Karara göre Gelibolu yarımadasında artık alan kılavuzları rehberlik faaliyeti niteliğinde hizmet veremeyecek. Türkiye Turist Rehberleri Birliği (TUREB) yönetim kurulu üyesi Adem Biçer süreci anlatarak, sayı olarak kontrolsüz bir şekilde alan kılavuzu eğitimlerinin verildiğini belirterek, ‘’Bazı dönemler sınavlar çok basit yapıldı. Şu an değil, Alan Başkanlığı kurulduğundan beri ciddi şekilde yönetiliyor süreç ancak öncesinde peynir ekmek dağıtır gibi belge dağıtıldı. Biz buna şahit olduk’’ dedi.
“Alan kılavuzluğu bitmedi” diyen Biçer, “Alan kılavuzlarının rehber gibi anlatım yapması ortadan kalktı bu kararla birlikte bazı konular yanlış anlaşıldı kamuoyunda doğal olarak da tepkiye dönüşüyor. Alan kılavuzluğu kanunu duruyor, alan kılavuzları da duruyor sadece alan kılavuzların rehberlik niteliğinde faaliyet göstermesinin önü kapandı bu kararla birlikte. Bu rehber camiasında da gerçekten büyük bir sevinçle karşılandı ve moral oldu’’ ifadelerinde bulundu.
Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, 28 Haziran 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kanunla ’Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’na dönüştürüldü. Bu değişiklik nedeniyle alan kılavuzlarının Gelibolu Yarımadası’nda çalışma yetkisi hakkında büyük tartışmalar yaşandı. Açılan mahkeme sonunda sadece kurs alarak Tarihi Yarımada’da rehberlik hizmeti verebilmenin önünü açan “Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Alan Kılavuzluğu Hizmeti İle Alan Kılavuzlarına İlişkin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” yürütmesinin durdurulması kararını Danıştay onadı. Karara göre Gelibolu yarımadasında artık alan kılavuzları rehberlik faaliyeti niteliğinde hizmet veremeyecek.
‘’BİZ GENÇLERİN ALAN KILAVUZU OLMASINA HİÇ KARŞI OLMADIK’’
Çanakkale Rehberler Odası (ÇARO) kurucu başkanı ve Türkiye Turist Rehberleri Birliği (TUREB) yönetim kurulu üyesi Adem Biçer, Alan kılavuzluğunun ortaya çıkışı, alan kılavuzlarının faaliyet alanı ve mahkeme süreci ile ilgili bilgi verdi. ÇARO kurucu başkanı ve Türkiye Turist Rehberleri Birliği (TUREB) Yönetim Kurulu Üyesi Adem Biçer, öncelikle alan kılavuzluğunun ortaya çıkışını anlatarak sözlerine başladı. Biçer, alan kılavuzluğu öncesinde Çanakkale’de yoğunluk oluştuğunu söyleyerek, ’ “TÜRSAB ve bakanlığın birlikte organize ettiği Cumhuriyet Gezileri adı altında öğrencilerde milli bilinci arttırmak amacıyla Çanakkale’ye geziler düzenlendi. Bununla beraber hareketlilik başladı. Diğer özel turlar da gelmeye başladı. Bu yoğunluk sadece Cumartesi ve Pazar günleriydi. O dönemde bölgede rehber sayısı 40 ila 50 arasındaydı. Bir anda belediyeler 50 otobüs gelmeye başlayınca, tarihi alanın turizm taşıma kapasitesini dikkate almadan kontrolsüz bir şekilde ziyaretçi akımı oluştu. Bununla beraber gelenlere anlatım yapması için bir yerel istihdam sağlamak amacıyla Milli Park Kanununa ek olarak Alan Kılavuzluğunu yönetmeliğe eklediler. Alan kılavuzluğunu eklerken de şu şekilde eklendi; Milli Park sınırları içerisinde mevzuattan dolayı mağdur olan o köylerde yaşayan gençlere istihdam kazandırmaktı burada amaç. Çanakkale’de yaşayan emekli Ahmet amcaya değil, emekli öğretmen Ayşe teyzeye değil. Seddülbahir köyünde yaşayan genç Ahmet’e, Alçıtepe köyünde yaşayan Mehmet’e istihdam oluşturmak içindi. Çıkış amacı çok güzel. Biz gençlerin alan kılavuzu olmasına hiç karşı olmadık’’ şeklinde konuştu.
‘’İSTİHDAMDAN DAHA ÇOK İŞSİZLİĞE YOL AÇTI’’
Alan kılavuzluğunun ortaya çıkışını başından anlatan Biçer, sonradan alan kılavuzluğunun sınırlarının genişletildiğini belirtti. Önce Çanakkale’den başvuru yapılabilirken sonradan Türkiye’den başvuruları kabul ettiğini açıkladı. ‘’Çanakkale olunca emekli asker ve memurların hepsi buna başvurdular. Bu istihdamdan daha çok işsizliğe yol açtı. Yani yetişen genç nesil işsiz kalırken hali vakti yerinde zaten emekli maaşı alan sahaya inip ek gelir almaya başladı’’ diye konuşan Biçer, ‘’ Yılda ortalama 5 bin mezun veriyor rehberlik bölümleri hali hazırda da 10 bine yakın mezun var bunların da mesleğe girdikten sonra ekmek kazanabilmesi için önlerinde hiçbir engel bulunmaması gerekiyor. Ama önlerine kendi işlerini yapacak alternatif hizmet kalemleri oluşturulursa alan kılavuzluğu gibi, mesleğe girmek istemeyeceklerdir. Çünkü emek kazanamayacağını görünce bu insanlar da bu işten soğuyacaklar ve başka alanlara yönelmek zorunda kalacaklardır’’ ifadelerinde bulundu. Biçer, sayı olarak kontrolsüz bir şekilde alan kılavuzu eğitimlerinin verildiğini belirterek, ‘’Bazı dönemler sınavlar çok basit yapıldı. Şu an değil, Alan Başkanlığı kurulduğundan beri ciddi şekilde yönetiliyor süreç ancak öncesinde peynir ekmek dağıtır gibi belge dağıtıldı. Biz buna şahit olduk’’ dedi.
‘’REHBERLİK MESLEK YASASINA TAMAMEN AYKIRI BİR DURUM’’
Biçer, ‘’2006’da bir mevzuat oluşturuldu. 2010’da bir düzenleme yapıldı. 2014’te Alan Başkanlığı Kanunu devreye girince Milli Park Kanunu iptal oldu. Sonra 2016,’da tekrar torba yasayla Alan Başkanlığı Kanununa Alan Kılavuzluğu maddesi ekleme yapıldı. Ve 2017 yılında Alan Kılavuzluğu Yönetmeliği yürürlüğe girdi. Yönetmelik yürürlüğe girdiğinde biz hemen inceleme yaptık. Mecliste görüşülürken de o süreçte de baya uğraştık bu yanlış bir uygulama diye. Hatta 5 yıl önce bu zamanlar ben vekillerimizle bu konuyu görüşüyordum. Yine süreç sil baştan başladı. Ben o zaman Çanakkale Rehberler Odası Başkanıydım. O yüzden sürece en hakim kişilerden biriyim. Alan kılavuzluğu Yönetmeliği 2017’de yürürlüğe girince yayınlandıktan hemen sonra Mayıs ayında itiraz ettik buna. Mevzuatların uyuşmazlığı söz konusuydu. Rehberlik Meslek Yasasına tamamen aykırı bir durum vardı. Bunun üzerine Ankara Turist Rehberleri Odası itiraz etti, yürütme durdurma davası açtı. 2019 yılının başında rehberlerin lehine sonuçlandı. Alan Kılavuzlarının Gelibolu yarımadasında rehber gibi anlatım yapamayacağı, bilgi verebilir maddesi iptal edildi. Turlarda rehber veya alan kılavuzu bulundurmak zorunludur ibaresi de kaldırıldı. 2019 başında iptal oldu, aslında uygulanması gerekiyordu bunun 30 gün içinde ama uygulanmadı. İtiraz süreci beklendi’’ diyerek süreci aktardı. 2019’da profesyonel turist rehberlerinin lehine alınan bu karardan sonra Alan kılavuzları faaliyetlerine devam ettiler. Adem Biçer, ‘’2014 Haziran ayında Alan Başkanlığı devreye girince belgeler iptal olmuştu. Ta ki 2016 yılı başında torba yasada Alan Başkanlığı kanununa alan kılavuzluğu maddesi eklenene kadar kayıt dışı bir şekilde alan kılavuzları faaliyet göstermeye devam ettiler. Tıp Bayramı ve 18 Mart haftası nedeniyle Cumhurbaşkanımızın Çanakkale ziyareti gerçekleşti. Alan Kılavuzları ‘mağduruz’ diyerek Cumhurbaşkanına ulaştı. Cumhurbaşkanımızın bu konu incelensin şeklinde bir tasarrufu vardı. Ama bu kamuoyuna Cumhurbaşkanımızın talimatı var alan kılavuzları artık çalışabilir şeklinde oldu’’ dedi.
DANIŞTAY KARARI ONADI
Biçer o dönemde yetkililerin kayıt dışı faaliyetlere müsaade ettiğini söyleyerek, ‘’ Böyle bir süreç oldu. 2016’da kanunda eklenince tamam dedik artık kanun var. Davayı açtık dava sonuçlandı. İstinaf mahkemesine taşındı. Orada da reddedildi. Bunun üzerine Danıştay’a sevk edildi. Daha geçen hafta UYAP’a düştü. Danıştay istinaf mahkemesinin verdiği kararını onadı, itirazı reddetti. Bu kararla birlikte alan kılavuzları şu an faaliyet gösterebilirler ancak rehberlik mesleğine muhalefet edecek şekilde faaliyet gösteremezler. Yani sahaya çıkıp eline mikrofon alıp Gelibolu savaşlarını anlatamazlar’’ şeklinde konuştu.
‘’ALAN KILAVUZLUĞU KANUNU DURUYOR, ALAN KILAVUZLARI DA DURUYOR’’
Rehberlerin bu karara karşı düşüncelerini ve bu kararın sonunda turizm anlamında yaşanacak değişikliklerden bahseden Biçer, ‘’Rehberler 15 yıldır bu günü bekliyordu aslında. Daha önce 2010’da da mahkeme kararı vardı. Yine bizim lehimize sonuçlanmıştı ama yine bir mevzuat düzenlemesiyle devam etti. 2014’te tam kalktı dedik yine aynı süreçle karşılaştık. Şimdi yine sil baştan uğraşıyoruz. Bu karar hele hele şu işsiz geçen pandemi döneminde moralleri dip yapmış rehber camiasına çok büyük bir moral olmuştu. Herkes sevinç yaşadı. 12 bin tane rehber var Türkiye’de ve yaklaşık 70 üniversitenin rehber bölümü var. Bunlarda okuyan bütün öğrenciler ve mezun olup bekleyen yüzlerce öğrenci artık şunu gördü; Çanakkale bölgesinde çalıştığında kendisiyle fiyatta rekabet eden birisinin olmadığını ve buradan ekmek kazanabileceğini gördü. Ve bunun sevincini yaşıyor haklı olarak. Alan kılavuzluğu bitmedi. Alan kılavuzlarının rehber gibi anlatım yapması ortadan kalktı bu kararla birlikte bazı konular yanlış anlaşıldı kamuoyunda doğal olarak da tepkiye dönüşüyor. Alan kılavuzluğu kanunu duruyor, alan kılavuzları da duruyor sadece alan kılavuzların rehberlik niteliğinde faaliyet göstermesinin önü kapandı bu kararla birlikte. Bu rehber camiasında da gerçekten büyük bir sevinçle karşılandı ve moral oldu’’ ifadelerinde bulundu.
İbrahim Akın Kazancı