Emekli Öğretmen M. Şahabettin Kalfa’nın Çanakkale’de Geçmişin Ayak İzleri isimli kitabı yayımlandı.
Çanakkale’nin en eski kentlilerinden, 80 yılı aşkındır kent kültürünün yakından tanığı olan Şahabattin Kalfa Çanakkale’nin sosyal yanını ayrıntılı olarak ele aldığı ‘’Çanakkale’de geçmişin Ayak İzleri Kitabı’ ile şehrin gelişim ve değişim sürecini ele alıyor. Kalfa, ‘Bu kitap unutulmuşluğa yönelmiş belleğimize yeni bir aşı olacak’’ dedi.
Paradigma Kitapevinden çıkan “Çanakkale’de Geçmişin Ayak İzleri” isimli kitabında Kalfa 19. İle 20.yüzyılda Çanakkale’de yaşanmışlıkları anlatıyor. Kitabı ile ilgili İşte Çanakkale Gazetesi’ne bilgiler veren Kalfa, “Kitabımız Çanakkale’nin unutulmuş belleğinin yeniden hatırlanmasını sağlayacak bir özelliktir. Geçmişin ayak izlerinde önsözü ve sondaki ekleri ile son 25 yılı, ama içindeki diğer ölüm başlıkları ile 19 ve 29 yy yaşanmış gelip gitmiş, kentte iz bırakmış bir sosyal hayatı daha çok ifade eder. Kitabın birinci konusu öncellikle Çanakkale'de yerleşim ve mahallelerdir. Bu da kentin bilinmeyenleri arasında birçok konuya ihtiva eder. 19 ve 20’nci yüzyılı daha çok anlattık. Ama bunu anlatırken zaman zaman 16.yy’a 15 yüzyıla kentin kuruluşundaki süreci başlayarak kitabı 20 yy kadar getirdik. Son bölümlerde de Cumhuriyet Meydanının oluşumu 1930’larda başlamış bir harekettir , meydan düzenlemesi genişletilmesi oradaki mezarlığın kaldırılması çalışmaları Atatürk Gazi Anıtı’nın Atatürk’ün sağlığında getirilip dikilmesi ile ilgili ayrıntı çok eskiye değerlendirilmiş fotoğraflar ile bu kitap unutulmuşluğa yönelmiş belleğimize yeni bir aşı olacaktır. Günün anlamı içerisinde söyleyelim aşı örneği ile Geçmişi canlandıracak anlatacak. Bununla ilgili ilginç bir anektot da oluştu. Kitap çıkar çıkmaz kitabımız İstanbul'da Musevi cemaatinin temsilcileri yapan Selim Varon beye gönderdim. Selim Varon bey kitabımı hemen okuduğunu bilhassa Çanakkale Lisesi bölümünde anıların tazelendiğini bir çok arkadaş öğretmeninin ismini görmüş olmanın mutluluğunu iletti. Son bölümde benim 12 yaşıma kadar çocukluğumu da kentteki ayak izlerini de kitabın içine ekledim. Yalnızca biraz resimleri de kullanarak kitap zenginleşmiş durumda” dedi.
Kitapta kimlerden yararlandınız, kişi veya kurum var mı?
Üniversitemizin hocalarının oldukça önemli katkıları var. Kimlerden yararlandım teşekkürler bölümünde bahsettim Ama önemli olan şu ki makaleler sadece belgeler üzerinden yazılır. Ama kent ile olan ilişkilerinin neresi olduğunu bilmez Çünkü dışardan gelmişlerdir. Biz onların ikisini yaşamışlıklar ile onların yazdıkları ile birleştirildi. Teşekkür ettiklerim hocaların başında Mithat Atabay, Şerif Korkmaz, Aşkın Koyuncu var. Turan Takaoğlu gibi, Mustafa Biberci gibi Rahmet Esenkaya, Zeynep Suda gibi hocalara da teşekkür ediyorum.
Çanakkale en çok hangi zaman arasında değişim yaşadı. Çanakkale Savaşları ya da başka bir zaman birimi olarak sizce değişim oldu mu?
Şimdi bu kitabın savaşla hiçbir bağı yoktur. Geçmiş dönemdeki kaynak kitaplara baktığımız zaman Truva savaşı ile başlar, Çanakkale savaşları biter sanki kent hiç yokmuş gibi yaşanmışlık yok gibi belge bulamazsınız. Bu kitap bu açığı giderecek düzeydedir. Valiliğin çıkardığı il yıllıklarında da rakam istatistik bulunabilir. Anılar anekdotlar yaşanmışlıklar yoktur. Bu karma bir kitaptır. Oluşturduğumuz 15 Başlık içinde aslında daha ok başlık var ama hepsini yazıp anlatmaya kalksaydık Çanakkale ansiklopedisi olurdu.
Çanakkale deyince aklınıza ne geliyor eski bir kent sakini olarak? Geçmişte bu yana neleri kaybetti Çanakkale?
Çanakkale savaşın göbeğinde bir kent ayrıca yerleşim ve göçlerinde yoğunluğu içinde çok kültürlülüğe yönelik bir yerleşim yeri burası hala daha göç alıyor hala buradan gidenlerimiz var. Örneğin Musevilerimiz gelmişler ama İstanbul'a taşınmışlar ama hepsi Çanakkale’yi düşünüyor seviyorlar ve geliyorlar, senede bir hafta da olsa bir günde olsa geliyorlar. Burada bıraktıkları geçmişlerini ziyaret ediyorlar. Bugün Çanakkale de Asliye Mezarlığına giderseniz şehir Mezarlığına Musevilerin izlerini burada görebilirsiniz. Hastane Bayırı’na çıktığınız zaman Musevilerin izlerini bulabilirsiniz. O yüzden kent belleği değişkenlikte gösteriyor. Zaten 1970’lerde yık yap kat karşılığı yap inşaat zihniyeti şehrin kalbinde etkili olunca birçok yapımız kaybettik. Sadece eski evlere baktığınızda ev olarak görürseniz hiçbir şey kazanamazsınız o evde anılar görür anımsarsanız o zaman kent kültürü kazanmış olursunuz. Bir yapıyı sadece yapı olarak görmek gayet negatifliktir. Çanakkale’nin bazı sokaklarındaki en azındaki bazı sokaklardaki binaların korunması sağlanmalı, Çimenlik kalesinden belki küçük köprüye kadar olan kültür alanı olarak kullanılmalı.
Bize zaman ayırdığınız için teşekkürler
Ben teşekkür ederim.
İbrahim Akın Kazancı