İnsan Hakları Derneği (İHD) Çanakkale Şubesi tarafından Ankara’nın Altındağ ilçesinde yaşanan olayların ardından mülteci düşmanlığının sona erdirilmesi ile ilgili sivil toplum kuruluşlarının da katkısıyla ortak basın açıklaması yapıldı. Açıklamada mültecilere dönük ırkçı ve ayrımcı söylemlerin gündemde tutulmasından dolayı yaşanan endişe dile getirildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Çanakkale Şubesi, Çanakkale Tabip Odası, Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi, Tümbel-Sen Çanakkale Şubesi, Sağlık Emekçileri Sendikası Çanakkale Şubesi, Büro Emekçileri Sensikası Çanakkale Şubesi, Çanakkale Kadın Dayanışması, Çanakkale Kadın Platformu, Pir Sultan Abdal Derneği Çanakkale Şubesi tarafından Eğitim Sen binasında Altındağ olaylarıyla ilgili ortak basın açıklaması yapıldı.
Açıklamayı İnsan hakları derneği (İHD) Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Yavuz okudu. Yavuz, “11 Ağustos tarihinde, Ankara Altındağ'da, mültecilere yönelik organize ve ağır fiziki saldırıların yaşandığına, büyük bir üzüntü ve utançla tanık olduk. Maalesef, geçmişte çok kez yaşadığımız ve hiç bir zaman tam anlamıyla yüzleşilemeyen nefret suçlarına bir yenisi daha eklenmiştir. Mültecilere yönelik nefret söylemi, gün günden artarak, çocuklar da dahil bir çok masum insanın linç edilmesi, yaralanmasıyla sonuçlanan korkunç bir nefret saldırısına neden olmuştur. Biz kurumlar olarak vurgulamak isteriz ki, siyasal iktidarın militarist dış politikasına, mültecileri sadece bir politik şantaj malzemesi ve ucuz iş gücü olarak gören yaklaşımına, Avrupa Birliği'nin göçler konusundaki iki yüzlü siyasetine yöneltilemeyen eleştirilerin, zaten dezavantajlı ve savunmasız durumdaki göçmenlere yöneltilmesi, telafisi imkansız zararlara yol açacak, son derece tehlikeli bir tutumdur. Bu nedenle siyasal iktidarı hiç bir şekilde barışa hizmet etmeyen, militarist dış politikalarından vaz geçmeye, bölgede barışı tesis etmeye yönelik çaba sarf etmeye, mülteciler konusunda temel insan haklarına dayalı, uzun vadeli politikalar üretmeye; göçün kontrol altına alınması için uluslararası iş birlikleri ve tutarlı bir dış politika geliştirmeye, her türlü nefret söylemini ve nefret suçunu engellemeye; suça karışanların yargılanmasına yönelik, tavizsiz ve etkin bir tutum almaya davet ediyoruz. Tüm toplumsal kesimleri, iktidarın mülteci politikalarını eleştirirken sorumluluk sahibi bir dil kurmaya, nefret söylemine geçit vermemeye, söylem ve politikalarını buna göre kurmaya çağırıyoruz” dedi.
Ogün İnal