COVID-19 salgınının Pandemi’ye dönüşmesi nedeniyle uzaktan eğitim sürecine geçilmesi kararının ardından internet üzerinden on-line eğitim yöntemi uygulanmaya başlandı.

Bugüne kadar hiçbir deneyimi olmayan öğretmenleri Pandemi koşullarına hazırlamak ve uyum sağlamalarını sağlamak için sendika olarak çalışmalar yaptıklarını ifade eden Eğitim  Sen Çanakkale Şubesi Başkanı Yasin Hacımusalar İşte Çanakkale Gazetesi’ne yaptığı değerlendirmede, “Evlerimiz okul, odalarımız sınıf oldu. Odasının birisini laboratuvar yapan, bir bölümünü müzik odası, beden odası yapan, resim odasına dönüştüren, hatta dolapları da tahta gibi kullanan öğretmenlerimiz var, arkadaşlarımız uzaktan öğretim döneminde ciddi anlamda özveriyle öğrencilere ulaşmaya çalıştı, hatta bazı öğrencilerin tableti bilgisayar yoktu. Kendi imkanlarıyla çevredeki insanların olanaklarıyla bu çocuklara gençlere kitap, bilgisayar, tablet temin etmeye çalıştılar” dedi.
Pandemi sürecinde eğitimi ve bu yaşanan tüm gelişmeleri Çanakkale Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar ile konuştuk.

Evvela Eğitim-Sen Sendikası ne gibi faaliyetlerde bulunuyor. Sendika olarak eğitimde misyonuz nedir? Pandemi sürecinde eğitimde, öğretmenlik mesleği ne gibi değişimler yaşandı?
Eğitim-Sen bir kere kamu çalışanlarının eğitim çalışanlarının ekonomik hukuksal ve özlük haklarını korumak ve geliştirmek için kurulmuş bir sendikadır. Temel ilkelerimiz çağdaş, bilimsel, laikliktir.  Demokratik, özgürlükçü kamusal eğitim anlayışıyla hareket ediyoruz. Bunun da toplumun her kesiminde uygulanabilir, yürütülebilir olması için mücadelemizi sürdürüyoruz ve bundan sonra da sürdürmeye devam ediyoruz.

“EVLERİMİZ OKUL, ODALARIMIZ SINIF OLDU”
 Şimdi uzaktan eğitim ne durumda biliyorsunuz 23 Mart 2020 yaşanılan bu ilk COVİT vakasından dolayı dünyada olduğu gibi Türkiye’deki eğitim sisteminde, öğretmenleri öğrencileri ve velileri doğrudan etkiledi. Uzaktan Eğitim denilen aslında bu eğitim değil öğretim, eğitim yüz yüze olur. Aynı ortamda olur. Burada medya üzerinden EBA ve bazı platformlardan öğrencilerimize uzaktan ulaşmaya çalışıyoruz. Uzaktan Eğitim dilimize alıştığı için uzaktan eğitim diye kullanmaya başlıyoruz. Tabii şimdi uzaktan eğitim öğrencileri velileri öğretmenler nasıl etkiledi, beklenen oldu mu olmadı mı? Aslında uzaktan eğitime biz çok yabancı değiliz daha önceden açık liseler. Açık öğretim fakültelerinde uzaktan eğitim yapılıyordu. Kısmen Türkiye’de bir alt yapısı vardı. Ama bütün kademelerde bir anda, uzaktan eğitime geçilmesi yeni sıkıntıları doğurdu. En çok da burada öğretmenler ve öğrenciler etkilendi. Zaten eğitim de bir eşitsizlik vardı, bir uçurum vardı, uzaktan eğitimle birlikte eşitsizlikler daha da derinleşti peki neden daha da derinleşti. Bunu biraz açıklamaya çalışacağım bir öğretmen olarak ele almakta fayda var, gerçekten öğretmenlerimiz bir an bile öğrencileri yalnız bırakmadı. Evlerimiz okul, odalarımız sınıf oldu. Hatta ben şunu biliyorum ki odasının birisine laboratuvar yapan, müzik odası yapan, beden odası yapan var. Resim odası yapan, hatta dolapları da tahta gibi kullanan arkadaşlarımız var, ciddi anlamda özveriyle arkadaşlarımız uzaktan öğretim döneminde öğrencilere ulaşmaya çalıştı, hatta bazı öğrencilerin tableti bilgisayar yoktu. Kendi imkanlarıyla çevredeki insanların olanaklarıyla bu çocuklara gençlere kitap, bilgisayar, tablet temin etmeye çalıştılar. Bu sıkıntının yaşanmasının en büyük nedeni eğitime uzaktan eğitim sürecinde yeterli bütçenin ayrılmamış olması. Veya böyle bir hazırlığın olmaması hatta bir ara. Uzaktan eğitim den sonra haftanın kısmi günleri. Yüz yüze eğitime bazı günler geçilmişti. Bütçe yetersizliğinden kaynaklı öğretmen arkadaşlarımız sınıfları temizlediler. Okulları boyadılar öğrencilere maske aldılar. Dezenfektan maddesi gibi şeyleri temel ihtiyaçları karşılamaya çalıştılar. Hatta bazı arkadaşlarımız meslekleri dışında görevlendirildi, hatta belki sağlık çalışanları kadar olmasa bile, hayatını kaybeden arkadaşlarımız oldu. Onlara da baş sağlığı diliyorum sabırlar diliyorum.

YÜZ YÜZE EĞİTİME BİRÇOK TARİH TARTIŞILIYOR. SİZCE OCAK’TA YÜZ YÜZE EĞİTİME GEÇİLMELİ Mİ?
Yüz yüze eğitime geçilmesi için bazı kriterlerin koşulların yerine getirilmesi gerekiyor. Eğer bunlar yerine getirilirse hiçbir sıkıntı olmaz zaten,  birçok ülke de sorunları yaşayarak, çözüm üretiyor. Yenilikleri, farklılıkları, okullarda uygulamaya çalışıyor. Bir defa şu şartlarda yüz yüze eğitime geçilmeli. Çocukların birçoğu okullara servislerde gidip geliyor. Servis araçlarının durumu oradaki hijyen koşulları, servis şoförlerinin alacağı tedbirler bunlar yeterli mi değil mi? Servisteki öğrenci sayısı, bunlar temel sorunlardan birisi, Sınıflarda 12’den fazla öğrenci olmamalı çünkü 1,5 metre mesafe diyoruz ya. İşte bu 12 öğrenciye denk geliyor veya atıl duran birçok kamu binası yeniden eğitim öğretime hazır hale getirebilir. Köy okulları eğer açılabilirse eğitim öğretime hazır hale getirilir. Ayrıca müfredat hala eksiklikler var, öğrenciler İki gün okula geldikleri için ona uygun bir programın müfredatın gerçekleşmesi gerekiyor. Bir defa okullarda sağlık biriminin olması gerekiyor. Çünkü yüz yüze eğitime geçildiği taktirde, mesela Covid’li çocuğa nasıl müdahale edilecek, bizler Covid’li isek ne gibi tedbirler alınacak. Bakanlık birtakım Talimatlar yönergeler gönderdi. Ama bu, okulda gerçek hayatta karşılığını bulmadı. Örneğin bir çocuk Covid olunca, bütün sınıf gelmesin mi? Gelsin tedbirler mi arttırılsın. Arttırıldı, fakat ne kadar karşılık buldu. Bunlarla çalışmalar net yapılır ise ancak o zaman 4 Ocak ve diğer tarihlerde açılması düşünülür. Örneğin maske dezenfektan okullara 1-2  kiloyla olmuyor olmadı da. Bunun için ayrıca personel ihtiyacı da oluşuyor, çünkü iki kat üç kat temizlik gerekiyor okuldaki bir personelle bu giderilmiyor.

Bazı meslek gruplarının sosyal ilişkilerde çalışan mesleklerin aşı konusunda öncelikli olması 2.eteapta aşı yapılacağı söyleniyor. Tıpkı sağlık çalışanları gibi perakende, ulaştırma, haberleşme gibi alanlarda çalışanlar peki öğretmenlere yönelik bir düşünce var mı? O gruplar arasında olmalı mı?
Özellikle takip etmeye çalıştık biz, sağlık çalışanları, 65 yaş üstü kişilerin öncelikli olduğu ve bazı risk grubunda olanların yapılmasına dair, ama öğretmenlerin orda isimleri geçmedi. Öğretmenlerin geçtiğimiz günler, ben hem Sağlık Bakanlığı’nın, hem Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamasını takip etmeye çalıştım, ne tür tedbirler olabilir? Aşılama çalışmasının mutlaka öğretmenlere yapılması gerekiyor. Sadece öğretmenler değil, eğitim çalışanlarına, Okulda bulunan hizmetlisine, yöneticisine,  okul aile birliği üyelerine olabilir, ayrıca servis şoförleri ve benzerleri, çünkü okullarda öğrencilerin bulaş oranları ile yetişkinlerin bulaş oranları farklılık gösteriliyor. Çocuklar bir de düşünün ailesinde yaşlı bireyler varsa daha riskli oluyor.

Son olarak Eğitim-Sen Genel yönetimi değişti, bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Eğitim-Sen yüzyıllık bir geçmişi olan bir sendika encümeni muhalim TÖS, Eğitim İş, Eğitim Sen kuruldu. Kendini yenileyen değişen bir örgüt haliyle de demokratik yollardan kongreler yapılır. 28 Kasımda’ da Eğitim sen genel kurulu yapıldı, önceki dönem yöneticilerine teşekkür ediyoruz. Pandemi sürecinde özverili bir çalışma gerçekleştiler, Özelikle Pandemi sürecinde 28-29 Kasım'dan sonrada yeni bir yürütme kurulu yeni çalışmalarına başladı, sizin aracılığınız ile yeni yönetime’ de başarılar diliyoruz.

Röportaj: İbrahim Akın Kazancı