Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Çanakkale Şubesi ve Çanakkale Tabip Odası dün Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi önünde ortak basın açıklaması yaptı. Salgın nedeniyle zor şartlar altında çalıştıklarını ifade eden sağlık çalışanları, “Emeklerimizin karşılığını verin” diyerek havaya üzerinde sağlıkçı fotoğrafı basılı sıfır emek parası yazılı banknotu fırlattılar.
 
Basın açıklamasını okuyan Atilla Saraçoğlu, “Gün geçmiyor ki yeni bir mağduriyet daha yaşamayalım, mağduriyetlerimiz katmerlenmesin. Yine sözün bittiği noktada, yeni bir ortak etkinlikle huzurlarınızdayız. Salgının boyutu gün geçtikçe artarken, sayıca azalan, yoğun çalışma temposuyla tükenen, genelgelerle hakları gasp edilen, ücretleri iyileştirilmeyen, işyerlerinde giderek artan şiddete maruz kalan, hastane yönetimlerinin baskı ve mobbingiyle uğraşmak zorunda bırakılan sağlık çalışanları olarak bir kez daha sesleniyoruz. Halkımızın sağlığı için canla başla çalışan bizlerin ruh halini önemseyin. Mali ve özlük haklarımızı gasp etmeyin, emeklerimizin karşılığını verin” dedi.
 
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Bugün açlık sınırı asgari ücretin üzerine çıkmış, yoksulluk sınırı 9 bin liraya dayanmıştır. Maaşlarımız her geçen gün erimektedir. Hızla yoksullaşıyoruz. Bizler kamusal sağlık hizmeti üretiyoruz. Halk sağlığı hizmetleri mal değildir, satılıp gelir elde edilemez. Sağlık kurumları ve hastaneler ne ticarethanedir, ne de bakkal dükkanı. Hastanelerin gelirine göre maaş ödenemez. Maaşlarımız ne borsa endeksidir, ne de döviz kuru. Halkın sağlığı da emeklerimizin karşılığı da performansla ölçülemez. O yüzden ne atletiz ne de yarış atı. Her ne hikmet ve hangi akla hizmetse, insan sağlığı gibi hassas bir mesele kılı kırk yaran hesaplara, oranlara, sayılara boğulmuş; bakılan hasta, istenen tetkik, yapılan ameliyat sayısı karşılığı olarak performans denen ucube bir sistem ortaya çıkmıştır. Gelirlerimiz arasında korkunç uçurumlar yaratan, büyük haksızlık ve eşitsizliklerin aracı olan, çalışma barışını ve iş huzurunu bozan bu ucube sistemin sonuna gelinmiştir. Örnek vermek gerekirse; Çanakkale Devlet Hastanesi Ocak ayı döner sermaye ödemesinden doktorların ancak 5'te biri yararlanmış, başka hiçbir sağlık çalışanına ödeme yapılmamıştır. Şubat ayında Hastanede dağıtılabilecek bir döner sermaye olmadığı için, Covid servis ve yoğun bakımlarında çalışanlara bile ek ödeme yapılmamıştır. Oysa tüm çalışanlar aynı işi yapmaya, aynı yoğunlukta çalışmaya devam etmektedir. Korkarız ki; bunun bir sonraki aşaması taban maaşların geç ödenmesi, eksik ödenmesi ya da ödenememesidir. Umarız yanılıyoruzdur. Bugüne kadar “pes doğrusu bu da olmaz, bu kadarı da olmaz” dedirtenler utansın. Bize hakkınız ödenmez dediniz ve ödemediniz. Alkışlanmaktan daha fazlasına ihtiyacımız var. Hakim savcılar baktıkları dava, polisler yakaladıkları suçlu, mühendisler yürüttükleri proje, öğretmenler öğrenci sayısı üzerinden maaş almıyorsa; sağlık çalışanlarına da hasta, ameliyat, tetkik sayısı üzerinden maaş ödenemez.
Bizleri daha fazla tüketmeden ve acilen, maaşlarımızı kamusal güvenceye kavuşturun, enflasyon kaynaklı ekonomik kayıplarımızı telafi edin, en düşük sağlık çalışanı maaşını yoksulluk sınırına endeksleyin, eğitim durumuna, liyakate, statüye, emek yoğunluğuna, üstlenilen riske uygun düşen adil bir ücretlendirme sistemine geçin, güvenli çalışma ortamı sağlayın ve sağlıkta şiddete son verin,
idari baskı ve mobbingi sonlandırın,  çalışanları bölmeyin, İdareye yakın sendikalara geçmeye zorlamayın.”
 
İbrahim Akın Kazancı