Çanakkale ve yöresinde yaşanan kuraklık, barajlardaki su seviyesinin ciddi oranda azalması ve alınan tedbirlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin son yağışlarla ilgili, “Yağmur az da olsa hızır gibi yetişti” dedi.
Baytekin, “Yağış rejimi her geçen yıl kötüye gidiyor. Bu sene uzun yılların en kurak sezonu yaşandı. Yaklaşık iki aydır damlası bile düşmeyen yağmur, az da olsa hızır gibi yetişti. Bir aydan bu yana ekilmekte olan kışlık hububat çıkıp çıkmamak arasında gidip geliyordu.
Aslında önceki seneden gelen kuraklığın üzerine binen bu kuraklık, çeşmelerin çoğunun kurumasına, gölet ve barajların boşalmasına neden oldu. Bugünlerde meydana gelecek yağmurlar çiftçimizin yüzünü güldürecektir” dedi. “Sulama imkanı olsa da yağışların iki ay gecikmesi ekimlerin gecikmesine neden olmuştur” diyen Baytekin, “Artık buna benzer anormal mevsimler yaşanacaktır. Kışın ortasında yağmur duasına çıkan köylerimizi de görme ihtimali vardır. Küresel ısınma artık avazı çıktığı kadar bağırıyor” dedi.
“KURAKLIĞIN BÜTÜN BELİRTİLERİ YAŞANMAKTADIR”
Hemen bütün bölgelerde hüküm süren kuraklık durumunun üretime yansımasının doğal olduğunu belirten Baytekin, “Bununla birlikte, kışlık hububatta ilkbaharda hüküm süren iklim koşulları daha etkilidir. Ancak ekimlerin gecikmesi verim kaybının kaçınılmaz olduğunun işaretidir. Yağışların gecikmesi ve bugüne kadar uzun yıllar ortalamalarına göre çok az yağış meydana gelmesi kuraklıkla ilgili su rezervleri konusunu gündeme getirmektedir. Normal yıllarda bu dönemlerde küçük dereler bile az da olsa akardı. Kara su kaynar çeşmelerin suyu artmaya başlardı. Günlerin kısalması ve buharlaşmanın azalmasıyla ortaya çıkan su arzı bu sene ne yazık ki gözlenmemektedir” diye konuştu.
Kuraklığın bütün belirtilerinin yaşandığını kaydeden Baytekin, “Gölet ve barajlarda su seviyesi en düşük düzeylere inmiştir. Oysa bugünlerde su havzalarında su seviyesinin artmaya başlaması gerekirdi. Artık günlerin en kısa olduğu, buharlaşmanın en düşük seviyelere indiği dönemlerdeyiz. Daha önceki yıllarda benzer sorun yaşanmış belli bölgelerde ikinci ürün mısır ekilişleri azaltılmaya çalışılmıştı. Çeltik ekimleri kısıtlanmıştı. Bu sene hüküm süren yağış rejimi de geçmişte yaşanan kuraklıklara benzerlik göstermektedir. Sulama imkânı olsa da ha bugün ha yarın yağar diye beklenen yağışların iki ay gecikmesi ekimlerin gecikmesine neden olmuştur. Artık buna benzer anormal mevsimler yaşanacaktır. Kışın ortasında yağmur duasına çıkan köylerimizi de görme ihtimali vardır. Küresel ısınma artık avazı çıktığı kadar bağırıyor” dedi.
Çanakkale’nin kuraklık haritasını da çıkaran bulunan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin, “ Son on yılda Çanakkale altı defa kuraklık yaşadı. 2010 yılında aşırı yağış vardı. Ardından sonbahar kuraklık yaşadı. 2012 yılı kurak geçti. 2013 ve 2016 sonbaharları kuraklık yaşadı. 2018 baharında kesilen yağışlar, 2019 ılıman kış ve sadece 347 mm yağış baraj ve göletlerin boşalmasına neden oldu. Kuraklık pik yaptı. Atikhisar Barajı’nın alternatifi veya asiste edecek su kaynakları kısıtlı görünüyor. Bayramiç Barajı da Atikhisar Barajı gibi su rezervi çok düşük durumda. Toplam yağış miktarı azalıyor. Su tasarrufu ve sulanan alanlarda kısıtlı sulama sistemlerinin geliştirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Özel Haber: Mine Tarım