Yaz aylarının gelmesi ve aşılamanın hızlanması ile maskelerde kullanımda azaldı. Aşılama ve toplumsal bağışıklık düzeyi yükselirken kullanılan maskelerin yakın zamanda çıkıp çıkmayacağı da merak konusu olmaya devam ediyor.
Pandemi süresi boyunca toplumun hemen hemen her kesimi tarafından merakla beklenilen maskelerin kullanımına ne zaman son verileceğine yönelik sorular, aşılamanın da artması ile daha da merak konusu oldu. Bu süreçte maskelerden kurtulmak isteyen milyonlarca vatandaşın merak ettiği soruları ve son dönemde artan aşılama hızı ile bağışıklık düzeyini ve varyant etkisini Doktor Özgür Çalım İşte Çanakkale Gazetesi için değerlendirdi. Çalım, “Elbette yakın zamanda maskelerden kurtulmamız önemli bir adım olmalı ama bu da tıpkı normalleşmede ki gibi kademeli bir şekilde olabilir. Bu nasıl olacaktır, önce açık alanlarda maske kullanımından uzaklaşır ardından kapalı alanlarda maske kullanımı sonraki aşamalarda belki düşünülebilir. Bu bir süreç meselesi bunu aşmamız lazım, bu süreçte toplumun en azından yüzde 75’i bağışıklık kazanana kadar bu konulara dikkat edilmesi gerekiyor’’ dedi.
“MASKE HER ŞEYDEN ÖNEMLİ, HASTALIĞIN YAYILIMINI AZALTIYOR”
Dr. Özgür Çalım, ‘’Pandemi sürecinde herkesin sürekli sorduğu ve merak ettiği nokta buydu, maske her şeyden çok önemli bir süreç çünkü karşılıklı kullanıldığında hastalığın yayılımını ciddi manada azaltıyor. Bu bilimsel ve kabul edilebilir bir şey elbette, hepimiz test ettik ve gördük ki maske kullanımı arttıkça özellikle kapalı alanlarda virüsün yayılımı ciddi anlamada düşük seviyelerde yer aldı. Ama biz kuralara her anlamda uyulmasını sert bir şekilde sağlamak için kapalı açık her alandan bunu sert bir şekilde yaptık. Nasıl yani aslında kapalı alanlarda olması elbette önemli iken açık alanlarda da bunu uyguladık. Elbette şimdi merak ediliyor yaz geldi herkesin kafasında aynı soru aynı düşünce var. Nedir bu maskeler ne zaman kalkacak, aşılarımız da oldu. Elbette yakın zamanda maskelerden kurtulmamız bence önemli bir adım olmalı ama bu da tıpkı normalleşmede ki gibi kademeli bir şekilde olabilir. Bu nasıl olacaktır, önce açık alanlarda maske kullanımından uzaklaşır ardından kapalı alanlarda maske kullanımı sonraki aşamalarda belki düşünülebilir. Bu bir süreç meselesi bunu aşmamız lazım, bu süreçte toplumun en azından yüzde 75’i bağışıklık kazanana kadar bu konulara dikkat edilmesi gerekiyor’’ dedi.
Covid-19 ile mücadele tüm dünyada devam ederken yeni varyantlara karşı çalışmalar da sürüyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen de salgının seyri ve aşılama çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Gönen, Kurban Bayramı öncesi vatandaşları Korona virüs bulaşına karşı da uyardı.
Salgının seyrine ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen, “Aşının hızlanması sonrası salgında çok ciddi bir düşüş yaşadık. Tabi alınan tedbirlerin de etkisi var ama esas pandeminin başından bu yana tünelin ucunda görünen ışık aşı diyorduk. Aşılamanın hızla artması sonucu kontrollü normalleşme değil artık tamamen normalleşmenin olduğu bir süreçte olmamıza rağmen bir artışın olmadığını gözlemliyoruz. Bu oldukça güzel, olumlu bir sonuç. Normalde önceki piklerde yaşadığımız şu şekildeydi, normalleşme ilan ediliyor, iki hafta sonra salgın yine giderek artıp bir diğer pikine doğru yol alıyordu. Tekrar tedbirler geliyordu. Bu boyutuyla baktığımızda aşının etkisi olmasa yine belirgin bir şekilde artışın olacağını düşünüyorduk’’ dedi.
MASKE COVID-19'A KARŞI BİZİ GERÇEKTEN KORUYABİLİR Mİ?
Hong Kong Üniversitesi epidemiyoloji ve biyoistatistik başkanı Ben Cowling, "Yüz maskeleri, özellikle toplu taşıma ve kalabalık alanlarda kullanılıyorsa, topluluktaki bulaşmayı azaltmaya yardımcı olabilir diyor. O ve meslektaşları yakın zamanda virüsün enfekte insanlardan yayılmasını önlemek için yüz maskelerinin etkinliğini araştıran bir çalışma yayınladılar. Standart bir cerrahi yüz maskesinin, hafif bir koronavirüs, grip ve soğuk algınlığına neden olan bir rhinovirüs de dahil olmak üzere farklı solunum yolu virüsleri ile enfekte olmuş kişilerin nefesinden kaçan virüs miktarını ve öksürüklerini önemli ölçüde azaltmak için yeterli olduğunu buldular. Cowling, "Evden çıkma yasaklarını kaldırmak için önerilerden biri, toplumdaki enfeksiyonların önüne geçmek için temas izleme ve karantina ile birlikte kitle testi kullanmamızdır diyor. "Enfekte bir kişi olarak tanımlanırsanız sağlık departmanı, aile üyelerinizi, sosyal temaslarınızı ve mesleki irtibatlarınızı izleyebilir ancak otobüste veya trende yanında oturduğunuz kişileri izlemek çok zordur. Enfekte olanların yüzde 6 ile, yüzde 18'inin virüsü semptom geliştirmeden taşıyabileceği tahmin edilmektedir. Buna semptomlar gelişmeden önce yaklaşık beş günlük -ancak bazı durumlarda 14 günlük- bir kuluçka süresi ekleyin. Bulaşıcı olma belirtileri göstermeye devam edenler bile hastalanmadan önce virüsü birçok insana yayabilir.
Yüz maskelerinin, onları giyenlerde yanlış bir güvenlik hissi uyandırmasından korkanlar da var. Yale Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından yakın zamanda yayımlanan bir çalışma, halk arasında yüz maskesi takmak için madalyaların kullanıldığı ABD eyaletlerinde, insanların evde 20-30 dakika daha az zaman harcadıklarını ve mağazalar gibi ticari yerlere daha fazla ziyaret yapıldığını göstermiştir” ifadelerini kullandı.
Özel Haber: İbrahim Akın Kazancı