Seramik Müzesi’nde ‘Troia'nın İzinde Herkes İçin Seramik Atölyeleri’ devam ederken  Çanakkale Seramik Müzesi Sorumlusu Yeşim Çanlıoğulları, seramik müzesinin varlık sebeplerinden birinin de kültürel mirasımız seramik sanatı adına geçmişten geleceğe etkileşim alanı yaratmak olduğunu ifade ederek, Çanakkale için seramik sanatının önemine değinerek, ‘’Çanakkale adını seramik sanatından alan bir şehir. Seramik sanatı açısından yeryüzünde önemli bir şehir Çanakkale. Bunun da kıymetini bilip kültürel mirasımıza sahip çıkmamız gerekiyor’’ dedi.
 
 Çanakkale Seramik Müzesi tarafından 03-26 Ağustos 2021 tarihleri arasında Herkes İçin Seramik Atölyeleri düzenleniyor. Herkesin seramik sanatıyla uygulamalı olarak tanışması, sanatsal bir üretimin içinde olmasını amaçlanan ”Troia’nın İzinde ” konseptiyle başlayan seramik atölyeleri Çanakkalelilerden büyük ilgi topladı.  Katılımcıların seramik çamuruyla ve elle şekillendirme teknikleriyle tanışarak temel üç boyutlu formları oluşturmak konusunda pratik yapmaları sağlanan Seramik Müzesi bahçesinde düzenlenen atölyede, Seramik Eğitmeni Sinem Kınay tarafından katılımcılara seramik teknikleri öğretiliyor.  Çanakkale’de yaşayan herkesin ücretsiz olarak katılım sağlayabildiği atölyenin seramik malzemeleri ise Çanakkale Belediyesi tarafından temin ediliyor.
 
 Çanakkale Seramik Müzesi Sorumlusu Yeşim Çanlıoğulları, Seramik Müzesi bahçesinde düzenlenen atölyeler hakkında bilgi verdi.  Çanlıoğulları, 2 yıldır görevde olduğunu ifade ederek, ‘’Bizim işimiz Çanakkale Belediyesi’nin misyonuna ve vizyonuna uygun olarak seramik sanatı adına etkileşim alanları yaratmak. Bir arada, sanatsal bir üretimin içinde olarak bir form,  bir biçim ve 3 boyutlu objeler yaratmanın öğrenilmesini sağlamak diyebiliriz’’ şeklinde konuştu. Konuşmasına devam eden Çanlıoğulları, Çanakkale için seramik sanatının önemine değinerek, ‘’Çanakkale adını seramik sanatından alan bir şehir. Seramik sanatı açısından yeryüzünde önemli bir şehir Çanakkale. Bunun da kıymetini bilip kültürel mirasımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Bunu çeşitli şekillerde yapabiliriz; çamura dokundurarak, sanatsal sergilerle, workshoplarla, değişik etkinliklerle. Bunu yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak bizim temel görevlerimizden biri. Sanatın hayattan geri çekilmemesi için çabalıyoruz. Bunun için çalışmak zorundayız’’ dedi.
 
Ülkece çok uzun zaman zor bir dönem geçirdiğimizi ve bu dönemin sonunda insanların birlikte olmaya ve sanatsal üretimin içinde olmaya ihtiyaçları olduğunu söyleyen Çanlıoğulları, seramik atölyelerinin bir anlamda sosyal terapi olduğunu belirtti. ‘’Burada 40 kişi 50 kişi bir araya geliyor. En yoğun zamanımız son 2 haftamız tabak dekoru yapmak. Çok ciddi bir kayıt var. Kayıtlar toplamda 450 kişiyi geçti. Her atölyeye çok farklı katılımcılar geliyor. En güzel kısmı da katılımcılar gün gün seçtiler kendi atölye zamanlarını onlara kendi zamanlarına göre ayarlama şansı verdik’’ dedi. ‘’ÇOK CİDDİ BİR TALEP OLDU’’ Atölyelere kayıt hakkında da bilgi veren Çanlıoğulları, ‘’30 Temmuz’da kayıtları bitirdik. Çok ciddi bir talep oldu. Kontenjanımız sınırlıydı ama kontenjanı biraz daha genişletmek zorunda kaldık. Açıkçası bu gerçekten çok sevindirici bir şey. Fakat katılamayanlar için yeni atölyeler yapmak istiyoruz’’ ifadelerinde bulundu. ‘’Burada 50 kişiyle atölye yapmak benim hayalimdi’’ diyen Çanlıoğulları, ‘’60 kişiyle 70 kişiyle bir arada workshop yapıyoruz. İnanılmaz bir rakam bu. Bahçemiz geniş. Sosyal mesafe anlamında herhangi bir sıkıntı yok. Gelen katılımcılarımızın da bu yönden içleri rahat. Çok iyi geçiyor atölyelerimiz, her yaştan her kesimden her meslekten insan var burada. Ayrıca, eli ilk defa çamura dokunan insanlar için çok güzel işler ortaya çıktı. Atölyede şu an Troya konseptli rölyef atölyesi yapıyoruz. Daha sonra da Troya dekorlu kazıma tabak yapacağız. Atölyeler tek tek başlıyor ve bitiyor. Salı ve Perşembe günleri 3 saat sürüyor. Daha sonra da kendi misyonumuza uygun bir şekilde kentin kimliğine ve kültürüne uygun atölyeler yapmaya devam edeceğiz’’ diyerek, ‘’Haftada 2 gün 3 saat workshop tarzında başlıyor, katılımcılar geliyor objeyi yapıyor ve bitiyor. Sonra biz onların ürettikleri ürünlerin fırın ve sırlama süreçlerini kendimiz takip ediyoruz. Katılımcıları süreç hakkında bilgilendiriyoruz. İlk atölyemiz olan “Bazı Kahramanların Beyaz Önlükleri Vardır” sloganıyla oluşturulan sağlık çalışanlarına yönelik atölyemizde de aynı şekilde çalıştık. Fırınlama ve sırlama gibi süreçleri onlarla fotoğraf ve video olarak paylaştık. Sonrasında katılımcılar çalışmalarını buradan alabiliyorlar ve ürettikleri onların oluyor. Kentin kültür tarihi bir hatıradır. Biz de kendi müze arşivimizde katılımcıların yaptıkları çalışmaları arşivliyoruz’’ dedi.


 
İbrahim Akın Kazancı