Çanakkale'nin Gelibolu ilçesine bağlı Güneyli köyünde, 12 yıl önce satın aldığı 22 dönüm arazide, hayalini kurduğu ceviz bahçesini kuran oyuncu Burak Hakkı (48), ürün hasadına başladı. İstanbul'un stresli yaşamından Saros Körfezi'ndeki köy yaşamına döndüğünü ve bunu herkesin yapabileceğini insanların sadece ne istediğine karar vermesi gerektiğini belirten Hakkı, "İnsan şehre dönmek istemiyor açıkçası. Dolayısıyla da bu tür köy hayatının ne kadar gerekli ve güzel olduğu, böyle salgın dönemlerinde anlaşılıyor" dedi.
Gelibolu ilçesine bağlı Güneyli köyünde annesi Gülsüm Hakkı Engin ile birlikte 22 dönüm büyüklüğündeki ceviz bahçelerinin içinde bulunan köy evlerinde yaşayan oyuncu Burak Hakkı, buradaki yaşamını Demirören Haber Ajansı'na anlattı. Bir ceviz bahçesi kurma hayalini 12 yıl önce anne ve babasının destekleriyle gerçekleştirdiğini söyleyen Burak Hakkı, 800 ceviz ağacından tonlarca ceviz hasat etti. Sabahın erken saatlerinde kalkarak ceviz bahçesinde çalışmaya başladığını belirten Hakkı, yorucu olmasına karşın tarım yaparken ve burada yaşarken kendisini çok mutlu hissettiğini söyledi.
800 CEVİZ AĞACI VAR
Güneyli köyünde, ailesinin bir yazlığı bulunduğunu ve 30 yıldan fazla süredir burada olduklarını belirten Burak Hakkı, "Annem ve babam yazları Güneyli köyündeki yazlıklarına geliyorlardı. 2008 yılında oğlum Rüzgar doğduğu zaman onun için bir şey yapmak istedik. Burası bomboş bir tarlaydı ve 12 yıl önce satın aldık. Ondan sonra burayı işlemeye başladık. Benim bir ceviz hayalim vardı. Ceviz bahçesi kurmak istiyordum ve o zaman başladık. Rahmetli babamın ve annemin çok fazla emeği var burada. Bu şekilde bu günlere geldik açıkçası. Burası 22 dönüm ve 800'e yakın ceviz ağacım var. 60'a yakın meyve ağacım ve aromatik bitkilerim var. Sebze ektiğim bir alan var. Bu şekilde değerlendiriyoruz araziyi. Bakımını iyi yapıca iyi verim alıyoruz. Bunlar chandler cinsi olduğu için 3 yaşında yavaş yavaş ürün vermeye başlıyorlar. Sonra 7 yaşında maksimum verime ulaşıyorlar. Şu an bizim ağaçlarımızın verimi de iyi tabi ki. Cevizlerimizi satıyoruz. Keyifli geçiyor. Tabi iyi tarım yapmak bizim için ayrı bir gurur kaynağı oluyor" diye konuştu.
'GARANTİCİ BİR TOPLUMUMUZ VAR ANCAK EN ÖNEMLİSİ ADIM ATMAK'
Burak Hakkı, İstanbul'daki metropol yaşamını bırakıp, köy hayatına geçmesiyle ilgili şunları söyledi: "Annem İstanbul için hep 'açık hapishane' diyor. Yıllardır çiftlik hayatına alışık olduğu için. E tabi bambaşka iki hayat. İkisi de birbirinden çok farklı. Burası huzur dolu, kendinizin farklı yönlerini keşfedebiliyorsunuz. Sakin, hayatı daha dolu dolu yaşayabiliyorsunuz. Biraz şehir hayatındaki karmaşadan dolayı, fast food yemek gibi bir hayat yaşıyoruz açıkçası. Burada ise daha sindirerek, görerek bazı şeyleri yaşayabiliyorsunuz. Ama tabi ki bunlar hepsi bir tercih. Burada önemli olan başlamaya karar vermeniz. Ne yapmak istiyorsunuz? Çünkü insanlar pek cesaret edemiyorlar bir şey yapmaya, güvenemiyorlar. Garantici bir toplumumuz var. Bir adım atmak, düzenlerini değiştirmek pek işlerine gelmiyor belki de. Ya da cesaret edemiyorlar. Ama bir adım atarsınız, olmazsa da geri dönebilirsiniz ya da deneme yanılma yapabilirsiniz."
'BÖLGE HALKI ÇOK FARKLI, ÇOK İYİ'
"Ben böyle bir hayat yaşayacağımı bilmiyordum, ben tahmin bile etmiyordum böyle bir şey olacağını" diyen Hakkı, "Sadece bomboş bir tarla aldık, bu tarlayı yavaş yavaş ailem sayesinde işlemeye başladık. Annemin ve babamın çok fazla emeği var burada. Aslında onlar bu işin mimarları, mucitleri. Bir de bu Trakya insanı çok farklı, çok iyi insanlar. Köylüler çok iyi. Buradaki halk ile beraber yaşamak da gurur verici. Onu da söylemem lazım. Köy hayatı her zaman insana huzur verir. Hayatın daha farklı tatlarını görürsünüz. Daha sindirerek, daha zevk alarak yaşayabileceğiniz bir hayat. Elbette ki birçok eksiği var. Şehir hayatındaki konforunuz, lüksünüz burada olmayabilir ama burada da başka güzelliklere sahipsiniz" diye konuştu.
'BURADA İZOLE VE KEYİFLİ BİR HAYAT YAŞIYORUZ'
Koronavirüs salgını döneminde oğlu Rüzgar'ı da alarak Güneyli köyüne geldiğini söyleyen Burak Hakkı, "Biz burada bütün ailece birlikteyiz. Tabii ki bütün halkımız olarak zor günler yaşıyoruz ama inşallah aşacağız hepsini. Burada tabi daha izole ve keyifli bir hayat yaşanıyor. İnsan şehre dönmek istemiyor açıkçası. Dolayısıyla da bu tür köy hayatının ne kadar gerekli ve güzel olduğu, böyle salgın dönemlerinde anlaşılıyor" dedi.
'GERÇEKTEN BANA İHTİYAÇ DUYULUYORSA O ROLDE OYNAMAYI İSTERİM'
Şu an için bir film ya da dizi teklifi almadığını belirten Burak Hakkı, 2020 yılı başında ve geçen sezon 3 sinema filmi çektiğini dile getirerek şöyle konuştu: "Ama tabii ki vizyon bulamıyorlar. Vizyon bulamazlar, sinemalarımız kapalı. Ama festivallerde yarışıyorlar, yarışacaklar. Ondan sonra da galiba dijital platforma çıkacak bu sinema filmleri. Şu anda kayda değer herhangi bir dizi teklifi yok. Bu konuda çok da strese girmiyorum açıkçası. Ben bir şeyi zorlamaya da karşıyım. Ben istendiğim yerde olmayı seviyorum. Gerçekten bana ihtiyaç duyuluyorsa o rolde oynamayı isterim. Dolayısıyla en iyisinin geleceğine inanıyorum zaten. O yüzden bu boş zamanımı da burada kendimi sadece doğaya vererek geçiriyorum. Doğaya verdiğinizde kendinizi de eğitiyorsunuz. Oyunculuğunuza da faydası var. Burada hayvanların derdini görüyorsunuz. Hiç kimse geleceği düşünmüyor, plan yapmıyor, günü yaşıyorlar. Bunları gözlemliyorsunuz. Bunlar sizi besleyen şeyler. Ruhunuzu da besliyor. Hayata farklı bakış açısıyla bakmanızı da sağlıyorlar."
'OĞLUM İLE BİR ARADA OLDUĞUM İÇİN MUTLUYUM'
Burak Hakkı'nın annesi Gülsüm Hakkı Engin ise oğluyla bir arada olduğu için mutluluk duyduğunu ifade ederek, "Burada geçen günlerimizde istediğimizi değil de doğa bizi nasıl yönlendirirse onu yapıyoruz. Kendimizi akışa bıraktık. Gördüğümüz hataları düzeltmeye çalışıyoruz. Hep en iyisini istiyoruz" dedi. (DHA)
Kaynak: DHA