10- 16 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Engelliler Haftası’nda çoğu tasarımı kendine ait olan özel makrome çalışmaları ile dikkat çeken Burçak Sofuoğlu toplumun engellilere bakışını anlattı.
İnsanların engellileri hasta gibi gördüğünü ve bir başarı gördüklerinde bunu mucize olarak kabul ettiklerini belirten Sofuoğlu, “İbni Sina’nın dediği gibi ‘Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.’Toplum bilgi yetersizliğinden ötürü sadece görme engellilere değil, tüm engel gruplarına hasta muamelesi yapıyor, biz maalesef hasta değil, farklı olduğumuzu henüz anlatamıyoruz. Bizi daima aciz, yardıma muhtaç görüyorlar, eğer bir şeyler yapabiliyorsak mucizevi kabul ediyorlar. Bu konudan çok rahatsızım” dedi.
Sofuoğlu, “Engellilere tavsiyem kendilerini geliştirebildikleri kadar geliştirmeleri, olabildiğince toplumun içinde bulunmaları, mutlaka üretmeleri ve kendilerine güvenmeleri. Devlet desteğim hiçbir zaman olmadı, oulu bitirdikten sonra çalışarak kendi paramı kazandım. Engelli istihdamını da özellikle özel sektörde asla yeterli bulmuyorum. Engelliler Haftası’nın olması ortada bir sorun olduğunu gösterir. Bu hafta yıllardır ne için kutlandığı bilinmeden kutlanıyor. Bütün yaşam dizaynı herkese uygun yapılabilse ortada bir engel kalmayacak ve Engelliler Haftası gibi bir hafta olmayacak. Umarım o günleri de görürüz” dedi.
Kendinizi tanıtır mısınız?
Burçak Sofuoğlu. 48 yaşındayım. Beş kız kardeşin en büyüğüyüm. Biri kız biri erkek iki çocuk annesiyim. Kızım 20 yaşında ODTÜ Biyoloji bölümünde okuyor. Oğlum 12 yaşında 7. Sınıf öğrencisi. 22 yıllık memurluktan emekli oldum. Şu anda evde makrome ipinden düğüm atarak ördüğüm terlik, çanta, ayna, anahtarlık, çiçeklik gibi ürünler üreterek Instagram’da Kördüğüm Makrome sayfasından satışını yapıyorum.
Görme engeliniz doğuştan mı?
Görüşümü 4 yaşında glokom hastalığından dolayı kaybettim.
Eğitim durumumuz nedir? Eğitiminizi sürdürme konusunda zorluklarla karşılaştınız mı?
Yüksekokul Halkla İlişkiler bölümü mezunuyum. Tabii ki oldukça zorluklarla karşılaştım. Kitaplara erişme imkanımız yoktu. Dersleri dinleyerek, dinledikleyerek öğrendiklerimi daha sonra kendi Braille alfabemle yazarak sınavlara hazırlandım.
Aileniz destek oldu mu?
Çok destek oldular. Hem eğitimim konusunda, hem de kişisel gelişimim konusunda ellerinden gelen her türlü desteği sağladılar.
Zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu anda makrome ürünler üretiyorum ve bunları sosyal medya üzerinden satıyorum. İlgilenmem gereken bir çocuğum var, onunla ilgileniyorum. Her türlü ev işi ve yemeğimi kendim yapabiliyorum. Özellikle tatlı yapmaktan çok keyif alıyorum. Sesli kitaplar dinlemeyi ve çocuklarımla betimlemeli film izlemeyi çok seviyorum. Pandemi’den önce çocuklarımla dışarıda dolaşmayı seviyordum.
Görme engelli olmak nasıl bir duygu, iletişim kurma sorunu yaşıyor musunuz?
Görme engelli olmak gören biri olmak gibi bir duygu. Benden kaynaklı herhangi bir iletişim sorunu yaşamıyorum fakat toplum olarak bu konu hakkında oldukça bilgisiz ve yetersiz kalındığı için, sadece görme engellilere değil tüm engel gruplarına hasta muamelesi yapıldığı için, bizim hasta değil farklı olduğumuzu henüz anlatamıyoruz. Bizi daima aciz, yardıma muhtaç, eğer bir şeyler yapabiliyorsak mucizevi olarak görüyorlar. Bu konudan çok rahatsızım.
Sosyal medyayı aktif kullanıyorsunuz, bu nasıl oluyor?
Akıllı telefonlarda görme engellilere ve işitme engellilere uygun programlar var. Benim kullandığım program bir ekran okuyucu. Bu sayede sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanabiliyorum. Instagram biraz daha erişilebilir olsa çok daha rahat kullanabileceğim. Sadece Instagram değil, artık her türlü uygulamanın erişilebilir olması gerektiğini düşünüyorum.
Görme engellilerin kullandığı özel alfabe ve yazık tekniklerinden bahseder mısınız? Kitap okuyor musunuz?
Braille alfabe ile yazabiliyor ve basılı kitap okuyabiliyoruz. Basılı kitap çok fazla bulunamadığı için daha çok seslendirilmiş kitapları dinlemek zorunda kalıyorum. Ancak kitap dinlemekten çok keyif alıyorum.
Çanakkale'ye daha önce geldiniz mi, ne düşünüyorsunuz?
Hiç gelmedim, ama gelmeyi istiyorum.
Toplumla iletişiminiz nasıl, engellilerin yaşadığı zorluklar neler?
Toplumla yukarıda da belirttiğim gibi eğitimsizlik ve bilinçsizlikten kaynaklı bazı iletişim sorunları yaşıyorum. Toplumun bakış açısı (aciz, yardıma muhtaç) en büyük sorun. Caddelerde, sokaklarda, kaldırımlarda, marketlerde erişilebilir olması gereken her ortamda erişilebilirlikten uzak olunması, engelliliğin farklılık değil de hastalık olarak görülmesi, engellilere karşı insanlarda olan önyargı, yapılan ayrımcılıklar engellilerin yaşadığı zorlukların başında geliyor.
Makrome işi yapıyorsunuz sanırım, nasıl bir uğraş, nasıl öğrendiniz ve yaptığınız ürünleri satabiliyor musunuz?
Evet, makrome işi yapmaktayım. Düğüm atmayı ilkokulda öğrendim. Daha sonra el işine hevesli olduğum için biraz daha geliştirdim. Emekli olduktan sonra hem kendime bir uğraş hem de ek gelir elde etmek için kendimi geliştirerek satmaya başladım. Ürünlerimin satışları fena değil. İnstagram’da kordugummakrome üzerinden anahtarlık, çanta, cüzdan, çiçeklik, abajur, nazarlık ve gazetelik gibi ürünlerimi paylaşıyorum.
Hedefleriniz neler, engellilere tavsiyeleriniz var mı?
Hedeflerim çocuklarımın iyi bir eğitim alarak iyi yerlere gelmelerini sağlamak. Makrome işi ile ilgili de bu uğraşımı geliştirerek internette bir mağaza açmak istiyorum. Engellilere tavsiyem kendilerini geliştirebildikleri kadar geliştirmeleri, olabildiğince toplumun içinde bulunmaları, mutlaka üretmeleri ve kendilerine güvenmeleri.
Devlet desteğiniz var mı? Engelli istihdamını yeterli görüyor musunuz?
Hayır devlet desteğim hiçbir zaman olmadı. Okulu bitirdikten sonra kendim çalışarak kendi paramı kazandım. Engelli istihdamını da özellikle özel sektörde asla yeterli bulmuyorum.
Engelliler Haftası'nda vermek istediğiniz mesaj var mı?
Engelliler Haftası’nın olması ortada bir sorun olduğunu gösterir. Bu haftayı yıllardır ne kutlandığı bilinmeden kutlanıyor. Bütün tasarımlar herkese uygun yapılabilse ortada bir engel kalmayacak ve Engelliler Haftası gibi bir hafta olmayacak. Umarım o günleri de görürüz.
Pandemi'de günleriniz nasıl geçiyor?.
Günlerim evde sürekli makrome üreterek, kızım Ankara’da olduğu için oğlumla film izleyerek, yeni yemekler ve tatlılar deneyerek geçiyor.
Pandemi bir çok alışkanlığı değiştirdi, evde kalan insanlar bahçe işleri ile uğraşmaya başladı, balkonlarda çiçek yetistirmeye başladı, bu sizin el emeği işlerinize yansıdı mı?
Hayır, el emeği işlerime yansımadı. Benden genellikle çanta, abajur ve anahtarlık sipariş edildi.
Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkürler, işlerinizde başarılar dileriz.
Ben teşekkür ederim.
Röportaj: Mine Tarım