İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener Pandemi sürecinde en çok tartışılan meseleleri ele aldı. Şener okulların açılmasından, çocukların aşılanma konusuna ve aşı karşıtların iddialarına kadar birçok konuyu değerlendirerek, “Tüm okul çalışanları aşılanmalı’’ dedi.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener Pandemi sürecinde korona virüs ile ilgili gündeme gelen bir çok tartışmalı konuya cevap verdi. Çocukların risk durumu ve sağlık durumları hakkında konuşan Alper Şener, ‘’ İngiltere verisine göre 18 yaş altında Covid 19’dan ölüm milyonda, İlginç olan bunların yarısında risk faktörü olmaması, erişkinlerden farklı olarak, ABD’nin verisine göre de 0-24 yaş (2020) hastaneye yatış yüzde 2,5, yoğun bakıma yatış yüzde 0,8, ölüm, yüzde 0,1, İngiltere’de (bir çalışmaya göre) Yoğun bakıma yatış oranı ise 6,338 başvuruda 259, Sonuç risk var ama erişkinlere göre çok düşük. Temel hedefimiz öncelikle ebeveynleri, üniversite öğrencilerini aşılamak+ okullarda standart önlemler, ama bir diğer sorun da var ki sürü bağışıklığı hedefleniyor ise; nüfusu genç ülkelerde 18 yaş altı aşılanmadan buna ulaşmak mümkün değil, eğer ölümü, yoğun bakımı önlemek hedef ise (ki bu daha popüler şu anda) aşılar hedefe ulaştı. Sürü bağışıklığı ise hedefe daha çok var’’ dedi.

“ÜNİVERSİTELER İÇİN DURUM DAHA SIKI TUTULMALI”
Okul çalışanları ile ilgili de konuşan Şener;  ‘’Tüm okul çalışanları aşılanmalı veya 48 saat öncesinden negatif PCR testi ile okul hudutlarına girebilmeli, Çocuklar ile aynı evi paylaşanlar içinde aynı şartlar gerekli, aşı karşıtları için durum çok zor olacak, inanmadıkları Pandemi için inanmadıkları PCR test sonucunu beklemek zorunda kalacaklar. Hastaneye gittiklerinde enfekte olma ihtimali var mı? Var tabii ama inanmadıkları için korkmalarına da gerek yok. Üniversiteler için durum daha sıkı tutulmalı Üniversiteler için durum daha sıkı tutulmalı; kampüs, yurtlar, kantinler hepsi riskli alanlar ve son 1-2 aydır. Genç aşısız yoğun bakıma yatışlar artıyor. Toplum bağışıklığını arttırmak için 18 yaş altına da aşılanma gerekecek gibi duruyor, çünkü delta varyantı ve diğer varyantlar açısından durum hiç yüz güldürücü değil mevcut 18 yaş üstü nüfus sürü bağışıklığı için yeterli değil’’ diye konuştu.

“AŞININ FORMÜLÜ AÇIK”
Aşı karşıtlarının iddiaları üzerine aşılarla İnsanlara çip takılacak iddialarına da Şener, ‘’Çin ilk defa virüsü izole ettiğinde genetik dizilimini herkese açık duyurdu. Bu çok rastlanan bir şey değildir. Çünkü bu paylaşım bir yarışta kopya vermek gibidir. Test, tedavi ve aşı için. Aynı şeffaflığı mRNA aşılarını geliştiren Uğur Şahin ve arkadaşları da yaptı. Yani aşının formülü açık. Yapabilen yapsın demektir bu aslında. Şuanda zaten dünyada pek çok biyo teknoloji şirketi ücreti karşılığında bu dizilimi size yapabilir. Reklamları bile var. Kitlesel üretip, pazarını garanti edebilirseniz hodri meydan. Bu kadar şeffaf yürüyen bir yarışta çip demek çipin ne olduğunu ve mikroçiplerin maliyet ve uygulama alanını bilmemekten kaynaklanıyor. Sadece kıraathane muhhabeti ama Kıraathane'nin asıl amacına da ters. Aslında 'kıraat=okuma' hedefinde uygun kullanılsa, bu tip fikirlere kimse meyil etmez’’ dedi.

"İNSAN SAĞLIĞI İÇİN GEÇERLİLİĞİNİ GÖSTERMİŞ HİÇBİR ÜRÜN İÇİN RUHSAT BEKLENMEZ"
Aşılrın ruhsatsız oldukları tezini savunanlara ise Alper Şener, ‘’ Ruhsat aşamasına gelmesi veya olması, olmaması sorun değil. Aşıların ruhsatı çıkıncaya kadar milyonlarca insan öldü. Daha önceki aşıların hepsi mi? ruhsat aşamasından sonra uygulandı sanıyorsunuz? Hayır tabii ki. İnsan sağlığı için geçerliliğini göstermiş hiçbir ürün için ruhsat beklenmez bunun için erken kullanım onayı diye bir kavram var. Ruhsat zamana ve deneyime bağlı bir durumdur. Zaten olasılıkla 6 Eylül'de bu argümanda çürüyecek. Ruhsat verilecek. Aşı karşıtlarına ruhsat sonrası için bir uyarı: Ruhsatlanmış bir ürüne yönelik negatif propaganda yapmanın maddi takibi ve yaptırımı olur’’ şeklinde konuştu.

Ogün İnal