Eğitim İş Çanakkale Şubesi Başkanı Ahmet Mantaş 21 Eylül’de eğitim ve öğretim yılının başlaması beklenirken, velilerin masrafların altında ezildiğini, maliyetlerin yüzde 21 arttığını belirtti.
Mantaş, “2020-2021 eğitim öğretim yılında; okulöncesi eğitime başlayan bir öğrencinin okula başlangıç gideri 1402,77 TL olarak tespit edilmiştir. Geçtiğimiz yıla göre, artış oranı yüzde 17,09 olarak gerçekleşmiştir. İlkokul 1'inci sınıfa başlayan bir öğrencinin başlangıç gideri 2302,41 TL’dir. Geçtiğimiz yıla göre, artış oranı yüzde 26,99, ortaokula başlayan öğrencinin başlangıç gideri 2453,17 TL olarak tespit edilmiştir” dedi.
Mantaş, “Devlete gelir sağlayan kaynakların yandaşlara aktarılması, hesapsız dış borçlanma, yanlış politikalar sonucu Türk Lirası'nın değer kaybetmesi, kamusal değil rantsal bakış açısı ve Korona'nın tahribatı, ülkemiz ekonomisini ne yazık ki freni patlamış bir kamyon gibi yüksek bir hızla yokuş aşağıya sürüklemektedir. Tıpkı Korona salgınındaki gibi, ekonomide de rakamları saklayarak, çarpıtarak günü geçiren zihniyetin yol açtığı ekonomik enkaz, emekçinin sırtına her geçen gün daha ağır biçimde yıkılmaktadır. Ne yazık ki bu acı tablo, sendikamızın her sene yaptığı okula başlama maliyet araştırmasında da kendini göstermiş, bu yılki okula başlama maliyetindeki artış dudak uçuklatmıştır” dedi.
31 Ağustos itibarı ile telafi eğitimlerinin başladığını ve 21 Eylül tarihinde ise yüz yüze eğitimin başlaması planlandığını ifade eden Mantaş, “Bu vesileyle yaptığımız, okula başlangıç maliyetlerini objektif olarak ortaya çıkarmak amacı taşıyan araştırmamız, halkın gerçek enflasyonuna mercek tutmuştur. Sosyo-ekonomik olarak 3 farklı bölgede, piyasadaki 137 ürünün gerçek fiyatları üzerinden yaptığımız araştırmada, velinin cebine çöken kabusun röntgeni şöyle çekilmiştir:
“TUİK VERİLERİ BAŞKA, KIRTASİYEDEKİ FİYATLAR BAŞKA”
2020-2021 eğitim öğretim yılında; okulöncesi eğitime başlayan bir öğrencinin okula başlangıç gideri 1402,77 TL olarak tespit edilmiştir. Geçtiğimiz yıla göre, artış oranı %17,09 olarak gerçekleşmiştir. İlkokul 1'inci sınıfa başlayan bir öğrencinin başlangıç gideri 2302,41 TL’dir. Geçtiğimiz yıla göre, artış oranı %26,99, Ortaokula başlayan öğrencinin başlangıç gideri 2453,17 TL olarak tespit edilmiştir. Geçtiğimiz yıla göre, artış oranı %23,21, Liseye başlayan öğrencinin başlangıç gideri ise 2529,38 TL olarak tespit edilmiştir. Geçtiğimiz yıla göre, artış oranı %17,97, Tüm eğitim kademelerindeki ortalama artış ise %21,31 olarak gerçekleşmiştir. Tüm bu verilere dayalı olarak; geçtiğimiz yıla göre, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranlarının üzerinde bir artış gerçekleşmiş olduğu görülmektedir. Üstelik yaptığımız bu araştırmada okulların velilerden zorunlu aldığı bağışlar, sınıfların düzenlenmesi için toplanan paralar, velilerin çocuklarına verdikleri harçlıklar bulunmamaktadır. Yani yasadışı yollardan çoğunlukla bağış adı altında alınan bu ücretleri de eklediğimizde, özellikle alt ve orta gelir düzeyindeki ailelere, okul giderleri ciddi bir yük olacaktır. Sendikamız tarafından 2016 yılından bu yana yapılan araştırmalara göre son dört yıl içerisinde okula başlama maliyetinde; okul öncesi düzeyde %66,31, ilkokul düzeyinde %75,19, ortaokul düzeyinde %64,63, lise düzeyinde %56,69 oranında ortalama da ise %65,70 oranında artış gerçekleşmiştir. TL'nin dolar karşısında neden bu kadar değer kaybettiği sorulduğunda "Siz maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?" diye ciddiyetsizce soran zihniyet, Türkiye'nin fabrikalarının kapatılarak sadece ithalat yapan bir ülke haline geldiğini, dolayısıyla yurtdışından getirilen her bir ürünün kur bazında pahalandığını, bunun üstüne de hükümetin durmadan vergi zammı yaptığını gizlemeye çalışsa da gerçek enflasyon hanelere ateş düşürmektedir. Bu kabus gibi ekonomik tablo yüzünden eğitimden geri kalan her çocuk, ülke geleceğinin parlaklığının biraz daha yitip gitmesi demektir. Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz; rantı değil halkı düşünen, yandaşlarına peşkeşi değil ülkenin üretimini, kaynaklarının doğru kullanımını hesaplayan, rakamları gizlemek yerine onları düzeltmeye çalışan, kamu emekçisine verdiği maaşı yük olarak görmeyen bir anlayışla ekonomi politikaları üretilmedikçe, ülkemizi daha karanlık günler karşılayacaktır. Ekonomi uçuyor söylemleri, afaki olmakla beraber, enflasyonun altında ezilen halkı aptal yerine koymaktır. İnsan düşerken kendini uçuyor sanabilir ama dedikleri gibi "Önemli olan süzülme değil yere çakılma anıdır" dedi.
Dilvin Altıkardeş