Hayvan haklarının korunmasına yönelik yasa teklifi Meclis Komisyonunda görüşülmeye başlandı, ilk üç maddesi kabul edildi. Teklif ile ''Hayvan 'mal' olmaktan çıkarılıp 'Canlı' statüsünde yer alacak. Ama hayvan hakları yasası mecliste komisyonda görüşülürken daha yasalaşmadan eleştirilerin odağı olmaya başladı. Çanakkale'de uzun süredir hayvan haklarına yönelik çalışmalar yapan sokak hayvanlarına yardım eli uzatan, Mor Pati Derneği Başkanı Emine Akın mecliste çok tartışılan konu hakkında gazetemize özel değerlendirmeler yaptı. Akın yasa hakkında; ‘’İşin özü taslak bizleri memnun etmekten çok uzak hayvan hakları yasası çıksın diye isterken böyle bir yasa istememiştik’’ dedi.
 
 Uzun süredir beklenen hayvan haklarının korunmasına yönelik yasa teklifi Meclis Komisyonunda görüşülmeye başladı. ''Hayvan 'mal' olmaktan çıkarılıp 'Canlı' statüsünde yer alacak. Ama hayvan hakları yasası mecliste komisyonda görüşülürken daha yasalaşmadan eleştirilerin odağı olmaya başladı. Çanakkale'de uzun süredir hayvan haklarına yönelik çalışmalar yapan sokak hayvanlarına yardım eli uzatan, Mor Pati Derneği Başkanı Emine Akın mecliste çok tartışılan konu hakkında gazetemize özel açıklamalar yaptı.
 
 Emine Akın; ‘’Kamuoyuna açıklanan taslak ne yazık ki beklentiyi karşılamaktan çok uzak. İsmi bile hayvanları koruma kanunu şeklinde düzenlenmiş. Bizler hayvanların korunmak zorunda olmaktan çıkmasını hayvan hakları kanunu şeklinde çıkmasını talep etmiştik ancak görünen o ki yine canilere karşı hayvanları korumak zorunda kalacağımız bir yasa ile karşı karşıyayız. Bu tasarıya karşı taleplerimiz yönünde tekrar düzenleme yapılması için İstanbul’da 3 Temmuz’da büyük bir eylem gerçekleştirdik. Umarım meclis sesimize kulak verir. Daha önce yasa tasarısında eleştirdiğimiz maddeleri sıralamıştık. İlave olarak şunları söyleyebilirim. Petshoplardan hayvan satışına yasaklama getiriliyor ancak hayvanların birer mal/eşya gibi katalog üzerinden seçilerek satışına devam ediliyor. Bir canlının kendi iradesi dışında üremeye zorlanması ve bir eşya gibi alınıp satılabilmesi onun "can" kapsamına alınmadığını ve kanunun ana hedefinin hayvanı korumak olmadığını ortaya koymaktadır.
Teklifin "suçlar" başlığındaki düzenlemelerinde yer alan "hayvanlarla cinsel ilişki" tanımı hukukta örneği bulunmayan, kabulü mümkün olmayan bir tanım skandalıdır. Hangi akıl hayvana yapılan Tecavüzü cinsel ilişki olarak tanımlar anlamak mümkün değil. Yasa yapıcılara sesleniyorum bugün hayvana tecavüz eden yarın savunmasız çocuklara göz dikecektir bunun onlarca örneği bulunmakta bu tarz girişimleri yapanların en ağır cezayı alması gerekirken cinsel ilişki olarak tanımlayamazsınız.

Doğanın dengeleri insanlık tarafından hızla bozulmaya devam ediyor. Hali hazırda sürdürülen av ve avcılık faaliyetlerinin tamamını yasaklayan ve ceza hükmü de içeren düzenleme yapılmalı, sayıları hızla azalan hayvan türlerinin korumaya alınmasını sağlayacak ek düzenlemeler yapılması gerekirken yeni tasarıda avcılık faaliyetlerine aynen devam edildiğini görüyoruz. Yurt dışından gelip bizim dağlarımızdaki geyikleri, ceylanları avlıyorlar. Buna müsaade edilmemelidir. İşin özü taslak bizleri memnun etmekten çok uzak hayvan hakları yasası çıksın diye isterken böyle bir yasa istememiştik. Umarım en kısa sürede bu taslak beklentilerimiz yönünde yeniden düzenlenir. Çanakkale halkından aracılığınız ile ricada bulunmak istiyorum Havalar çok sıcak bildiğiniz gibi bu zamanlar hayvanların en temel ihtiyacı su. Lütfen kapınızın önüne su koymayı ihmal etmeyin.’’ şeklinde konuştu.
 
Hayvan Hakları Yasasına sadece Mor Pati Derneği değil bir çok grupta tepki gösterdi. Bunlardan biriside "Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" görüşmelerinde söz alan Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu Başkanı Nesrin Çıtırık oldu. Çıtırık;  "Şu anda burada partilerin temsilcilerinin hepsi katliamcı. Türkiye'deki belediyelerin yüzde 90'ı öldürüyor, dağa taşa atıyor, hepsi öldürüyor. Bu tasarıda kısırlaştırma yok, 'öldür dağa taşa at' diyor. Ben bu kanun yasalaşırsa Meclis önünde kendimi zincirleyeceğim" dedi.
 
AKP tarafından 117 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunulan "Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" görüşmeleri; TBMM Tarım, Orman ve Köy işleri Komisyonu'nda devam ediyor. Teklifin ilk imza sahibi olan AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel ve Komisyon Başkanı Yunus Kılıç teklifle ilgili eleştiri ve iddialara yanıt verdi.
Eleştirilerin başında nüfusu yirmi beş bini asan belediyelere sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların korunması için bakımevleri kurma zorunluluğunu içeren madde var. "Nüfusu 25 binin altı belediyelere sorumluluk verilmiyor" eleştirilerine yanıt verdi Mustafa Yel. "25 bin altını da sorumsuz tutmuyoruz. Buralarda da hayvanlar en yakin merkezlere götürülüp tedavisi sonrası tekrar ayni yere getirilecek."dedi.
Komisyon Başkanı Kılıç tehlikeli türlere ilişkin maddenin ne anlama geldiğini anlattı. Bu türdeki sahipli hayvanların agresyon testi yapıldıktan sonra sahibine yeniden teslimini içereceğini belirtti. "Şu anda sahipsiz olan varsa bu kapsamda sahiplenilmesine engel yok "dedi.

Komisyonda muhalefetten ve STK yetkililerinden düzenlemeye gelen eleştiriler arasında cezaların caydırıcı olmadığı, cinsel ilişki ifadesinin tecavüz-cinsel istismar olarak değişmesi gerektiği yer aldı.
 
Hayvan Hakları
Hayvan hakları, insan harici hayvanların tümünün ya da bir kısmının kendilerine ait bir özerkliğe sahip oldukları ve acıdan kaçınma gibi temel çıkarlarının tıpkı insanların temel çıkarlarının korunduğu gibi korunması gerektiğini savunan fikirdir. Hayvan hakları kavramı, insan harici hayvanların insan amaçlarına uygun düştüğü biçimde kullanılabilecek birer eşya olmadığı, kendi arzuları ve ihtiyaçları olan bireyler olarak muamele görmeleri gerektiği anlamına gelir. Pratikte bu, hayvanların insancıl muamele görmelerinin gerekli olması anlamına gelebileceği gibi, hayvanların tıbbi ve kozmetik deneylerde kullanılmasının, eti ya da derisi için öldürülmesinin, eğlence için avlanmasının ve hayvancılık sektöründe hammadde ya da kaynak olarak kullanılmalarının hayvan hakkı ihlalleri olarak tanımlanması anlamına gelecektir.

Hayvan hakları savunucuları, bir türe -insan türüne- mensup olmanın tek başına ahlaki değerlendirmenin temeli olamayacağını öne sürerek, insan harici hayvanları ahlaki değerlendirmenin dışında bırakan önyargılı bakış açısını türcülük olarak adlandırmaktadır. Hayvan hakları kavramı, hayvanların insanlar tarafından kullanım şartlarında iyileştirmelere ve yasal bazı düzenlemelere gidilmesini öneren hayvan refahı kavramıyla karıştırılmamalıdır.
 
 
İbrahim Akın Kazancı