Geçtiğimiz perşembe günü gerçekleşen Cumhurbaşkanı Kabine toplantısında salgınla mücadele konusunda önemli kararlar çıktı. Alınan kararlara göre yüz yüze eğitim 6 Eylül'de başlıyor. Aşı yaptırmayan öğretmenler ve okul çalışanları ile üniversite öğrencileri PCR testi yaptıracak. Eğitimin 6 Eylül’de açılması ve alınması öngörülen tedbirler hakkında Boğaz TV’nin yayının katılan Eğitim Sen Çanakkale Şube başkanı Yasin Hacımusalar gazeteci Ogün İnal’ın sorularını yanıtladı. Hacımusalar; ‘’Okullarda tedbirler alınsın ve mümkünse bir daha kapanmamak üzere açılsın’’ dedi. Cumhurbaşkanı Kabine toplantısında salgınla mücadele konusunda önemli kararlar çıktı. Alınan kararlara göre yüz yüze eğitim 6 Eylül'de başlıyor. Aşı yaptırmayan öğretmenler ve okul çalışanları ile üniversite öğrencileri PCR testi yaptıracak. Eğitimin 6 Eylül’de açılması ve alınması öngörülen tedbirler hakkında Boğaz TV’nin yayının katılan Eğitim Sen Çanakkale Şube başkanı Yasin Hacımusalar eğitim öğretime başlanması ile ilgili; ‘’ Okular açıldıktan sonra vakalar arttı tekrar okulları kapatacağız durumunu tekrar yaşamak istemiyoruz biz. Okullarda tedbirler alınsın ve mümkünse bir daha kapanmamak üzere açılsın. Peki bu tedbirler nasıl olmalı. Öncelikle eğitime yeterli bütçe ayrılması çok önemli. Bizim en çok kaynağı kullanma sıkıntımız var ve eğitim bunlardan en çok ihmal edilenlerden birisi’’ dedi.
Pandemi sürecinde en çok etkilenenin eğitim olduğunu söyleyen Yasin Hacımusalar; ‘’Korona sürecinde en çok etkilenen eğitim oldu. Sadece öğrenciler ve öğretmenler değil toplumun tüm kesimi eğitim bu gidişatından olumsuz şekilde etkilendi. Bakanın ayrıntılı açıklamalarında 6 eylülden itibaren eğitim öğretime yüz yüze bir şekilde başlanacağını ifade etti. Yani 16 Mart 2020 öncesine yani Pandemi’den önceki eğitim öğretime döneceğiz. Bakanın açıklamasına göre 1-3 Eylül tarihleri arasında okul öncesi ve 1. Sınıflar uyum eğitime başlayacaklar. Yine bir elektronik takip sisteminden bahsetti bakan. Eğitim aksamasını elektronik takip sistemiyle takip edeceklerini. Fakat benim sendika başkanı olarak elektronik takip sisteminin altında ne yatıyor bir bilgim yok. Yine kantin yemekhane ve pansiyonların açılacağını ifade etti. Mazereti dolayısıyla yüz yüze katılamayan öğrencilerin yine uzaktan eğitimde aynı hizmeti alacağını belirtti. Fakat kim ne şekilde ne tür mazeretle bu konuyla alakalı da bir belirsizlik var. Bu konunun da netliğe kavuşturulması gerekiyor. Yine bakanın bir açıklamasında destekleme ve yetiştirme kursları 8. ve 12. Sınıflarda açılacağı ifade edildi. Halk eğitim merkezlerinde mezun öğrencilere yönelik yine destekleme ve yetiştirme kursları var ama onunla ilgili de bir açıklama yok. Cumhurbaşkanlığının açıklamasına aydınlık getirelim derken yine bir belirsizlik var ortada. Yine okullara maskelerle gelinmesi gerektiği konusunda bir ifadesi vardı.’’ şeklinde konuştu.
‘’Öğretmenlerin ilk doz aşılarının yüzde 80 civarında oldukları söylendi.’’
Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan yeni tedbir olarak Aşı yaptırmayan öğretmenler ve okul çalışanları ile üniversite öğrencileri PCR testi yaptırması ile ilgili de; ‘’Aşı zorunluluğu olmayan veya aşılanmayan eğitim çalışanlarının haftada iki kez testten geçirilip bu sonuçları kurumlara bildirmesi gibi. Bu aynı durum üniversite öğrencileri ve öğretim görevlileri için de uygulanacağı ifade edildi. Ve bunun hastanelerde bu hizmetten yararlanabileceği kesin olarak belirtildi. Bir de aşılanma oranlarıyla ilgili bilgi verildi ki biz bu bilgilere şu ana kadar ulaşamamıştık zaten. Öğretmenlerin ilk doz aşılarını yüzde 80 civarında oldukları söylendi. Bu ortalamanın sanırım bir yüzde 8 civarı fazla. Bir de ikinci doz aşıyı yüzde 70 civarında öğretmenlerin olduğu ve bu da ortalama yüzde 15 fazlası şeklinde ifade edildi ki bu üzücü bir olay. Ben isterdim ki öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının tümü aşılandı ve öğrenciler de aşılanmak üzere ve aşılanacak ifadesini bu 6 eylülden önce duymak çok isterdik. ‘’dedi.
‘’18 yılda bu 8. Bakan değişikliği oldu’’
Uzun yıllardı iktidar olan hükümetin çok sayıda milli eğitim bakanı değiştirmesiyle ilgili de; ‘’18 yıldır bir hükümet var ve 18 yılda bu 8. Bakan değişikliği oldu. Ve bakanlık içerisinde en çok değiştirilen bakanlık milli eğitim bakanlığı. Bu maalesef çok üzücü bir olay. Ve 18 kez de eğitim sistemi değişmiş. Hepsi bir şeyler yapacağını ifade etmiş. Bir önceki eğitim sisteminin aksaklıklarını vurgulamış. Ve bunu telafi edeceğim derken yine taş üstüne taş koymak yerine oradan bir tuğla çekmiş. İçinden çıkılmaz karmakarışık bir hal aldı ve almaya da devam ediyor. 16 Mart 2020’de biz yüz yüze eğitime ara verdik. Ve uzaktan eğitime başladık. Burada bir buçuk yıl zaman geçti. Ne eğitim çalışanlarının ne öğrencilerin ne de velilerin sorunları azaldı. Tam tersi eğitimdeki uçurum, fırsat eşitsizliği derinleşti. Burada daha çok yoksul çocukları çok etilendi. Açık ortaokul, lise ve özel okullar hariç resmi okullarda ilk ve ortaokullarda iki buçuk milyona yakın öğrenciye Ebadan uzaktan öğretimde hiçbir öğrenci yararlanamadı. Buna özel okul ve liseleri de dahil edersek 5 buçuk milyon öğrenci ciddi bir rakam. Bir LGS sınavı oldu bir YKS sınavı oldu ve bu çocukların hepsi bu sınavlara girdi ve bir üst öğrenim kurumlarına yerleşmek için çaba harcadı. Bu yılki hem LGS hem de YKS sonuçlarına baktığımız zaman geçmiş yıllara göre başarı oranının çok düştüğünü gördük. Zaten uzaktan eğitim başlayacaktı 2019 aralığında başladı ve birçok ülke tedbirlerini almaya başladı. Biz imkanı olmayan öğrencilere tablet, bilgisayar, cep telefonu imkanları sunulmasını istedik. Ayrıca bunlar için internet altyapısı ve kotası oluşturulsun. Bu arada eğitim çalışanlarına çok çok teşekkür ediyorum. Öğretmenlerin evleri okul oldu, odaları sınıf oldu, mutfakları mutfak dolapları yazı tahtası oldu. İmkanı olmayan öğrencilere bir şekilde imkan sağlayanlar oldu. Biz öğretmenler olarak esnek çalışma saatleri ile bu açığı kapatmaya çalıştık.‘’ diye ifade etti.
Pandemi sürecinde yeni süreç hakkında da değerlendirme yapan Hacımusalar; ‘’Bu önümüzdeki süreçte de bu açığın kapatılarak yolumuza devam edilmesini canı gönülden arz ediyorum. Ayrıca göçmen çocukları da var. Her 5 kız çocuğundan biri eğitimden uzaklaştı. Her 10 erkek çocuğundan biri eğitimden uzaklaştı. Bu çocuklar sanayide çocuk işçi evde çocuk gelin oldular. Ve bu çocukların psikolojileri ciddi anlamda yıprandı. Uzaktan eğitim eğitimlerini etkilemedi. Psikolojilerini ve ruh sağlıklarını etkiledi. Ve ne yazık ki OECD ülkelerinde en fazla okulu kapatan ülkelerden biri biziz. Birçok ülke tedbirlerini aldı ve okulların açılması için eğitime çaba harcadı. 6 eylüle 17 gün kaldı. Okul öncesi ve 1. Sınıflar eğitime 1-3 Eylül arsında başlayacaklar. Çok kısa bir süre. Biz her zaman yüz yüze eğitimin yapılmasını istedik. Fakat şu acı deneyimi tekrar yaşamak istemiyoruz. Pandemi gittikçe derinleşiyor ve yaş oranı oldukça düştü. Okular açıldıktan sonra vakalar arttı tekrar okulları kapatacağız durumunu tekrar yaşamak istemiyoruz biz. Okullarda tedbirler alınsın ve mümkünse bir daha kapanmamak üzere açılsın. Peki bu tedbirler nasıl olmalı. Öncelikle eğitime yeterli bütçe ayrılması çok önemli. Bizim en çok kaynağı kullanma sıkıntımız var ve eğitim bunlardan en çok ihmal edilenlerden birisi. Mutlaka yeterli bütçenin ayrılması gerekiyor. Öğrencilerin büyük bir kısmı okullara servisle gidip geliyor. Servis şoförleri aşılandı mı, servis şoförlerinin yanlarında bulunan kişilere yeterli eğitim verildi mi, araçlar öğrenci sayısının Pandemi koşullarına uygun hale getirildi mi, güvenlik tedbirleri alındı mı bunların mutlaka gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu araçların tespiti bir an önce yapılmalı ancak ben bu konu ile ilgili bu zamana kadar herhangi bir çalışma yapıldığını görmedim. Sınıflar kurallara uygun hale getirilmeli. 12-15 kişilik sınıflar ayarlanmalı ve mesafe maske kurallarına uygun hale getirildi mi. Eğer bu koşullar sağlandıysa yeni öğretmen ve derslik ihtiyacı doğuyor, bu ihtiyaçlar karşılandı mı. Eğitim kurumlarında herhangi bir vaka karşısında sağlık birimleri oluşturuldu mu. Maske takılması ve mesafe kurallarına uyulması gerekiyor. Dezenfektan olmalı ve sürekli temin edilmeli. Ciddi bir öğretmen ataması sorunu doğacak. Bu sorunların giderilip uygun ortam sağlanması gerekiyor. Velilerin ve öğretmenlerin kaygılarının giderilmesi gerekiyor. 17 gün kala bu belirsizliğin mutlaka aydınlatılması gerekiyor. 15-18 yaş arası çocuklara aşı tanımı yapılacaktı fakat henüz yapılmadı. Bu kadar sorun varken milli eğitim bakanı ve yök başkanı değişti. Artık milli eğitim bakanı esas gündem olan yüz yüze eğitime yüzünü dönmeli. Biz öğretmen olarak ve sendika başkanı olarak cumhurbaşkanlığı kabinesinden ne çıkacak ya da milli eğitim bakanı ne açıklama yapacak diye bekliyoruz. Biz isteriz ki öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin kaygılarını bir masaya yatıralım belirli bir bütçe ile sorunları çözelim.’’ dedi.
İbrahim Akın Kazancı