Gelenekselleşerek, Türkiye’nin dört bir yanında adını duyurmayı başaran Çanakkale Bienali, 7’nci kez kapılarını açtı. Dardanel’in ana desteği ile gerçekleşen bienal, Ekim sonuna kadar sosyal mesafe kurallarına uygun olarak misafirlerini ağırlayacak. Takımyıldızı ve birbiriyle kesişen ve etkileşen ilişkileri, iş birliklerini, paylaşımları ve iletişimleri odağına alan Bienal, 30 uluslararası sanatçının üretimlerini ağırlıyor.
“Takımyıldız” başlıklı 7. Çanakkale Bienali, 31 sanatçının farklı kavramsal çerçeveler ve kurgular etrafında bir araya getirilen eserlerinden oluşan sergilerle başladı. Birbiriyle kesişen ve etkileşen ilişkileri, iş birliklerini, paylaşımları ve iletişimleri odağına alan bienalin küratörlüğünü CABININ (Çanakkale Bienali İnisiyatifi) ve Azra Tüzünoğlu yapıyor.
Bienalde Agah Uğur Koleksiyonu’ndan eserlerden oluşan, Azra Tüzünoğlu’nun küratörlüğünü üstlendiği bir bölüm de yer alıyor. 7. Çanakkale Bienali’nin ana destekçisi ise Dardanel. “Neye Benziyor?”, “Hasarlı veya Tahrip Edilmiş: Kültür” ve “Hiç İstemeden ama Seve Seve” başlıklarını taşıyan sergiler, Pandemi ile mücadele önlemleri gözetilerek oluşturulan program çerçevesinde 22 Eylül- 17 Ekim 2020 tarihleri arasında ziyaretçilerle buluşacak. Bu tarihten sonra sergi içerikleri çevrimiçi olarak erişime açılacak.
Bienal ile ilgili bilgi veren Seyhan Boztepe, “31 sanatçının katıldığı ve çok sayıda eserin yer aldığı bienalde bu sene Pandemi koşulları dolayısıyla açılış töreni ve toplu herhangi bir etkinlik yapılmadı. 19-21 Eylül tarihleri arasında sadece programlanmış özel ziyaretçi gruplarına ön gösterim yapıldı. Sergiler 22 Eylül - 17 Ekim tarihleri arasında programda belirtilen gün ve saatlerde, Arap İbrahim Paşa Caddesi No:51’de randevuyla ziyaret edilebilecek, Troya Müzesi ise müzenin ziyaret koşulları kapsamında gezilebilecek. 7. Çanakkale Bienali 19 Ekim tarihinden itibaren bir ay süreyle çevrimiçi ziyarete açılacak. Pek çoğu Türkiye’de ilk kez görülecek ve bu sergiye özel olarak hazırlanan 31 sanatçının 40’ı aşkın eseri, şehre yayılan 4 mekânda izleyicilerle buluşuyor. Mekanlardan ilki olan Mahal’deki Neye Benziyor sergisinin küratörlüğünü CABININ üstlenirken, Troya Müzesi’nde yer alan Agah Uğur Koleksiyonu’ndan eserlerin yer aldığı “Hiç istemeden ama seve seve” başlıklı sergi ile Korfmann Kütüphanesi ve Kırmızı Konak’ta yer alan “Hasarlı veya tahrip edilmiş¸: Kültür” başlıklı serginin küratörlüğünü Azra Tüzünoğlu üstlenmekte. Katılan sanatçılar Agnès Varda, Agnieszka Polska, Ahmet Sipahioğlu, Alexandra Pirici, Ali Can Metin, Anahita Razmi, Aslı Altay, Cao Fei, Cevdet Erek, Constantin Xenakis, Cristina Lucas, Ekin Bernay, Ekin Saçlıoğlu, Erinç Seymen, Füsun Onur, Gülsün Karamustafa, Hale Tenger, Halil Altındere, İnci Eviner, Koki Tanaka, Korhan Başaran, Marcos Ávila Forero, Marko Mäetamm, Nabuaki Onishi, Nasan Tur, Nora Turato, Pınar Yoldaş, Rüstem Aslan, Sanja Ivekovic, Serkan Demir, Taus Makhacheva.
NEYE BENZİYOR?
CABININ tarafından “Takımyıldız” için kurgulanan “Neye Benziyor?” başlıklı sergi, görsel kültürün egemenliği altında insanlar-arası doğrudan diyalog yoluyla bilgi aktarma etkinliğinin giderek “zayıfladığı” günümüzde, iletişimin yöntem ve biçimlerini ele alan üretimlere odaklanıyor. Farklı kuşaklardan ve disiplinlerden sanatçıların imge, hareketli görüntü, simge, beden ve yazı üzerine üretimlerini bir araya getiren bir araya getiren sergi iletişim ile sanatın kesişim alanlarına yoğunlaşıyor. CABININ’in 2013’ten bu yana faaliyet gösterdiği Mahal Sanat’ta gerçekleşen sergide yer alan sanatçılar Ahmet Sipahioğlu, Ali Can Metin, Constantin Xenakis, Ekin Saçlıoğlu, Korhan Başaran ve Rüstem Aslan.
HASARLI VEYA TAHRI·P EDI·LMI·S¸: KU¨LTU¨R
Azra Tüzünoğlu’nun “Hasarlı veya Tahrip Edilmiş: Kültür”, başlıklı sergisi, sadece kadın sanatçıların eserlerine yer veriyor. Sergide; Fransa, Romanya, İspanya, Dağıstan(Rusya), Polonya, Çin, Amerika, İran, Türkiye, Hollanda ve Hırvatistan’dan davet edilen 11 kadın sanatçının video, stop-motion, animasyon, tekstil, seramik, kolaj, poster gibi tekniklerde ürettikleri eserleri yer alıyor. Bienal için sanatçıların Venedik Bienali’nden Tate Modern’e pek çok önemli kurum ve sergide sergilenen eserlerinin yanı sıra; Sanja Ivekovic, Aslı Altay, Anahita Razmi, Cristina Lucas ve Nora Turato’nun sergi için özel olarak ürettikleri ve ilk kez Çanakkale Bienali’nde görülebilecek yeni eserleri yer alıyor.
HİÇ İSTEMEDEN AMA SEVE SEVE
Troya Mu¨zesi ev sahipliğinde gerc¸ekles¸en “Hiç istemeden ama seve seve” başlıklı, Azra Tüzünoğlu küratörlüğündeki Agah Ugˆur Koleksiyonu sergisi, başlığını Leyla Erbil’in Cüce romanındaki bir cümleden alıyor. Agah Ugˆur’un birkaç ana aksa sahip olan koleksiyonundan seçilen eserler; Tu¨rkiye c¸agˆdas¸ sanatının tarihsel eserlerini örneklemenin yanı sıra, 2000 sonrası üretilmiş, uluslararası video sanatından örnekler sunmakta ve koleksiyoncunun obje-merkezli olmayan yeni meraklarını müjdelemektedir. Agah Ugˆur koleksiyonundan seçilen 14 sanatçının video, performans, halı, ses gibi farklı medyumlarla ürettikleri eserleri, “oyun” teması etrafında yan yana getirildi. Eserler, Agah Uğur’un 248 yapıtı arasından seçildi ve bu eserlerin 110’dan fazlası video idi.
Dilvin Altıkardeş