Çanakkale Belediyesi temmuz ayı olağanüstü meclis toplantısı yapıldı. Olağanüstü toplantı gündem maddelerine geçilmeden önce gündemi ve olağanüstü meclis gündemini değerlendiren Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan meclis açılış konuşmasında son dönemde Çanakkale’ de çıkan ve bir çok alanın kül olmasına neden olan yangınları,  15 Temmuz hain darbe girişimi, Lozan antlaşması ve kadın cinayetlerine vurgu yaptı. Gökhan konuşmasında şunları söyledi.

Biliyorsunuz bu ay belediye meclisi olarak tatildeydik. Ama bir kamusal bir imar tadilatı gereği Daha doğrusu Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi (Amatem), Sağlık Müdürlüğü'nün bir yatırımı söz konusu. En yakın Eylül ayında meclis yapacaktık. Eylül ayında yaptığımız zaman bir ay askı süresi var, malum Ekim ayı geliyor ve kamuda biliyorsunuz ödenek Yani onların işte ihale sürecinin başlaması veya ödeneklerinin gelmesi için öyle bir talepleri oldu. İl koordinasyon kurulunda bu konu gündeme geldi . Ben de o zaman dedim ki “Olağanüstü Meclis yapalım”.Yani 2 ay kazanmış olsun bir kamu yatırımı. Önemli bir yatırım Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi (Amatem) biliyorsunuz Uyuşturucu ve alkol ile konusunda tedaviye ihtiyacı olanlar için önemli bir yatırım. Bir de bu biliyorsunuz havai fişek fabrikasında bir yangın çıktı, orada işçiler maalesef hayatını kaybetti. Bir de onları imha etmek için 3 tane asker şehit oldu. Ayrıca ve bu kamuoyunda büyük tepkiye neden  oldu. Bir de zaten hayvanseverler de kuşlarla ilgili böyle bir hassasiyet vardı. Ben, havai fişek kullanımının kaldırması, yasaklanması, daha doğrusu kullanılmaması noktasında irade mi ortaya koydum.  Ama tabii bu karara benim tek başıma iradem yetmez, mecliste bu konuyu görüşelim, eğer mecliste  kabul ederse bu kararı oy birliği ile vermiş oluruz.  Bu arada maalesef 2 tane yangın atlattık. Bir tanesi gelibolu' da ılgardere’ de. Çok önemli bir bölgede aşağı yukarı 4.500 dönüm arazi Kül oldu. Hem tarım ürünü hem orman önemli Bir dönüm kül oldu. Biz yangın bölgesini ziyaret ettik, köyleri de gittik ihtiyaçları var mı? diye. Bizde ilgilendik ama daha geçen gün de ayın 20'sinde de Kemal köyünün orada bir yangın oldu. Orada da ucuz atlattık Aslında bayağı bir tehlikeli durumdu. Ama sonuçta Allah'tan uçak ve helikopterler hemen yetiştiği için bir de barajdan hemen su aldıkları için, yangın yerine  gidip gelme süresi de kısa olduğu için kısa sürede yangın köylere zarar vermeden söndürüldü. 11 Temmuz avrupanın göbeğinde bir unat katliamının yıldönümü. Maalesef Avrupa'daki en büyük insanlık trajedisi Saraybosna'da bu olayı her yıl olduğu gibi yine lanetledik. Bütün Dünya özellikle Türkiye bu konuda çok hassas. 15 Temmuz biliyorsunuz hain fetö darbe girişiminin yıldönümüydü.”15 Temmuz  demokrasi ve milli birlik günü” ‘ nü o gece hayatını kaybeden 151 tane şehidi ve gazilerimizi Şükran'la alalım Çünkü gerçekten bu hepimizin felaketi ile sonuçlanacak bir girişim bu şekilde bertaraf edildi. Gerçekten çok önemli ve dediğim gibi burada insanlar canlarını ortaya koydular ve bunu engellemek için çaba gösterdiler kendilerini bir kez daha Şükran'a anıyoruz.

LOZAN ANTLAŞMASI BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
24 Temmuz'da Önümüzdeki yarından sonra Lozan Anlaşması'nın 97 yılı ve basının basından Sansürün kaldırılmasının yıldönümü 98 tarihli Sansürün kaldırılması tarihi 24 Temmuz Dolayısıyla tabii önemli tapumuzu alındığı bir anlaşma ve basından Sansürün kaldırılması da en azından haber alma özgürlüğümüz açısından önemli diye düşünüyorum.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN KALDIRILMAK İSTENMESİNE BİR ANLAM VEREMİYORUM
Bu arada maalesef son Günlerin en can alıcı gündemi kadın cinayetleri maalesef. Muğla' da Pınar Gültekin,  Antalya'da Seher Fakoğlu  öldürülen kadınlar. Buna benzer bir çok kadın cinayeti var.  Ama bu arada aalesef bunlar olurken aynı zamanda da, İstanbul sözleşmesi,  kadın haklarının belirlendiği daha doğrusu bir kez daha teyit edildiği bir sözleşmenin ortadan kaldırılması konuşuluyor. Daha 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi. 34 ülkenin İstanbul'da imzaladığı sözleşmeye Onun için İstanbul sözleşmesi deniyor. Bu sözleşmenin üzerinde hassasiyetle durmamız gerekir ve takip etmemiz gerekir. Bu sözleşmenin  kaldırılması noktasına bazı beyanatları üzülerek okuyoruz. Ve bunu ilgili yani konularla ilgili insanlar söylüyor ya kaldırabiliriz, kaldırabilir Tabii hiçbir sıkıntı yok. Yani bugün bir sözleşmeye”mecliste iptal ettik” denir ve  iptal olur. Yenisi konur  yada kaldırılır Ama bunun kaldırılması değil esas olan. Yani bu noktada kadına karşı şiddetin ya da kadınların toplumdaki yerinin ne olacağı ve bu anlayışın, yani kadına karşı onu ikinci sınıf vatandaş gören anlayışın nasıl Türkiye'de nasıl kaldırılacağı konu bu.  yani sözleşmenin metni kalkar hiçbir Önemli bir şey deği.l Sözleşme sembolik bir şey. Yani bizim toplumumuzun anlayışımızı ifade ediyor ve biliyorsunuz kadına karşı toplumsal yaklaşım ta köklerimiz geliyor. Orta Asya'dan yani O zamanki toplumumuza  baktığımız zaman, kadının ön planda olduğu, eşit olduğu Han olarak ifade edildiği, Hanım kelimesinin oradan geldiğini de hepsini biliyoruz. Anadolu'da da kadınların aslına bakarsanız köklü Türk toplumlarında her zaman yeri vardır. Savaşlarda biliyorsunuz erkeklerle beraber cephe gerisinde,  cephenin ilerisinde savaşmışlardı.  Öz kültürümüzde bu mevcut ve Mustafa Kemal Atatürk biliyorsunuz ilk Cumhuriyetle beraber, ilk işlerden bir tanesi de kadın haklarını ön plana almak oldu. Medeni Kanun gibi seçme seçilme hakkı gibi buna benzer birçok konuda Dünya’ya örnek hareketler yapmışız. Yani bizden öncekiler böyle yapmışlar,  biz Geldiğimiz noktada kadın şiddeti ile kadına karşı şiddetle, kadın ölümleri ile gündeme geliyoruz. Ve birileri çıkıp İstanbul sözleşmesini kaldıralım, kaldıralım da kaldırınca o zaman hak mı olacak. Yani kadınları vurmak, kadınlara darp etmek,  kadınları öldürmek Efendim hak mı? olacak Onu merak ediyorum. Nasıl bir anlayıştır maalesef giderek Araplaşıyoruz giderek garip bir toplum oluyoruz. Tam tersine kadınlarınıza sahip çıkmamız lazım. Tam tersine eşitlikçi bir anlayışla görmemiz lazım konuyu. Ama maalesef bu son günlerdeki kadın şiddetine üzülüyorum acıyorum .

CAMİ YAPIM ALANI İLE İLGİLİ MADDEDE TARTIŞMA ÇIKTI
İsmetpaşa Mahallesi huzurevi ve gençlik çocuk merkezi olarak planlı olan alana cami yapılması ile ilgili alan ile ilgili belediye meclisinin kararına itirazın görüşüldüğü gündem maddesinde AK Parti Belediye meclis üyesi Musa Oyan “ Hazineye ait olan bir alanın, kurumlara sorulmadan alan üzerinde değişklik yapılması ile ilgili karar alıyoruz. art niyet aramıyorum ama bir hata yapıldığını görüyorum.arazi hazineye ait bir arazı, bu arazide devletin kurumlarının bir projesi varmı diye bir sorulması gerekiyordu. 4 ay ir süre geçti ama cami konusunu çözemiyoruz ve bu konuyu çözmemiz gerektiğini düşünüyorum. çünkü o bölgede camiye ihtiyaç var. ödeneği hazır bekliyor.” dedi.

SİZİN GİBİ BİAT KÜLTÜRÜ BİZDE YOK
Gökhan’ın değerlendirmelerinin ardından Temmuz ayı olağanüstü meclis toplantısın günden maddelerinin görüşülmesine geçildi.İsmetpaşa mahallesindeki cami alanı olarak yarılmış alan ile ilgili gündem maddesi görüşmelerinde Ak Parti Meclis üyesi Musa Oyan’ın iddialarına karşılık veren Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan “Kötü niyetimi sorguladığınız. kötü niyetim Sizce bu tespit doğrudur ama ben kötü niyetli falan değilim. Bakın bir şey kaçırıyorsunuz. Bunu ısrarla söyledim.Herkese söylüyorum. Bu konuda karar tek başına benim olamaz. Ben sadece yön gösterim. burası ile ilgili Önce olabilir deend ve tahsisi yapın dedik.  yapıldı ama bunun kararını ben vermedim. Kararı meclis verir. Meclisi, burası boş bir alan. burası eğer kabul edilseydi, bur daki tahsisin yeri değişecekti, ve burada daha güzel bir alanda camimiz olabilecekti.burada bir proje varmış, olabilir. biz burada hiçbir proje yok diye ve çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne de sosrak karar alındı.Çevre ve  Şehircilik Müdürlüğünde o alanda sadece dini tesis ile ilgili bir proje olduğu söylendi.Şimdi  Sosyal Politikalar il müdürü orada projemiz var dedi bizde hemen kararını alalım dedik. ve almış olduğumuz plan tadilatını iptal edeceğiz. Şimdi benim tek başıma bu meclise karar aldırabilme yetkim de yok öyle bir gücümde yok. Benim mensubu olduğum partimin mecliste bir gücü var sayısal açıdan ama o da benim her dediğimi yapar anlamı taşımaz. Nitekim bunu gördükte bazı konularda. Biz sizin gibi Emir' le komutayla meclisten yönetmiyoruz, meclis üyesi arkadaşlarımız benim emrimle hareket etmiyor. Bizde yok Öyle bir Biat Kültürü. Biat kültürü sizin anlayışınızda var, bizde öyle bir şey yok Dolayısıyla Sen söz vermiştin böyle bir şeyi söylemiş olman ayıp olur, demokrasi anlayışımıza ters olur,  ama çözmeye çalışıyorum burası 2.500 metrekare, bende daha büyük bir alana cami yapılması için alan arıyorum. Çanakkale belediyesinde en çok cami yerini çözen başkan benim. Dumlupınar Camii, Kınalı Kuzular Camii,  Dardanos Camii, mecidiye camii’ nin bahçesi,  bahçesi gibi bir çok camii alanı ile ilgili sorunu ben çözdüm.” dedi.

BENİM HİÇ BİR SORUNUM ÇÖZÜLMESEDE, BEN SORUNLARI ÇÖZMEYE GAYRET EDİYORUM
Gündem maddelerinin görüşülmesinin devamında, Temmuz ayı olağanüstü toplantısına neden olan gündem maddesinin görüşmesi öncesinde bu gündem maddesi ile ilgili bilgiler veren Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan Sağlık İl Müdürülüğünün Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi (Amatem) yapılması için  gerekli kararın alınması ile ilgili gündem maddesin de yaptığı konuşmada adeta isyan etti. Devlet ile ilgili projelerin aksamaması için, toplum yararına olacak bir yatırımın gecikmemesi için bugün olağanüstü meclis toplantısı düzenleyerek gerekli kararların alınmasını sağladığını ancak aynı hassasiyetin Çanakkale Belediyesinin acil çözülmesi gereken sorunları için gösterilmediğinden şikayet etti. Gökhan gündem maddesinin oybirliği ile kabul edilmesinden önce yaptığı konuşmasında “Bu konu biraz önce alırken bahsettim İl koordinasyon Kurulu toplantısında İl Sağlık Müdürü tarafından söz alınarak  söylendi . Böyle bir konu var. Belediyede diye. Benim haberim yok. Konuyu sordum  ilgilenelim dedim. Çünkü projenin ödeneği var. Ödenek kaçmasın gitmesin. İmar Müdürü ne dedim ki nedir durum? böyle böyle Hiçbir şey var peki bir sıkıntı var mı Yok o zaman dedim bu bir an önce olması için yani ödenek gitmesin kaçmasının bir an önce plana  alınsın diye burada Olağanüstü meclis toplantısı yapıyoruz.  Benim hiçbir işim yapılmazken Ben devlet işi olduğu için topluma faydalı  bir şey olduğu için burası alkol ve uyuşturucu bağımlılarının Tedavi Merkezi olacağı için, olağanüstü Meclisi sizlerle paylaştım ve şu anda onu yapıyoruz. Ben duyarlılık  gösteriyorum ama ne mezarlık yerim, ne hafriyat dökme alanınım, nede hayvan barınağı ile ilgili yerin çözümü için bir şey yapılmıyor. Ben özel hayvan barınağı açmayacağım özel mezarlıkta yapmayacağım, özel hafriyat  dökmeyeceğim. Bu konularda herkes direniyor, birbirinin üstüne atıyor, ama ben bakın geldim toplumsal meseledir bunu gündeme getirdim ve sorunu çözmeye çalışıyorum” ifadelerine yer verdi.

Ogün İnal