıyla çevrili Çanakkale’de yaşayan kadınları kullanarak bu bezemeleri yeniden yaratmayı denedim. Kadınları gerçek üzüm salkımlarından süs ve başlıklarla bezedim. Roma heykel geleneği ve orada üretilerek Roma İmparatorluğu’nun her köşesine gönderilen sanat eserleri bu coğrafyada yapılmaktaydı. Batı sanat tarihinin temellerini atan, estetik ve güzellik göreneğini oluşturan insanlara ilham kaynağı olan suretler, bizzat bu coğrafyada yaşayan kadınların yüzleriydi. Bu nedenle onların fotoğraflarını çekmek istedim" dedi.
Dilvin Altıkardeş