Geçtiğimiz günlerde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un sözleri siyasette çok konuşulanlar arasına girdi. Yavuz’un, 'Oylarımız ile Tayyip Bey’e destek verdiğimiz için hanelerimize sevap yazılmaya devam ediyor' sözlerine, bir tepki de DEVA Partisi Çanakkale il Başkanı Berkan Karaca’dan tepki geldi. Karaca, ‘’Tek dindar genel başkan AK Parti Genel Başkanı mı? Dindarlar, sadece AK Parti’de siyaset yapanlar mı? Sevap ve günahlara siz mi karar veriyorsunuz?’’ dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un 'Oylarımız ile Tayyip Bey’e destek verdiğimiz için hanelerimize sevap yazılmaya devam ediyor' sözleri ile ilgili konuşan DEVA Partisi Çanakkale il Başkanı Berkan Karaca, “Dini söylemlerle yoksulluğun, yolsuzlukların, yasakların üstünü örtmeye çalışmayın. Dinimizin kutsallarını günlük siyasete alet etmeyeceğiz. Din üzerinden politika tayin etmek, nasıl bir çağın ürünüdür? Anlamak zor, gerçekten ülkenin durumu her geçen gün kötüye gidince, temiz dinimizi bu sözleri ile zarar veriyorlar. Din işleri tek bir kişinin elinde olamaz ki bizim dinimizde de, kültürümüzde de ruhbanlık sınıfı yoktur’ ’dedi.
Geçtiğimiz günlerde siyasetin en çok konuşulanları arasına giren AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un seçim ve oy sözleri oldu. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz 'Oylarımız ile Tayyip Bey’e destek verdiğimiz için hanelerimize sevap yazılmaya devam ediyor” dedi. Bu sözlere bir tepki de DEVA Partisi Çanakkale il Başkanı Berkan Karaca’dan tepki geldi. Karaca, ‘’Tek dindar genel başkan AKP Genel Başkanı mı? Dindarlar, sadece AK Parti’de siyaset yapanlar mı? Sevap ve günahlara siz mi karar veriyorsunuz? Dini söylemlerle yoksulluğun, yolsuzlukların, yasakların üstünü örtmeye çalışmayın. Dinimizin kutsallarını günlük siyasete alet etmeyeceğiz’’ dedi.
 ‘’Din üzerinden politika tayin etmek, nasıl bir çağın ürünüdür? “ diyen Karaca, “Anlamak zor, gerçekten ülkenin durumu her geçen gün kötüye gidince, temiz dinimizi bu sözleri ile zarar veriyorlar. Din işleri tek bir kişinin elinde olamaz ki bizim dinimizde de, kültürümüzde de ruhbanlık sınıfı yoktur” dedi.
 
Çok tartışılan konuşma neydi?
Geçtiğimiz günlerde en fazla tartışılan konulardan birisi olan Ağrı’daki 'Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuşan Yavuz, “20 yıl Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidarda tutmak ve onun yaptıkları sebebiyle sevap hanemize bir şeylerin yazılıyor olması çok büyük bir şey. Bu, liderimizi siz ve biz oylarımızla orada tutmasaydık olmazdı. Biz de oylarımız ile Tayyip Bey'e destek verdiğimiz için hanelerimize sevap yazılmaya devam ediyor.  Hayatımın sonuna kadar bir statü ve makam beklemeden bu davanın neferi olmaya devam edeceğim. Ne yapmam gerekiyorsa onu yapacağım. Bu davayı çok mübarek dava olarak görüyorum ve görüyoruz. Milletin rotası benim rotamdır diyen, prangaları bir bir söken, zincirleri kopartan Recep Tayyip Erdoğan’ı başımızda tutmak en büyük iştir. Recep Tayyip Erdoğan’ın öğrenilmiş çaresizliği reddeden o özgüveni bize kazandırmış olması bu ülkeye en büyük katkısıdır. Bu ülke için Sayın Cumhurbaşkanımız ne yaptı diye sorduklarında buradan İstanbul’a köprü olacak kadar şey yaptı diyebiliriz. 2007 gibi Milli Güvenlik Kurulu toplantısında irtica ve imam hatipler hakkında konuştuklarında Tayyip Bey duramıyor ve masaya vuruyor. 'Yeter be kardeşim' diyor. 'Ne irticası, ben de imam hatipliyim. Ne başörtüsü benim eşimin de başı kapalı. Kapalısı var, açığı var. Yeter artık' diyor. O günden sonra irtica kavramı Milli Güvenlik Kurulu'nun gündemine gelmiyor. İdam sehpasına gitmeyi göze alacak bir liderimiz olmasaydı şu anda gündem yine irtica kavramlarıyla dolup taşacaktı“ ifadelerini kullandı.
 
 
İbrahim Akın Kazancı