CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek Cumhuriyet Halk Partisinin 37. Olağan genel kurultayını İşte Çanakkale Gazetesine değerlendirdi. Kurultayın temasının “İktidar Kurultayı” olduğunun altını çizen Erkek son günlerde Türkiye’nin gündeminde en üst sırada olan Ayasofya Camii’nin ibadete açılması ve ekonomiyi de değerlendirdi.
Erkek İşte Çanakkale Gazetesine yaptığı açıklamada şunları söyledi. “Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılına gererken olağanüstü bir Covit-19 Pandemi sürecinde gerçekten önemli bir Kurultay gerçekleştirdik. 31 Mart ve 23 Haziran yerel seçim sonuçları ve ülkemizin bugün yaşadığı sosyal, siyasal ve ekonomik tabloya baktığımızda işte temamızı ona göre belirledik. Bu tabloya bakarak kurulyatımıza “İktidar Kurultayı” dedik. Çünkü Türkiye'nin gerçekten demokratik, adaletli bir düzene ihtiyacı var. Bunu Tek Adam rejimi Bunu asla ve asla sağlayamaz. Cumhuriyet Halk Partisinin 37. Olağan Kurultayımız “İktidar Kurultayımız”dı. Bizim Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu da her zaman vurguladığı gibi çok önemli bir misyonumuz var önümüzdeki dönemde. Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak. Kuvvetler ayrılığını tesis etmek. Hukuk Devletini tesis etmek. İfade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü, tüm hak ve özgürlükleri güvence altına almak ve yaşamak. Etnik kökenine, inancına, yaşam tarzına, bakmadan hiç kimseyi ötekileştirmeden ayrıştırmadan 83 milyon olarak barış içerisinde, kardeşçe yaşamak mutlu olmak bu bizim için çok çok önemli.”
BU SİSTEM TÜRKİYE’Yİ İLERİ GÖTÜREMEZ
“2020'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Gazi meclisimizin 100. yılını kutladık 2023'te de Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına kutlayacağız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım atacağız. Bu tabloyla ikinci yüzyılda ilerlemek mümkün değil. Bu sistem Türkiye’yi ileri götüremez. Çünkü bu sistemin içerisinde kuvvetler ayrılığı yok, denge denetim mekanizmaları yok, seffaflık yok, adalet yok. Bunları yaşama geçirmemiz lazım. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu çok önemli bir hedefler beyannamesi açıkladı. Cumhuriyetin İkinci yüzyıla girerken bir çağrı yaptığı bütün Türkiye'ye ve bu 13 maddelik manifesto’da kurultayda oylattı ve tüm delegeler oybirliğiyle ile söz verdi buna uyacağına ve bu manifestonun altına imza attılar. Bu manifesto’da çok önemli şeyler var. O manifestonun içinde gelecek nesillerin hakları da var. Örneğin eko sistem hakkı, canlı cansız bütün varlıklar hepimiz eko sistemi bir parçasıyız. Ve onun için şöyle bir hak ortaya koyduk kurultayımızda. Sağlıklı bir ekosisteme sahip dünya’ ya doğru hakkı, henüz doğmamış çocukların, yani gelecek nesillerin hakkıdır. Bu haklar içinde mücadele edeceğiz. Artık bu hakları görmeyen duymayan bir saray iktidarı ile karşı karşıyayız. Bunun somut örneği Kanal İstanbul. Eko sistem haklarını yok eden bir anlayış ile tamamen bir rand anlayışı ile yürütülüyor sarayın çalışmaları.”
ADALET YÜRÜYÜŞÜMÜZ DEVAM EDİYOR
“Kurultayımız’ da Cumhuriyet Halk Partisi tam bir birlik beraberlik içerisinde hareket etti. Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun aldığı oy da bunu gösteriyor. Kılıçdaroğlu,1251 oyna yeniden genel başkanız olarak güven tazeledi. Genel başkanımız hak, hukuk ve adalet yürüyüşünden asla vazgeçmeyeceğini adalet mitinginde, Maltepe'de milyonlarla buluştuğunda şunu demişti. “Bir Son Değil Bu Bir Başlangıç”. Dünya siyasi tarihinin en önemli yürüyüşüdür “Adalet Gürüyüşü”. Ve bu adalet yürüyüşü devam ediyor.”
AYASOFYA ARTIK SİYASETE KAPANSIN
“Ayasofya ibadete açıldı bunda hiçbir sorun yok, ama lütfen artık siyasete kapansın. Kutsal din duygularını, devlet ve politika işlerine alet edenler bu ülkeye en büyük kötülüğü yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'ni geriye götürmeye hiç bir güç tek yetmeyecektir. Bu ülkede demokrasiye inanan milyonlar var. Cumhuriyetimizin kurucusu, değişmez önderimiz, Cumhuriyet Halk Partisinin’ de kurucu ilk genel başkanımız Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bize bir hedef gösterdi.
Muasır medeniyet seviyesini aşma hedefi ve bu hedefi gerçekleştireceğiz. Muhasır medeniyeti aşma hedefini, akıl ve bilimle gerçekleştireceğiz. Türkiye hiç kimse öğle çok gerilere götüremeyecek.”
83 MİLYON LONDRA’ DAKİ BİR AVUÇ FAİZ LOBİSİNE, TEFECİLERE ÇALIŞIYOR
“İşsizlik büyüyor, yoksulluk büyüyor. İşsizlik ve yoksulluk ekonominin ne durumda olduğunu bizleri gösteriyor. Hiç kimsenin gerçekleri saptırmasına gerek yok, halka yalan söylemesine gerek yok. Yüksek enflasyon, yüksek işsizlik ne demektir? İkisi bir araya geldiğinde sefalet demektir. Bugün sefalet çeken milyonlar var. Yatağa aç giren çocuklar var. Biz ne diyoruz? İktidarımızda, halkın iktidarında hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bugün Türkiye'de her Üç çocuktan biri şiddetli yoksulluk çekiyor yeterli protein alamıyor. İyi eğitim alamıyor, sağlıklı ve iyi bir evde oturamıyor. Bunun için mücadele ediyoruz, samimiyetle, çocuklarımız için ve onların geleceği için. 24 Haziran seçimlerinden önce ne diyordu sayın Erdoğan, Siz bu kardeşinize yetkiyi verin diyordu ve tek adam sistemini, tek adam rejimini istiyordu. OHAL döneminde referandumla o iş halledilmişti. Erdoğan ne diyordu?” Siz bu kardeşinize yetkiyi verin ekonomi nasıl uçuyor göreceksiniz, dolar, faiz nasıl indiriliyor göreceksiniz diyordu. Ve bunu miting meydanlarında söylüyordu. Ne oldu? Uçuyoruz doğru ama freni patlamış kamyon gibi uçuruma doğru. Ne oldu ? biz hep söyledik. Hatırlayın o dönemdeki televizyonlardaki tartışmalarımızı, hatırlayın kahvelerde anlattıklarımızı. Bu sistemle Türkiye kötüye gider. Bu sistemle hiçbir krizi çözemez, aksine büyütür. Çünkü bu demokratik bir sistem değil. Anlattık bunları ve maalesef haklı çıktık. Geldiğimiz süreçte ne diyorlar, bu sistem değişebilir, sistem revize edilmeli. Peki niye yaptınız bu ülkeye bu kötülüğü, neden yaptınız? Ekonomik tablo o kadar acı ki 83 milyon Londra’ daki bir avuç faiz lobisine, tefecilere çalışıyor, faiz ödüyor. Günde ne kadar faiz ödüyor Türkiye biliyormusunuz ? AK Parti Hükümeti eli ile. Bu hükümet maalesef faiz lobilerine teslim olmuş bir hükümettir. Her gün elli milyon dolar faiz ödüyoruz. Bu rakamı 83 milyon ödüyor, doğmamış çocuklar ödüyor. Her gün doğrudan yada dolaylı olarak vergi ödüyor vatandaşlarımız. Elektrik düğmesine basıyorsunuz vergi ödüyoruz. Evde ev hanımı musluğu açıyor vergi ödüyor. Gidiyorsunuz temel gıda maddeleri ve malzemelerini alıyorsunuz vergi ödüyorsunuz. Doğrudan ve dolaylı vergilerimiz faize gidiyor. Böylelikle gelecek nesillerin hakları ipotek altına alınıyor. Çocuklarımız ve torunlarımız bu borçları ödemeye devam edecek. Günde 50 milyon dolar faiz ödeyen bir hükümet ekonomiyi ayağa kaldırabilir mi ? bu mümkün mü ? Ama saray ve çevresinde hiçbir sorun yok, bi elleri yağda diğer elleri balda. Ama ciddi bir yoksulluk var, ciddi bir işsizlik var. Neden ? her zaman söylüyorum. Demokrasi yoksa, hukuk devleti yoksa, özgürlükler yoksa, ekonomik kalkınmada yok, ekonomik büyümede yok. Bunlar olmayınca İş ve ekmekte yok. Bu gün basın özgürlüğü var mı? Bu gün ifade özgürlüğü var mı? Bugün toplantı ve yürüyüş yapma özgürlüğü var mı? Bunlar demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. Bu gün yargıya vatandaş güveniyor mu? Yargıya güven %20’lere indi. Devletin temeli adalettir. Devletin dini adalettir. Siz adaleti çürütürseniz, devleti çürütürsünüz, ekonomiyi de uçuruma sürüklersiniz. Türkiye’ nin yaşadığı bu. Onun için hukuk devleti diyorum. Onun için özgürlükler diyorum, ekonomi içinde bunlar gerekir. Hukuk devletini özgürlükleri yok ederseniz, yasama organını yargıyı, medyayı, basını baskı altına alan, bugün sosyal medyadan bile korkar hale gelen bir iktidar ekonomiyi düzeltebilir mi? önce demokrasi, önce hukuk, önce özgürlük. Sonra ekonomik büyüme. Bunlar olmazsa olmazlardır. Ekonomik tablo maalesef çok kötü, çünkü işsizlik büyüyor.”
Ogün İnal