T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda Lisanslı Turist Rehberliği yapan ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Turizm İşletme Bölümü’nde yüksek lisansını tamamlamış Osman Topçu kısa bir eğitim alarak rehberlik hizmeti veren Alan Kılavuzları ile turist rehberleri arasındaki farka dikkat çekti. Topçu turist rehberliğinin birçok gencin hayali olduğunu ve yüksek puanla girilen fakültenin emekle bitirildiğini belirterek, öte yandan kısa bir kursa tabi tutularak yapılan Alan Kılavuzluğunun rehberlerin çalışma alanına müdahil olmasının haksızlık olduğunu belirterek, “Biraz empati yapılması gerek” dedi. 
 
Gelibolu Yarımadası’ndaki tarihi ziyaretçilere tanıtma ve rehberlik hizmeti veren alan kılavuzları ile turist rehberleri arasında bir süredir devam eden mahkeme süreci rehberlerin lehine sonuçlanmıştı, geçtiğimiz günlerde T.B.M.M gündemine gelen Torba yasada Alan Kılavuzları ile ilgili düzenlemeye rehberlerden ortak açıklama ile tepki gelmişti. Çanakkale Bölgesel Turist Rehberleri Odası bu konuda açıklama yapmış, “Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Kılavuzluğu”na karşıyız” denilen açıklamada yasa değişikliği ile ilgili düzenlemeye tepki göstermişti. Açıklamada; “ 6326 sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu’nun 7-1 ve 2 maddelerinde hangi ad altında olursa olsun, Turist rehberliğinin sadece turist rehberleri tarafından sunulacağı açıkça belirtilmiştir. Daha önce Alan Kılavuzluğu ile ilgili açtığımız dava lehimize sonuçlanmıştır. Bu konunun yeniden torba yasa içerisine konulmuş olması biz tüm rehberleri derinden üzmüştür. Yasamızın hangi ad altında olursa olsun değiştirilmesine kesinlikle karşıyız” denildi.
 
Bu konu hakkında Tarihi alanda uzun yıllar rehberlik yapan Osman Topçu İşte Çanakkale Gazetesi için bir değerlendirmede bulundu.
Osman Topçu, empati yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Üniversite sınavı sonrası aldığı puanla bir çok farklı bölümü kazanabilme imkanı var olan bir genç tercihini,  ülkesi ve tarihini yerli ve yabancı turistlere tanıtabilme hayali ile turist rehberliği okuma yönünde kullanıyor. Üstelik bu tercihi yaparken özellikle Çanakkale 18 Mart Üniversitesi olsun istiyor. Maneviyatı böylesi yüksek bir şehirde okumak ve ardından yine bu bölgede rehberlik yapmak umudu ile gelmişken Çanakkale'de Alan Kılavuzluğu uygulamasıyla tanışıyor. Rehber olabilmek için hazırlık sınıfı ile birlikte "5 senelik fakülte" okumaya gelmiş bu genç,  bu uygulamayla sadece 15 günlük bir kurs sonrası alan kılavuzluğu ismi altında belgelendirilen ve sayısı yüzlerle ifade edilen, üstelik çoğunun emekli olduğu insanların şehitliklerimizde rehberlik hizmeti verdiğine şahit oluyor. Üstelik Çanakkale'deki alan kılavuzluğu uygulamasının örnek gösterilerek benzeri uygulamaların birçok farklı bölgeye de yayıldığını öğrendikten sonra, severek ve isteyerek yaptığı üniversite tercihi ve bu tercihine istinaden ailesinin ona harcamak zorunda olduğu binlerce liralık masraf adına sizce neler hisseder?” diye konuştu. 

Alan Klavuzları açısından da olaya bakan Topçu, “Eminim ki bu konuyu konuşma fırsatı bulacağı alan kılavuzları olsa, onların çoğundan alacağı cevap, "Evladım bizler emekli insanlarız, bu işi yapmasak da olur ama devletimiz böyle imkan verdi, biz de kursa gittik, boş vakit bulunca yapıyoruz ama sizin mesleğiniz tabii.   Ne deseniz haklısınız" tavrında yanıtlar olurdu ve yine eminim, bu genç bölgede çalışan ve rehber olan meslek erbabı insanlar ile konuşsa, onlardan ise bu uygulamanın senelerdir sorunlu bir şekilde devam ettiğini, alan kılavuzluğunun rehberlik faaliyetine girmemesi gerektiğiyle ilgili mahkeme kararlarına rağmen defaatle bir takım düzenlemelerle yine rehberler ile aynı işi yaptıklarını,  bu sebeple birçok rehberin Çanakkale'de yeteri kadar iş bulamadığından başka şehirlere gittiğini, burada kalan rehberlerin ise birçoğunun rehberlik yanında başka işlerle uğraşarak veya karı - koca rehber olarak çalıştıklarından geçinebildiğini,  pek de umut vermeyen şekilde duyardı. Çanakkale'yi terk eden rehberleri yeteri kadar görenler olmadı, burada tutunmaya çalışan rehberlerin durumunu yeteri kadar görenler olmadı. Peki, bu gencin ve onun gibi yüzlercesinin Çanakkale'de istihdam olma ve burada çalışma hayallerinden vazgeçip başka bir yerde iş arama düşüncesini sizce sıradanlaştırmalı mıyız? Alan kılavuzlarının çoğunun dahi,  rehberlerle olan diyalogları sırasında,  rehberlere hak verdiği,  kendilerini savunmak bir yana dursun, bu durumdan mahcup olarak, rehberler adına üzüldüklerini ifade ettikleri bir durum var ortada. Konu ile alakalı olan devlet büyüklerimizden,  ve en çokta yıllar süren ve nihayetinde 2021 senesinde Danıştay'da onanan, alan kılavuzluğu belgesi ile "rehberlik faaliyeti içinde bulunamaz"  hususunda alınmış karar sonrası " yeniden mecliste yasalaşma sürecine giren alan kılavuzluğu konusunda bu sefer mecliste el kaldıracak sayın milletvekillerimizden tek arzum; mevcuttaki 12.000 turist rehberini, sayısı 40.000’lere dayanan rehberlik bölümü mezunları ve ailelerini bir yana konmuş olsalar dahi, sadece ve sadece iyi kötü hisselerini yansıtmaya çalıştığım Çanakkale'ye 5 senelik turist rehberliği okumaya gelen bir genci, kendi çocukları yerine koyarak konuya bakmalarıdır. Bu anlamda şu ana kadar Çanakkale'de hizmet vermiş alan kılavuzlarının şahsi olarak yaptıkları yararlı işler, şahsiyetleri, gördükleri amaç ve gayelerine kimsenin sözü yok zaten. Ancak bu meselenin uygulama bazındaki vicdani, örfi veya yasal yönlerinin tekrar tekrar düşünülmesi ve empati yapılması adına herkesin ama herkesin bir sözü ve beklentisi olmalı” dedi.

Özel Haber: İbrahim Akın Kazancı